Hoşçakal Cohen

Radyo peş peşe şarkılarını çalmaya başlayınca anladım, Leonard Cohen’in gittiğini.

Haberin Devamı

Son albümünü birkaç hafta önce çıkarmıştı.
82 yaşındaydı.
‘I’m ready my lord’ (Hazırım Tanrım) diyordu son şarkısında.
Gideceğini biliyordu. Tıpkı David Bowie’nin yaptığı gibi, sonuna yaklaşırken bile şarkı söylüyordu. Ölümü dansa kaldırır gibi...
Cohen, hayatı anlatan eşsiz bir şairdi.
İlla bir şarkı yazarı Nobel alacaksa, benim Nobel’im Leonard Cohen’e olurdu.
Sırf ‘Hallelujah’ için verirdim ben ona Nobel’i.
Hallelujah şarkısına bir dönem kafayı takmıştım. Jeff Buckley’den dinlerdim, acılı söylerdi.
Nasıl yazılmış olduğunu anlamaya çalışırdım.
Cohen’in 5 yılını almıştı yazmak. Onlarca farklı nakarat ve son yazmıştı nihai haline gelmeden önce. Yüzlerce kişi söyledi.
‘Duydum ki gizli bir akor varmış
David’in çaldığı ve Tanrı’nın hoşuna giden
Ama sen müzikle pek ilgilenmiyorsun değil mi’... diye başlardı Hallelujah ve sanki her yere giderdi.
Hayatın her yerine dokunurdu. Ruhun sınırlarını hissettiren şarkılardan.
Hayata teslimiyeti çok asilceydi Cohen’in.
Ağlamadan anlatırdı her şeyi tek tek.
Ve en zoru da, bunu yüzlerce kez damıtılmış cümlelerle yapardı.
Benim gibi şarkı yazmaya gönlünü vermişlere, ışıktı. Dersti.
‘Bu iş uğraşa uğraşa, yaza boza böyle yapılır’dı.
Kelimeleri, bir kuyumcunun gece yarısı masa lambası altında büyüteçlerle yerleştirdiği mücevherler gibiydi.
Cımbızla taşınırdı sanki şarkıya. Öylesine bilindik bir laf etmemek için yıllarını verirdi. Söyleyecekse, Cohen gibi söyleyecekti.
‘Bir çatlak var her şeyde / ışık böyle sızıyor içeriye’ derdi Anthem (ilahi) şarkısında.
Her şeyde bir çatlak olduğunu ondan öğrendim ben. Buna sızlanmamayı da.
‘Going home’ şarkısında, ‘A brief elaboration of a tube’ diyor insana. ‘Özenle işlenmiş bir boru...’
İçimizdeki, ağzımızdan anüse uzanan borudan bahsediyor.
Biz, onun detaylandırılmışımdan başka bir şey değiliz diyor.
Kendimi bazen süslü bir borudan ibaret görmek beni rahatlatıyor.
Hayvanlarla kucaklaşıyorum içimde. Bir kuştan, böcekten çok da farklı değilim, böyle bakıldığında diyorum.
Her şarkıda mutlaka gelişi güzel yazılmış bir satır bulursunuz.
Kafiye için yazılmış ya da bir önceki satırın güzelliğine sığınmış, sıradan bir cümle.
Leonard Cohen’de bulamazsınız. Öylesine yazılmış tek satır yoktur onda.
Bir röportajında demiş ki: Kimsenin hayatı, tam da istediği gibi gitmemiştir. İyi bir şarkının görevi, bu yenilginin yalnızlığını insanın omuzundan alıp paylaştırmaktır. İnsanlığın tamamı yeniliyorsa, yenilginde yalnız sayılmazsın. Yenilgi her şeyin gerçeği, bütün mizahın da kaynağıdır. Herkes, hayat yolculuğunda, yanında oturan adama, ‘İşte böyle, değil mi?’ deme ihtiyacı duyar.
Leonard Cohen gitti ama sesi ve kelimeleri bize anlatmaya devam edecek.
Biz de, süslü borularımızdan kafamızı kaldırıp, çatlaklardan sızan ışığına bakıp, avunacağız.

Yazarın Tüm Yazıları