Takvim sayfaları, zaman rüzgarında uçup gidiyordu. Bu, şiirsel olamayacak kadar gerçekti. Günün çorbasını içemeden, yarın sofrayı topluyordu.
Dünya deli deli güneşin etrafında dönüyordu. Tam bir tur yaptı ve biz ’hah 1 Ocak oldu’ dedik. Şimdi kendimizi ’reset’leme zamanıydı. Küssek barışıcaktık, yeniksek savaşıcaktık. Umut adında şişman bir balon, göğüs kafesimizin altından bizi yükselticek, ayaklarımızı yerden kesicekti. Yeni bir ajanda alıcaktık. Kalın ince, picassolu picassosuz, büyük kutulu küçük kutulu. Geçen senekinden farklı bir şey. Başına, iki sıfır sıfır yedi duamızı yapıştırıcaktık. İnsanın başına ne gelirse, unutmaktan gelirdi. İnsanın başına ne gelirse hatırlamaktan gelirdi.
Bugün sıfırın içine kıvrılıp, yeniden doğma günüydü. İnsanın ayakları ne kadar kocaman olursa olsun, bu pozisyonu hatırlar. Bu sefer yazıcaktık. Bitirmemiz gerekenleri. Büyük değişiklikler* listesi ve küçük değişiklikler** listesi yapmalıydı. Değişmeyecek olanları*** da bir kenara yazmalıydı. Dolma kalemle. Diğerlerine kurşun kalemle ateş edilicekti. Bang bang.
Dünya da bizimle beraber çıldırıyordu. 2’yle başlayan yıllarda ’terrible 2’s (korkunç 2 yaş sendromu)una girmiş bir çocuk gibi huysuz oldu. Biz onu öyle büyüttük. Sıcak bastı. Kutuplardaki buzullar eriyip, kutup ayılarını suya düşürdü. Bir daha kar yağmadı. Yazlar çok ısındı. Güneş, bir gezegeni sisteminden dışarı attı. O cüceymiş. Organik şeylerin peşinde koşmaya başladık. Mandalinalar kokmamaya, çilekler gitgide büyümeye başladı. Çekirdeksiz karpuz bile yapıldı. Ben yemedim. Bilim adamları genetik haritamızı çıkardılar, baktılar. Kalorilerimizi düşürüp, bizi hergün yürüttüler. Ayrıca stres olmasak iyi olurdu. Dünyanın dedikodusu birikti, Shloh’la Suri süperbebekleri doğdu. Saddam Hüseyin geçmişte kaldı. İnternetten herkes herkesle tanıştı, herkes herkesi izledi ve dinledi. Herkes herkesi puanladı ve yorumladı. Dünyanın üzerine bir wireless battaniye çekildi. Balıklar bile isteseler, internete girebilirdi.
Bir paragraflık zaman bile, çoktu geçmişe. Bugün burda değilsen, yoklamada yok sayılıyordun. Moden zamanlardan atılıyordun. Dünya içli dışlı olunca, başkalarının acısına duyarsız kalamaz oldun. Eğer tanımadığın insanlarla paylaşmıyorsan, ayıplanıyordun. Kapitalizmden atılıyordun. Bu iyi oldu. Kalpler daha yumuşadı sanki. İstediğin şarkıyı 2 dakika sonra dinledin. Bu seni hem değer bilmez, hem de değerli yaptı. Artık yeni savaşın, bu ikisi arasında olucaktı.
Bugün 1 Ocak’tı. Dünyayla birlikte herşey, yavaş ve hızlıca yeniden dönüp, arkasında sakladığı yeni resmi göstericekti. Bugünden bunlara aklımız ermezdi. Hiçbir falcının dediği de çıkmazdı.
* Büyük değişiklik: Şu andaki bakış açını hızla eskiten şey.
** Küçük değişiklik: Bu hızla başın dönmesin diye, seni tutan şey.
*** Değişmecek olan: Senin tuttuğun, ve tuttuğunu unuttuğun şey.