Paylaş
İnsan başına gelmedikçe pek kıpırdamıyor.
Buna ikna olduğum için, evinde tembel tembel oturanın içindeki devi uyandıracağına filan inancım kalmadı.
Okumak iyi hoş insanın sularını kabartıyor ama okuyup, ‘hadi o zaman’ deyip, yapmadığım o kadar çok şey olmuş ki.
Koşa koşa alışkanlık değiştirme bileziği almıştım mesela.
21 gün bir alışkanlık değiştirip koluna her gün birer ip takıyorsun.
21 ip olduğunda A-aaaa!
Alışkanlığın gitmiş bile!
İşte bunların pek de olmadığını ve uygulanmadığını görünce, yine dolup dolaşıp insanın içten çatırdaması gerektiğine inandım.
Değişim kitaptan, bilezikten, günlüklerden gelmiyor. İçeriden fay kıracaksın.
Ha, sen fayını kırabilir misin ya da fayını neler kırar, o kısmına hiçbir guru bulaşamaz.
Ulaşamaz daha doğrusu.
Bugün paylaşacağım liste, ruhu güçlü insanların yapmadıkları şeyler. Sevdim ben.
1 Kendilerine acıyarak zaman kaybetmezler.
2 Güçlerini başkalarına bırakmazlar. Güçlerini bırakmazlar.
3 Değişimden ve değişmekten korkmazlar.
4 Kontrol edemedikleri şeylere odaklanmazlar.
5 Herkesi mutlu etmeye uğraşmazlar.
6 Hesaplanmış risk almaktan korkmazlar. (Hesapsız risk başka şey)
7 Geçmişte kaybolmazlar.
8 Sürekli aynı hatayı yapmazlar.
9 Başkalarının başarılarından mutsuz olmazlar.
10 İlk başarısızlıktan sonra pes etmezler.
11 Tek başına zaman geçirmekten korkmazlar.
12 Hayatın onlara bir şey borçlu olduğunu düşünmezler.
13 Anında sonuç beklemezler.
Gençlikte duvarlar önemlidir. İnsan duvarına hayallerini, kahramanlarını ve ona yol gösteren lafları asar.
Benim duvarlarla ilgili çok anım var.
Başucu lambama bile kartpostal tutuştururdum.
Uzun süre Walt Whitman’ı duydum uyandığımda: ‘Kendimle mi çelişiyorum? Ne güzel, demek içimde büyük bir zenginlik var.’
Şimdi bu listedeki her şeyin el yaktığını biliyorum.
İnsan kendine de acıyor.
Gücünü kararlarını başkalarına da bırakıyor. Değişimden de korkuyor.
Kontrol edemediği şeylerle yıllarını geçiren var.
Etrafım herkesi hoş tutmaktan bitap düşmüş insan dolu.
Risk almak köşe bucak kaçılan şey. Hesaplamaya bile kalkışılmıyor.
Geçmiş çoğu insanın tek ülkesi. Sürekli aynı hatayı yapanlar sürekli aynı ‘hayat’ı yapıyor aynı zamanda.
Farkında olmadan. Başkalarının başarılarından mutsuz olma demirbaş bir duygu.
Kolaysa kaldır, pencereden at! Kas gerekir. Geniş yürek hacmi gerekir.
İlk başarısızlığı, sonsuz başarısızlık addedip vaz geçen tanımadınız mı hiç?
Yalnız zamanının kıymetini bilmeyip hiç kendine uğramayan, uğrasa da sosyal medyasız üşüyen insan kalabalığı içindeyiz.
Bir yalnızlığımız vardı o da gitti.
Hayata öfkelilerin en büyük öfkesi, hayatın onlara borçlu olduğunu düşünmeleri...
Bana bunu verecekti, vermedi. Ne ağır duygu, kaldırsan altı solucan dolu.
Anında sonuç beklememeyi ben de yeni öğreniyorum.
Oğluma öğretmek için en başta. Mecbur kaldım.
Geçenlerde bir cümle okudum çok hoşuma gitti, “Bir kadını eğitirsen, bir aileyi eğitirsin” diyor.
Biliyorum böyle alt alta yazınca olmuyor ama duvar işe yarabilir bak.
Bu listeyi asıp, her gün göz göze gelmeye değmez mi?
Biri değişse, bir sürü taş oynar yerinden bak görürsünüz.
Müjdeli haftalar hepimize.
Paylaş