Paylaş
Sevmekten önce saymayı,
Ağzına gelen dikenli lafları geri yutmayı.
O bulutluyken sen güneşli,
O güneşliyken sen ağaç olmayı.
Ekmeğini ikiye bölmeyi,
Alevlendiğinde çabucak sönebilmeyi.
Ben yerine biz diyebilmeyi,
Ama beni de yolda kaybetmemeyi.
Kusuru görmemeyi,
Sırrını sormamayı,
Elini bırakmamayı.
Kalbine birini koyup orada unutmayı,
Gözyaşlarını şefkatle kurutmayı,
Kabusla uyandığında geri uyutmayı.
Bazen başka olsa da sevebilmeyi,
Hep aynı da olsa kabullenebilmeyi.
O sana kafa vurduğunda, önce göğse
Sonra ayağa indirmeyi,
Topraklamayı.
Onun için hep orda olmayı,
Onun için hep ama hep orda olmayı.
Anladın işte,
Onun için hep orda olmayı.
Bazen ortada kocaman
Bazen kenarda küçücük durmayı
Bazen onun adımlarıyla
Bazen de senin adımlarınla yürümeyi
Yürümek kolay
O adımlarla dans etmeyi dans
Dediklerini dinlemeyi değil
Duymayı
Her akşam hiç bıkmadan
Nasılsın diye sormayı
Biliyordur demeyip seviyorum demeyi
Gözlerine bakarak ve şükrederek yemeyi...
Hep güzel, hep kibar, hep düşünceli
Hep orda, hep sıcacık
Hep en yakın olmayı.
Koca aynalarda
Kaba, kırıcı ve haksız kendinle baş başa kalmayı
Bir sokak köşesinde sarılıp, ne mutlu bize diye durmayı...
Kelimeleri sarf ettikten sonra hiçbir zaman geri çağıramayacağını
Onları ağzından salarken hep üstlerini başlarını düzeltmeyi
Ama en çok da yıllar içinde birlikte değişirken
tekrar şu alemde yine ve hep onu seçmeyi öğreneceksin.
Bu öğrenme hiç bitmeyecek canım kardeşim onur,
Dilerim hep şunu diyesin: Taneler içinde bir tanem odur.
Paylaş