Nasıl bir anne olmak isterim?

Bir kapı aralığında durmuş, bunu anlatıyordum iki anneye.

Haberin Devamı

Cümlemi bitirdiğimde, gözlerimin dolduğunu ve onların da gözlerinin dolduğunu fark edip, durdum.
Bazen bir cümle nasıl gözlerden yaş taşırıveriyor?
Kelimeler nasıl bu kadar güçlü?
Kalbe nasıl ellerini sokuveriyor kelimeler?
Kimi zaman acıtmaya, kimi zaman affetmeye, kimi zaman özlemeye…
“Onu olduğu gibi görebilmek istiyorum.
Kim olduğunu kaçırmamak. Kendimle, hakkında denilenlerle, korkularım ve endişelerimle karıştırmadan.
Bir sis perdesinin ardından flu değil, net görebilmek…
Özü neyse onu… Eğer bunu kaçırırsam şayet, çok üzülürüm.
Yani onu olmadığı kişiyle karıştırırsam.
Onu teğet geçersem.
Bunu çok geç fark edersem…
Bu yüzden ona her gün büyük bir dikkatle bakmaya çalışıyorum.
Onunla tanışmak, onu herkesten iyi bilebilmek istiyorum.
Sonra da gördüğüm şeye saygı ve sadakat bekliyorum kendimden…”
Bir anda, bunları söyledim nedense.
Gözden kaçırmak istemiyorum oğluma ait detayları.
Kapılarını, duvarlarını, kuşlarını ve buluşlarını görebilmek istiyorum.
Kalbinin vurduklarını, aklının aldıklarını, içinde dolaşıp duran soruları, merakları…
Diğer anneler, gözleri dolu bana baktılar, en önemli ama en önemli şeyin bu olduğuna katıldılar.
Hayatta bir insana olduğu kişiyi teslim etmekten büyük iltifat olabilir mi?
Pirinç ayıklar gibi ayıklamalı onlara baktığımızda beliren hırsları, korkuları, endişeleri, hayalleri, kurguları, dedikoduları…
En çok da kendi çocuk halimizin hayaletini.
Onlarla, yepyeni bir insanla, güneşli bir günde mavi bir gökyüzünün altında tanışır gibi tanışmalıyız.
Sonra da çekiştirmeden,
gideceği yere
büyük bir merakla eşlik etmeliyiz.
Yapabilir miyiz, kolay değil.
Ama benim başlıkta sorduğum soruya cevabım bu olur.
Ben böyle bir anne olmak isterim.

Yazarın Tüm Yazıları