İki el birden havaya: Yazın göbeğine düştün. Artık karnını kapatmana gerek yok. Kaldır kollarını. Belki hayat sana söz verir. Öyle tutulan sözden değil. Ne münasebet canım. Yani ‘buyurun sayın bilmemkim’ gibi. Teslim ol yani bir nevi. Bu bir soygun zaten biliyorsun. Ellerin doğduğundan beri yere bakıyor. Yok işte aşağıdan alacağın birşey. Ya da mevleviler gibi ol. Yukarıdan aldığını aşağıya verdiğin dansı yap.
Kafanı çevir bir sağa, bir de sola: Karşıdan karşıya geçmek için. Kendini başka bir kıyıya atmak için. Bak ilk ve son defa söylüyorum. 3. gözün ileri bakarken, diğer iki gözün etrafa baksın. Bak yazın kucağına oturdun. Bırak baksınlar, bırak çeksinler, bırak çekemesinler, bırak bıraksınlar! Kafanı sağa çevir, sola hayır de. Kafanı sağa çevir, sola hayır de. Bana bak sen bu dansı kıvıracaksın.
Sağ ayağın bir adım öne: Latino değilsin, hiç o kadar koyu olmadın. Albino değilsin, hiç o kadar açık olmadın. İçi alaturka, dışı alafrangasın. ‘Yerse’sin. Buna bayılırsın. Sağ ayağını 3. gözünün gördüğüne atarsın. Geri çekmek için atarsın. Yazın alnındasın. Mevsimlerin öğlenindesin. Bak bak ne kadar da şairanesin. Murathan Mungan’ın aşkla ilgili ropörtajını da beğenmiştin. İçinde dans vardı demiştin. Bak şimdi, bilinç akışını hemen de ele vermişsin. Şairaneden sonra şair ismi vermişsin. Boşver kedi değilsin köpek değilsin, ortaya çıkanı örtesin.
Sağ ayağın iki adım geriye: Yazın ritmine uydun: t ile m arasındaki i’yi düşürdün! Kendini kaptırdın. Kışın ayağına batan çakıllardan dalgalar gibi çekildin. Giderim gelmem dedin. Onu bunu bilmem dedin. Güneş enerjisiyle bir doldun, suyla bir çarpıldın, kumlara gömüldün. Biraz fazla nefes gerekliydi senin dansa. Sonbaharın ilk yağmurunda amman tekrar başlamayasın sigaraya.
Ayaklar kollar ve kafa eski yerlerine: Tabiki yalandan. Aynı nehire iki kere girememen gibi, eski pozisyonlara asla dönemezsin. Bir dans etsen bir daha duramazsın. ‘Yaz yaz yaz’ yaz biticek. Animatörler dağlara kayak dersi vermeye gidecek. Boncukçu kızlar dükkanlarına çekilecek. Kolluklar da sönücek.