Paylaş
VATAN: Yurt
MİLLÎ: Milletle ilgili, millete özgü, ulusal.
CENAZE: Kefenlenip tabuta konmuş, gömülmeye hazırlanmış insan ölüsü.
ŞEHİT: Kutsal bir ülkü veya inanç uğruna savaşırken ölen kimse.
YAS: Ölüm veya bir felâketten doğan acıve bu acıyı belirten davranışlar, matem.
EĞLENCE: Neşeli ve hoşça vakit geçirilen toplantı.
ŞENLİK: Şen olma durumu, şetaret. Belli günlerde yapılan, coşku veren eğlendirici gösterilerin tümü, bayram.
HAİN: Hıyanet eden, zarar vermekten, üzmekten veya kötülük yapmaktan hoşlanan.
YÜZ VERMEK: ilgi, yakınlık göstermek, hoşgörülü davranmak, şımartmak, itibar etmek.
İŞBİRLİKÇİ: Herhangi bir alanda çıkar sağlama amacını güden kimse.
EDEPSİZLİK: Utanmazlık, sıkılmazlık, terbiyesizlik, şirretlik.
UMURSAMAMAK: Aldırış etmemek, önem vermemek.
KANSIZ: Duygusuz ve korkak.
PİŞKİNLİK: Pişkin olma durumu veya pişkince davranış.
KANIKSAMAK: Çok tekrarlama sebebiyle etkilenmez olmak; alışmak.
KINA: Kına ağacının kurutulmuş yapraklarından elde edilen, saç ve elleri boyamakta kullanılan toz.
BEDDUA: İlenme, ilenç, intizar.
KAHHAR: Kahredici, kahreden, yok edici.
İT: Köpek, değersiz, terbiyesiz kimse.
SÜRÜ: Birlikte yaşayan hayvan topluluğu. Düzensiz insan topluluğu.
İSTİFA: Kendi isteğiyle görevden ayrılma.
ŞEREF: Başkalarının gösterdiği saygının dayandığı kişisel değer, onur. Erdem, gözü peklik ve yetenekle kazanılmış iyi şöhret.
HARAKİRİ: Japonlarda karnını bıçakla deşme yoluyla kendini öldürme.
Bu sözcüklerden, hale münasip bir cümleyi siz kuruverin artık...
Paylaş