Çok pis bir durum. Sevgililer günü birşey günü mühim değil de, bunu naparız? Bundan böyle 13 Şubat günü ’seni sevmeyeni sevme günü’ kutlansın.
Herkes onu sevmediğinden kesin emin olduğu birine bir hediye alsın ve şuna benzer şeyler yazan bir kartpostal yollasın:
Sana herzaman
Bana kimi zaman
Sevmesi zor gelen biri var.
O seni seviyor senin
onu sevmediğin kadar
Peki bir insan onu sevmeyen birini niye sever? Bu hafta, sevgi çerçevesinin dışındaki, kırmızı ışıklı sokaklara dalalım. Aklıma gelen (e lafın gelişi başıma da gelen) bu tuhaf durumun bence nedenleri aşağılardadır.
E ama ben onu seviyorum: Ya ben onu, beni sevmemesine rağmen sevmemezlik edemiyorsam? O benim varlığıma yas tuturken, ben onun varolmasını için için kutluyorsam? Geçen hafta uçakta kitap okurken, başıma dikildi bu düşünce. Okuduğum kitabın yazarını seviyorum, ama o beni sevmiyor.
Böylesine laik -aramızdaki şeyin ibadetle, yani 14 Şubat’la alakası yok- bir münasebeti arabeskleştirmek niye? Bilmiyorum işte onu. Onun beni sevmemesi birşey eksiltmiyor, sevse de birşey artmiycak. Yani yanındaki sıraya çöküp arkadaş olalım mı diycek halim yok. Hem şimdi o beni iyice sevmemiştir, diycek yazdım diye.
Ben de kendimi sevmiyorum: Bu benim çok kolay başardığım, o yüzden yapınca övünemediğim bir özelliğim. Kendinden memnun insan da sevmem. Onlar hayatı eteklerinden çekiştirip durmazlar. Oldukları yerde uslu dururlar. Her insan kendini sevmeyendeki hakikati ve samimiyeti görmelidir.
Bu atışa ’kompleksli, kıskanıyor, çekemiyor’ gibilerinden karşılık verip, topu taca atmamalıdır. Öyle oyun zevkli olmaz. Kimse çirkin göründüğü açılardan filmin tamamını çekmesin. Herkes arada bir iki sahnede kötü görünmeyi bilsin.
Ben sevilen değil, sevenim: Adaptation filminde buna benzer bir laf vardı. Bayılmıştım. Ben çocukluğumdan beri, beni sevmeyenlerin ekşi şurubunu burnumu tıkayarak içmişimdir. Enerji verir. İnsana can gelir. Beni, benim sevip sevmemem ilgilendirir. Ayrıca, beni sevmeyenleri genellikle sevememişimdir. Fakat bu sefer sevdim bitti gitti. Aşı bu seferki.
Ayrıca, onun kendini hiç sevmeyen biri olması, beni sevmesini imkansız kılıyor. Aç insan bir lokma ekmek bulsa, önce kendisi yer. Ben onun o aç bir ilaç halini sevdim işin kötüsü. İlacı ben değilim o ayrı.
Buraya kadar okuduysanız, belli beni seviyorsunuz. Sevmiyorsanız da ben sizi sevebilirim.
(Sevenlerimi yarın 22.00’de, İzmir Levent Marina’daki konserime beklerim.)