Botoxlasak da mı saklasak

Yaşlanmax ya da yaşlanmamax!

İşte kadınların bütün haşeresi bu.

Bu haşerenin üzerine sıktıkları şeyse: Botox!

Bütün dünyadaki bütün kadınların bütün korkuları bir yana, yaşlanma korkusu bir yana. Şöyle 23’ten falan itibaren kaşındırmaya başlar, 30’undan sonra haşır huşur kaşımaya başlarsın, 40’ından sonra da o yılanın zehrini kendine zerkedersin, yarana botox basarsın. Bir yandan geceleri şu beyhude duayı edersin:

Tanrım beni kırıştırma/Yere doğru yaklaştırma/Sarkıtma ve buruşturma/Hep gergin olayım hep taze/Beni herkesle karıştırma/Amin!

Episode 1: Başarısız burun ameliyatı:

Fakat gel gör ki, doğa eline fırçasını almış, orana burana yer yer çizik atmaktadır. Her gülüşün, her güneşe çıkışın, her şaşırışın bir gölgedir artık! Yüzünde yerçekiminden muaf bir yer ararsın fakat dünyadasındır. Ve dünyada yerçekimi vardır. Bir deneme burnunu yaptırırsın. Kendini hamurdan heykel sanırsın, ‘yüzümün ortasındaki çıkıntıyı küçültüp yuvarlatırsam biraz, barbieye doğru yaklaşırım’ dersin. Gel gör ki Barbie’nin ‘küçük yuvarlak buruncuğu’ senin yüzünde garip durur. Bunun iki nedeni olur: 1. Barbie diye mükemmel bir güzelliğin olduğu yanılgısından 2. Burnunu yapan adamın Leonardo falan değil de tıp mezunu bir doktor olmasından. Yüzünün estetik bütünlüğü, girikliği çıkıklığı, seni diğerlerinden ayrı bir güzel yapan kusurları göz önüne alınmadan, saçma bir barbie burnu göz önüne alınır!

Episode 2: Anti-aging anti-depresanı:

Neyin başına anti koyarsan koy, durmaz. Sen bir makinesindir. Ve software’in gitgite dejenere olmaya programlıdır. Hatta, hemen hemen her şeyin çoktaan progamlıdır. Anti-aging adı gibi güzel bir ‘bunu yap bunu yapma’ listesidir. Kafan karışmıştır. Ama yazılmış olan o lanet programı hack’lemek için yapmayacağın şey yoktur. Bir formül ararsın:

Anti-gerçek = (Her şey genetiiiikkk boşuna uğraşmaaa)- burun ameliyatı- Osman Müftüoğlu ve Mehmet Öz’ün bütün söyledikleri+ ‘hayatımda stres olmasın’ stresi

Bu formülle bir şey çözemezsin. Yuvarlak, 20’li o tam sayıya ulaşamazsın. Soyağacının dallarında ‘geni en iyi’ olanı bulur, tutunmaya çalışırsın. Ona çekmiş olmanın olasılığı, Las Vegas’taki kumar makinasındaki üç kirazın yanyana durma olasılığına eşittir. Formül tabii ki saçma değildir. Hollywood’daki hiçbir çaba boş olamaz. Tabii ki su içip, spor yapıp, kırmızı et yemeyip, bir avuç cevizi yutmalıyızdırdırdır... ama off ff.

Ruhum gerginken vücudum buruşur.

(haftaya epi’dose’ 3: Botoxlasak da mı saklasak ve tayfası)
Yazarın Tüm Yazıları