Cep telefonumun c’si bozuldu. Yazdığım silinmez oldu.
Sadece c’si değil a’sı, b’si de bozuldu. Çalışan tuş sayısı bir hafta boyunca üç-beş civarı oldu.
Allahtan insan hayatta kalmaya programlı, kendimce yöntemler geliştirdim. Komünikasyonu kesmedim. Fakat delirecektim.
Ne kaydettiysem durdu. Ne yazdıysam oydu. Sinirlerim bozuldu. Sonra bütün bunların bir nedeni oldu. Bi şeyler anlar gibi oldum. Hmmm’ını çıkardım hemen.
İşte cebinin c’si bozulanın hayatı kullanma kılavuzu:
Yaptıklarının ve dediklerinin U dönüşü yok! İnsan silmenin mümkün olmadığını bilince, daha dikkatli yazıyor. İki saniye daha düşünüp yazıyor. Yoksa başa dönüp her şeyi baştan yazması gerekir ki, asla aynısı olmaz. Aslında vakit kazandırıyor. Çünkü silinebilir diye düşünürsen, daha fazla hata yapıyorsun. İki ileri bir geri gidiyorsun. Silmek yok diye düşünüp yazarsan, hem daha güzel yazıyorsun, hem de daha hızlı. (Bu paragraftaki bütün ‘yazmak’ları ‘yaşamak’la değiştirin. Voila!)
Kaydettiğin şeyleri kaybetmek yok! Demek psikiyatristlerin Freud amcayla elimizden tutup, çocukluğumuza götürüp durması bundanmış. Silemeyince, kafadaki hard diskte hepsinin yeri var.
Nezaketen kaydettiğin bir numara, çektiğin bir resim, duyduğun bir ses, hepsi vargüçleriyle ordalar. Neyi kaydettiğine dikkat ediyorsun.
Öyle laf olsun diye bi şeyi hafızana buyur etmiyorsun. Mazeretin var silemiyorsun sen! Seçici davranmak, her şeyi tartmak en doğal hakkın oluyor tabii.
Çok yol almışsan, hatayı unut! Offf o ne stres, uzun uzun yazmışsın, tamam bir-iki harf önemli değil fakat, hata yapmaya hakkın yok artık!
Hayatta başarıyla gidilmiş, destanlar yazılmışsa bilin ki o insan diken üstünde. Mesajı oraya kadar güzel güzel yazmış insan, kolay kolay hata yapmayan biridir. Bu ‘kesin!’dir. Başarı hikayeleri yazıldıkça, başarısızlık olasılığı düşer. Bu matematiktir. (Metafizik bambaşka şeyler söyleyebilir.) Yine de ihtimali az olan bu şey, olursa daha büyük bir yıkım demek.
Onca doğru harf doğru kelimeye, doğru kelimeler doğru cümleye, doğru cümleler güzel hikayeye gitmiştir. İnsan böyle bir durumda hemen yavaşlar! 20’li yaşların başında ‘amaaan silerim, olmadı baştan yazarım’ dediği şey, ‘amman dikkat’e dönüşüverir.
Amaaan’dan Amman’a yapılan bu seferde
savaşlar ve barışlar olur.
Virgüllerde geçilir,
soru işaretlerinde beklenir,
noktalarda durulur.
Şansın varsa bir gün adının sonuna
bir ünlem konur!
Hayat da bu iki şehir arası,
baharat yoludur.
Tuşlar bir bozuldu. En zor şey silememekmiş meğer oldu.
Gerisi halloluyor. İnsan bir tuşta üç harften bile vazgeçebiliyor icabında. Bence insanda da silme tuşu yok, hayatta da.
Lakin ‘iki nokta üst üste’n ve ‘kapa parantez’in varsa korkma, Amaaan’da da Amman’da da hava güneşli sana :)