Günler günleri kovalarken, masal gibi de geçmezken, kabul edin bazı günler bir şey oluyor. Bir tür hayata dair iman tazeleme diyebilirsiniz. Manavın arada marullara su serpmesi gibi.
Evet bu kelimeler kadar beklenmeyen bir anda, beklenmedik bir şekilde peşpeşe. Lunaparktaki trendeysek trenin en yukarı çıktığı gün, reenkarnasyondaysak ruhun bunu anladığı gün. Her şeyin bir anda aydınlanıp söndüğü bir zaman dilimi. Ağzımıza atıp çiğnemeyip, dilimizin ucunda tutup söylemeyip, öyle kalakaldığımız zamanın o dilimi. Üstünde şekerden gül olan ve sadece doğumgünü çocuklarına nasip olan.
***
Şimdi diyeceksiniz ki evet biliyoruz o günü.
Sonra soracaksınız nasıl gelir o gün(ler)?
Hani kalp aniden hızlanır, sırtımızın başladığı yer yukarı çeker, renk cümbüşünde göz görmez?
Evet o gün. O gün hayatın tadına bakarız ve sonra uzun süre avcumuzu yalarken ona derinden bağlı oluruz. Asıl ikinci sorunuz mühim. Yani o günler nasıl gelir? Geçenlerde yukarıdaki şiirdeyken ben, bunu düşündüm. Galiba buldum.
Güzel şeylere inanarak kumsaldaki en güzel çakılları topladığımız zaman, deniz yükseliyor.
Fakat püf noktası şu: Bunları bir şey beklemeyen zevk düşkünleri gibi yapmalısınız. Küçük güzel şeylerin koleksiyonunu yapanların başına, olağanüstü güzellikte şeyler gelir.
Hayat da kadınlar gibi, ön sevişmeyi uzun tutanlara aşık olur. Elleriniz ne kadar güzel diyene, boynunu gösterir. Bunu da o güzel eliyle ve dünyanın en küçük hareketiyle saçlarını geriye atarak yapar.
Bunları yakalamamız gerek. Mesela ben o günün öncesi, çiçekler alıp vazoya koydum, hepsi ‘güzel bir’le başlayan bir sürü şey yaptım. Küslüklerimi kaldırdım, güldüklerimi parlattım ve gümgüm! Fazla çeken günüm geldi. Bir amip gibi bölünmek zorunda kaldım.
Size de o günün anısına bir şey sakladım. Yakında göstereceğim.
***
Diyemediğim o ki, ani ziyaretlere hazırlıklı olmak lazım.
Vazoda bir çiçek neye yarar demeyin. Bakın neleri deviriyor: Onu aldığım adamın cebine para, gözlerine şükran; onu koyduğum stüdyonun içine renk, koku, hayat; onu görenlerin canına can; orada olup biten ne varsa içine heyecan! Kapı çaldı o gün ve geldiler. Bunlardan bunlardan bunlardan zevk almışsınız, bu kadar bonus kazandınız dediler.