Paylaş
Dikkatimiz bizim en büyük gücümüz.
Dikkati verdiğimiz şeyler ömrümüz.
Hiç durup bakmıyoruz, dikkati neye verdiğimize.
Nereye akıyor bakışlarım, nereyi kazıp duruyorum, aklım neye takılı...
Yeni yıla girerken, bu soruları, sahilde bulduğumuz güzel çakıl taşları gibi cebe atalım.
Bir çocuğa dikkat veriyorsun, hemen görüyorsun dallarına bahar geliyor.
Bir sevdiğine dikkat veriyorsun, kalp kapıları ardına dek açılıyor.
Kendine dikkat veriyorsun, yenilendiğini hissediyorsun.
İnsan karşısındakine en fazla 20 saniye kulak verebiliyormuş.
Sonra kendi tepkileri, düşünceleri, cevapları...
Oradan artık ver elini geçmiş, gelecek kaygıları, patinajlar.
Demek biz hep kendimizle konuşup duruyoruz.
Günler bu yüzden birbirine benziyor. Kendi dışımıza bakmaya hiç çabalamadığımızdan.
Bazen, özellikle de bugünler, üzerimde neden hep bir ağırlık var diye düşünüyorum.
Sanki birisi ağır yorganlar bırakmış gibi üzerime.
Çoğumuz böyle hissediyoruz biliyorum.
Nedeni de dikkatimizi en çok verdiğimiz şey: Sosyal medya.
Haberler, hashtagler, storyler...
Olan felaketler, bekleyen tehlikeler, olamadığımız güzel yerler, yiyemediğimiz yemekler, buluşamadığımız arkadaşlar.
Geride kalışımız, dünyanın çöküşü, yetişemeyişimiz.
Dikkat burada olursa, yeşeren çaresizlik oluyor.
Bitap düşmüş ruhumuza, taze başlangıçlar, yeni hevesler sunamaz oluyoruz.
Başkalarının hikayesi, adı üzerinde story’si, bizi kendi hikayemizden uzaklaştırıyor.
Uzaklarda yaşanan hayatları izleyen bir seyirci gibi yaşamaya başlıyoruz.
Duygularımızı da filmde olanlar belirliyor tabi ki.
Gün bittiğinde aklımda kalanlara bakıyorum.
Bugün hangi resimler geçmiş önümden?
Kendi hikayemin sahneleri mi, yoksa başkalarının hikayesinin anları mı?
Eğer ikincisi çoğunluktaysa, bence dikkatin fişini oradan çekmek gerekir.
Hayat bir tanedir, biriciktir, sürprizlerle ve küçük neşeli anlarla doludur.
Yaşamasını bilmek, dikkatin yerini seçmek gerekir.
Yeni yılda bunu dileyelim en başta.
2023’te dikkatim kendi hikayemde olsun.
Paylaş