Ya sevgilin seni hafızasından sildirirse

...sen de onu sildirirsen, onunla tekrar karşılaştığında yine ona aşık olur muydun? İnanılmaz bir hikaye!

Charlie Kaufman en son yazdığı filmde, Jim Carrey’nin hafızasından Kate Winslet’la yaşadığı aşkı sildi! Filmin adı: Eternal sunshine of a spotless mind. (lekesiz bir aklın sonsuz günışığı) yönetmeni Michel Gondry.

Filmde Clementine (Kate Winslet), Joel (Jim Carrey) ile ilişkisini hafızasından sildiriyor. Dr. Howard’ın keşfettiği bir programla anılarından sana acı veren insanı çıkartabiliyorsun. Onunla ilgili hiçbirşeyi hatırlamıyorsun. Adını bile. Bunu öğrenen Joel’da gidip Clementine’ı sildiriyor hafızasıdan. Büyük bir aşk her sahnesiyle eksiksiz yaşanmış. Karda yuvarlanma? Var. Evde tembel tembel oturup Çin yemeği yerken, birden şımarma? Var. Biz kumsallarda koştuk, pencereden tanımadığımız insanların evine girdik, pazarda elbise alırken ‘hadi artık çocuk yapalım’ dedik var mı? Var. Birimiz giderse öbürü nasıl mahvolur da var. Neredeyse beyinlerinin her yerinde birbirleri var. Kaç mega byte hafızam varsa sana feda olsun durumu!

Clementine bu köşe bucak temizlikte gitgide yokolurken Joel, ona hala aşık olduğunu anlayıp, işlemin ortasında ondan kurtulmak istemediğine karar veriyor. Kafasında kablolarla bir yatakta uzanırken, beyninde Clementine’ı elinden tutup unutulması imkansız çocukluk anlarına götürüyor ki, uyanınca Clementine’ını kaybetmesin. Clementine’ı mutfaktaki kısa etekli teyzesi mi yapsa, bir kuşa sopayla vururken yanındaki küçük kız mı yapsa, ne yapsa da çekip gitmese şu Clementine.

Aşıklar için dünyadaki en güzel kelime, birbirlerinin isimleri. En kötü kelime, onu deli gibi kıskandıkları kişinin ismi. En mutlu yer, birbirlerinin yanı. En mutsuz yer, birbirlerinin uzağı. Aşk basit. Çok basit. Çok fazla tatlı, çok fazla acı. Biten bir aşkın seni boynundan tutulmuş bir kedi gibi çaresiz bırakan tek gücü, anısı. Onlar senin beyninde ona ait lekeler. Başka bir kız, başka bir erkek onları çitileyip çıkaramaz. Diyelim ki birgün bir adam onları silmeyi başardı, sildirir misin? ‘Sen benimsin’ sandığın birini sildirsen, sen de biraz silinmiş olmaz mısın? Kendine ait nerdeyse bütün dosyaları ona kopyalamamış mıydın? Onun o güzel yüzü değil miydi senin screen saver’ın?

Filme dönersek, bir unutulmaz sahne daha var. (Bu Kaufman deli, dahi, ya da bilmiyorum işte) Bunları hayat tekrar karşı karşıya getiriyor. Yani birbirlerini bir kez daha ilk kez görüyorlar. Derken postacı ikisine de bir kaset getiriyor. Dr. Howard’a gittiklerinde birbirlerini hafızadan neden sildirmek istediklerini anlattıkları kaset! Oturup, bu iki yeni insan, yaşamadıkları aşklarının nasıl yaşanacağını dinliyorlar. Clementine, yeni tanıştığı Joel’ın ağzından ‘Clementine’ı artık istemiyorum çünkü.....’yü dinliyor. Joel’da Clementine’ın ağzından ‘Joel’ı artık istemiyorum çünkü.....’yü.

Önce kendime şimdi sana soruyorum. Sen kendine sor diye soruyorum: Sevgilini ayrılık acısına dayanamadığın için hafızandan sildirsen, onunla karşılaştığında ona yine aşık olur muydun? Onunla yaşanmış bir aşkın Best of pişmanlık kasetini dinlesen, yine o aşkı yaşar mıydın?

Cevabını bildiğim soruları sormak, adettendir.

Ne demişler kirlenmek güzeldir.
Yazarın Tüm Yazıları