Bir gün Hz. Ali’yi (ra) gördüm, birkaç dirhemlik hurma alıp elbisesinin eteklerine koydu. Ben: - Ey Müminlerin emiri! Bırakın sizin yerinize onları ben taşıyayım, dedim. - Hayır, olmaz! Çoluk çocuk sahibi (evine götüreceği rızkı) taşımaya başkasından daha müstahaktır, dedi. * Zazan (ra) anlatıyor: Hz. Ali (ra) halifeyken çarşı pazarda tek başına geziniyor, yolunu kaybedenlere yol gösteriyor, kayıpları araştırıyor, zayıf-güçsüzlere yardım ediyordu. Tüccarların, bakkalların yanına uğruyor ve onlara Kur an-ı Kerim’den: “ışte ahiret yurdu! Biz onu yeryüzünde böbürlenmeyi ve bozgunculuğu arzulamayan kimselere veririz. (En güzel) akıbet, takva sahiplerinindir” ayetini okuyup; - Bu ayet, vali ve yönetici, kudret ehli kimselerin adil ve mütevazi olanları hakkında inmiştir, diyordu. * Bir başkası anlatıyor: Bir gün Hz. Ali’yi (ra) hükümet konağından çıkarken gördüm. Üzerinde (üstlük ve altlık olmak üzere) Bahreyn kumaşından mamul iki elbise vardı, elinde de kırbacı. Çarşı Pazar geziyor, esnafa Allah’tan korkmalarını, satışlarını güzelce yapmalarını emrediyor ve şöyle diyordu: - Ölçeği ve tartıyı tam tutun, eksik yapmayın! Kestiğiniz hayvanları müşterilerin gözünde semiz gözüksün diye hava üfleyerek şişirmeyin. ınsanları aldatmayın. Hz. Ali (ra) daha sonra deve satıcılarının olduğu sokağa gitti. Onlara: - Satınız, ancak yemin etmeyiniz. Yemin her ne kadar malınızı revaca çıkarsa da onun bereketini yok eder, dedi. Ardından hurma satıcılarının yanına gitti. Orada hizmetçi bir kadının ağladığını gördü: - Neden ağlıyorsun? diye sordu. Hizmetçi kadın: - Bu adam bana bir dirhemlik hurma sattı. Fakat efendim o hurmaları beğenmedi ve gönderdi. Bu adam ise onları geri almıyor, dedi. Hz. Ali (ra): - Bu hurmaları geri al ve parasını geri ver. Çünkü onun elinde bir şey yok, dedi. Satıcı bu işe pek yanaşmıyor gibi hareketler yaptı. Ben: - Bu kişinin kim olduğunu biliyor musun? Dedim. Satıcı: - Hayır, diye karşılık verdi. - O müminlerin emiri Ali (ra) deyince hemen hurmaları hizmetçi kadının elinden alıp tezgâhına döktü ve parasını iade etti ve: - Ey müminlerin emiri, benden hoşnut olmanızı, bağışlamanızı istiyorum, demeye başladı. Hz. Ali (ra): - Benim senden hoşnut olmam, ancak müşterilerinin hukukunu gözettiğin zaman mümkün olur, cevabını verdi. * Bir gün bir gömlek almak istedi. Kumaşçının kendisi yoktu. Oğlu da Hz. Ali’yi (ra) tanımadı. Ve gömleği üç dirheme sattı. Hz. Ali (ra) çıkıp yürüdü. Adam gelince oradakiler ona: - Oğlun müminlerin emirine üç dirheme bir gömlek sattı, dediler. Adam: - ıki dirhem alsaydı ya! Dedi ve bir dirhemi alarak Hz. Ali’nin yanına koştu. Yanına varınca: - şu bir dirhemi alın, dedi. Hz. Ali (ra): - Bu nedir? diye sordu. Adam; - O gömleğin fiyatı iki dirhemdi, ancak oğlum size onu üç dirheme satmış. Hz. Ali (ra) adama şöyle cevap verdi: - O bana rızasıyla sattı ben de ondan rızamla satın aldım. Kendisi içinde özel bir indirim kabul etmedi.