Her şey -miş gibi yapıyor

Bu kış baharmış gibi yapıyor.

Biraz daha güneşini gösterir, vücut ısısını düşürmezse, ağaçlar ona kanıp çiçek açıcak. Eldivenler ve atkılar, çekmecelerde nefessizlikten ölücekler. Bunlar kimsenin umurunda değil. Herkes kolkola geziyor. Sanki kışsız olurmuş gibi. Olmaz ama. Bazı kitaplar sadece, belli sıcaklıkların altında anlaşılır. İnsan kendi sıcaklığıyla da ayakları üşüdüğünde tanışır. Bıraksın bu zoraki ısıyı, eksilere inmek isteyenler var. Benim gibi.

Kadınlar erkekmiş gibi yapıyor. Bu hafta ’kadın beyni’ diye bir kitap okuyorum. Tuhaflığın bende olmadığını ispat eden bir kitap. Kadınlar bir ay boyunca, hergün, hormonlardan dolayı farklı bir hava çalıyor. Mutlu, tutarlı, endişesiz olmak için, şu östrojenin bir gitmesi gerekiyor. (aman çocuk olmadan nereye). Şaka yapmıyorum, hergün miksi değişen şarkılar gibiyiz. Hergün ekolayzırıyla oynanan teypler gibiyiz. Hormonların biri iniyor, öbürü çıkıyor, biri gidiyor, öbürü geliyor. Kadın kadına savaşların, kadının kendisiyle ve tüm dünyayla savaşlarının temelinde yatan hep bu kimya. Bir de kitapta, internete falan girip modernleştiğimize bakmayın, beyinler ve güdüler Fred Çakmaktaş’la Wilma’dan kalma demez mi! Modern zamanlarda kömürle çalışan şeyler gibiyiz. Eminim erkek çokeşli kadın tekeşli falan da diyecek ileriki sayfalarda! Durumlar böyleyken biz napıyoruz: para kazanıp, spor yapıp, gezip, yuva kurmayıp napıyoruz? Size diyorum... (Orda kimse var mı?) İleriki kuşakların testosteronu artar ve evlilik yüzükleri antikacılara düşerse şaşırmam. Ben de erkekmiş gibi yapıyorum. Öbürü nasıldı ki?

Herkes, herşey yolundaymış gibi yapıyor. Bu adetten, gelenekten ve nezaketten böyle. Halbuki insan gerçek gülümsemeyle, gerçek olmayan gülümsemeyi daha kundaktayken ayırabilir. Gerçek gülümseme miş gibi yapılamıyor. Öyle çok yüz kası devrede ki, egzersiz etseniz beceremezsiniz. Anlaşılıyor demek istiyorum. Genel bir ruh hali düşüklüğü var. Voltaj düşük. Hayatın da, zamanın da kendini iyi hissetmediği günler var belki. O günler, bugünler belki. Hani kabul etsek, rahatlarız diye yazdım. Bir de bazılarımız, ben dışlarındayım, uçuşuyor... Kafalarında sadece polen varmış gibi. Kendileriyle ilgili tek bir soru sormamaktan, boş kağıt veriyorlar. Onların gözü düğme gibi. Bir de suratı asık mutlular var. Jim Jarmusch’un ve benim en sevdiğim.

Bazı şarkılar, aklıma gelmemiş gibi yapıyor. Ben onlara bir tuzak hazırlıyorum şimdi. Yakında kendime sürpriz yapıcam. Son gülen ben oliym diye, şimdilik gülümsememi tutuyorum.

Bir önceki paragraftaki ’oliym’, olayım gibi yapıyor. Buna sinirlenenler olucaktır bu hafta. Beni de biraz sinirlendirdi. Bu kadar da olmaz canım... Bu hafta Nil çınlamıyor. Şükür ki, tınlıyor. Hangi makamı çalıyor bilmiyorum. Birşeye sıkılmıştır canı.

Öyle değilmiş gibi yapın, hemen geçer.
Yazarın Tüm Yazıları