Bir şeyin sürekli olunca kıymetli olması fikrini kim buldu bilmiyorum. Fakat kesinlikle katılmıyorum.
Ellerinde cetvellerle gezerek, her şeyin zaman uzunluğunu ölçüp, ona değer biçenler, sonsuza dek yaşayacaklarını zannedenler. Hesabı kitabı olmayanlar. Şimdilik kelimesinden fevkalade rahatsız olanlar.
Halbuki zamanı ‘şimdilik’ten katlayıp kesiversek, hiçbir anlaşmazlık çıkmaz. Hayat daha eğlenceli olur. Örnek cümlelere bakalım:
Size şimdilik oturmaya geldim.
Size şimdilik deli oluyorum.
Şimdilik bu müziği dinliyorum.
Şimdilik böyle düşünüyorum.
Bu cümlelerde zarf olan ‘şimdilik’ kelimesi, bizi daha sonra nereye istersek götürecek olan posta kutusuna bırakacaktır! Başımız kesinlikle belaya girmeyecek, her şey biteceği bilgisiyle geldiği için gazı kaçmayacaktır.
Örneklere geri dönersek, şimdilik size oturmaya gelmem, sizin için de benim için de bir rahatlamadır. En ufak bir sıkıntı anında kalkıp gidebilirim. Sizin de gerilmenize gerek yok, dediğim gibi fazla kalmayacağım için, eğlenceli tarafımı kolaylıkla görebilirsiniz. Gibi.
Size şimdilik deli oluyorum da mühimdir. Size deli oluyorum dersem, hep divaneyle pekiştireceğim hissine kapılabilirsiniz. Hatta bunu bir söz addedebilirsiniz. Fakat aklımın başıma gelmesi mümkündür. Böyle anlarda kimse kimseye ‘aklını başına topla’ dememelidir. Bir filmde diyordu ki, kalpler değişir...
Ben öyle demiyorum. Onu başka zaman tartışırız.
* * *
Bu müziği dinliyorum, şu kitabı okuyorum, şöyle giyiniyorum gibi cümleler kesinlikle büyülü kelimemiz ‘şimdilik’le başlamalıdır. Yoksa ithamlar başlar. Ki hiç çekilmez onlar. Hani sen rockçıydın, hani sen hep felsefe okurdun, hani sen asla kot giymezdin çok değiştin’ler başlar.
Kulağın da, gözün de, sözün de, bedenin de aslında çıplak olduğu unutulur. Kostüm provası yapan soytarıymış gibi bir muamele görürsünüz. Benden söylemesi, kendinizi sıvı tutup, ‘şimdilik’ kelimesini bütün çekmecelere koyunuz. Hep taze kokunuz.
‘Şimdilik böyle düşünüyorum’a gelince, bu kalıp gibi ezberlensin. Çünkü düşünce uçucu maddedir. Kuantum bunu kanıtlamıştır. İnsanlar düşünceleri değişen insanlardan nefret ederler. Picasso kübist düşünüp, çizdiği yüzlerdeki burnu profilden görünce herkes nefret etmişti. Sonra başka türlü düşündüğü bir döneme girip, burnu yine karşıdan görüldüğü gibi çizince ne oldu? Yine nefret ettiler. Problem burunda değil çünkü. Güvertede!
Başkaları sizi üstünüzle başınızla paketleyip kavrarlar ve ellerinden kayıp gitmeniz işlerine gelmez. Ama öbür türlüsü de bizim işimize gelmeyebilir.
‘Şimdilik’ kelimesini keten tohumu gibi her cümlemize ekersek, capcanlı heyecanlı bir hayat biçeriz.