Diye sordum, Londra’da yaşayan arkadaşıma. Ne işe yarıyor, napıyor, ne diyor, ne değişti?
Yalıkavak’ta gece sahilde yürüyorduk ve benim de bir hayat koçuna ihtiyacım vardı! Neyim eksikti, daha doğrusu daha fazlasını yapmak için, eksik neyim vardı? Aklı selim birini, kendi problemlerimle gönüllü bir boğuşma içine itmek ve halini izlemek öğretici olurdu. (Ben hayat koçunu, sadece Nip&Tuck dizisinde görmüştüm. O da öyle psikopat çıkmıştı ki...) Sonra anlattı neler yaptıklarını... Ortalarda bir koç falan görünmediğine göre, yazıyorum.
Egzersiz 1: Tanıdığın 20 kişiden, seninle ilgili 3 pozitif sıfat yazmalarını iste. Sonra oturup bunları oku.
Gördün mü, o kadar da nefret edilecek biri değilmişsin. İnsan kötü taraflarına odaklı varlık olduğundan, kendine ait güzel şeyleri ödüllendirmiyor-muş. Halbuki bak!
Egzersiz 2: Aşağıdakileri bir kağıda yaz, ve günde 3 defa, en inandırıcı tonda kendine yüksek sesle oku.
1. Ben amaçları olan, yetenekli biriyim. Ve dikkatimi bunlara ve kendi gelişimime vericem.
2. Kendime değer veriyorum, çünkü kalbimde sevgi ve iyi niyet var.
3. Hayatımdan en iyisini bekliyorum, çünkü ona bunu fazlasıyla geri vericem ve hep şükredicem.
Egzersiz 3: Sağlıklı beslen. Omega 3 ve 6 kullan.
Bu yağlar, insanı mutlu ediyormuş. Her türlü yağ öyle değil mi zaten:)
Egzersiz 4: Mutlu insanlarla konuş, güldüren filmler seyret, iyi şeyler oku.
Hakikaten, aptallaşmak pahasına neşe satın alınabilir. Nedir ki yani değil mi sonuçta hayat!
Egzersiz 5: Küçük turuncu sticker’lar al ve evinde çeşitli yerlere yapıştır. Onları her gördüğünde gül, kıkırda, gülümse.
Sonucu yaşayıp, nedenini sormama egzersizi. Bence gülünce, güldürüyosun zaten. Hem kendini, hem elalemi:))
Egzersiz 6: Düşün ki sinemadasın. Film senin hayatın. Bugünden 5 yıl sonrasına kadar uzanıyor. Ne izlemek istiyorsun? Önündeki bu 5 yıl içinde, kendini nasıl görmek istiyorsun? Yaz.
Ben, buna ciddi egzersiz derim işte. Hadi bakalım, kolay gelsin.
Egzersiz 7: Kendine, ne yapmak istediğinle ilgili somut istekler içeren bir mektup yaz. İki günde bir oku. Değiştir, ekle, çıkar.
Bu şart. İnsan nereye gittiğini ve oraya gidişin yol haritasını unutup duruyor. Yazıp, karşına asmak lazım. Oyma kakma sanatı bunlar.
Şimdi, benim buradaki vaktim doldu. Başka şeyler de var ama, evde koçsuz moçsuz yapabileceklerimiz bunlar. Diğerlerini anlatamıyorum, diyagram falan çizmem lazım. Ben, bu hayat koçu meselesini sevdim. Böyle tip top paket şeyleri severim. 5 seansta, hayatındaki kırışıklıkları toparlıyor daha ne olsun? Gözlerinin içi gülen, genç kalır zaten. Bunları yapmaya başlayalım, sorup cevaplayalım, kaybolmayalım.
Kopmayalım, haftaya yine bu köşede buluşalım. (Eğer kaybolmazsam, neden çağımızda kendi kendimizin koçu olmaktan uzaklaştık ve birileri hayatımızı düzene koymaktan para kazanır hale geldi bunu yazıcam.)