Paylaş
BİR “vatan hainliği piyangosu”dur gidiyor. Herkes, her gün çekilişi bekliyor. Bugün kime vuracak acaba? Aslında o kadar da hacet yok meraka... Damat Ferit için, “bazı hallerde hamakat (ahmaklık), hıyanetten daha tahripkâr olur” denmeden önce de vardı vatan hainleri... Attilâ İlhan, “Türkiye’nin bir hain kontenjanı var, bu nüfusun yüzde 10’udur” demeden önce de mevcuttu bunlar. Nâzım “Vatan Haini” şiirini yazmadan önce de tanınırlardı, kim oldukları bilinirdi zaten... Bugün de değişen bir şey yok. “Biz 40 kişiyiz birbirimizi biliriz...” Ama madem ki icap etti, bir daha yazacağız; “Nazım Hikmet Vatan Hainliğine Devam Ediyor Hâlâ...” Siz bu arada, Şef İbrahim Yazıcı, Fazıl Say ve Genco Erkal’ın Oratoryo kaydına da bir göz atıverin. (http://www.youtube.com/watch?v=xrY2RW30zMY)
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.
Amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz, dedi Hikmet.
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.
Bir Ankara gazetesinde çıktı bunlar, üç sütun üstüne, kapkara haykıran puntolarla,
bir Ankara gazetesinde, fotoğrafı yanında Amiral Vilyamsonun
66 santimetre karede gülüyor, ağzı kulaklarında, Amerikan amirali
Amerika, bütçemize 120 milyon lira hibe etti, 120 milyon lira.
Amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz, dedi Hikmet
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ...
Evet, vatan hainiyim, siz vatanperverseniz, siz yurtseverseniz,
ben yurt hainiyim, ben vatan hainiyim.
Vatan çiftliklerinizse,
kasalarınızın ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan,
vatan, şose boylarında gebermekse açlıktan,
vatan, soğukta it gibi titremek ve sıtmadan kıvranmaksa yazın,
fabrikalarınızda al kanımızı içmekse vatan,
vatan tırnaklarıysa ağalarınızın,
vatan, mızraklı ilmühalse, vatan, polis copuysa,
ödeneklerinizse, maaşlarınızsa vatan,
vatan, Amerikan üsleri, Amerikan bombası, Amerikan donanması topuysa,
vatan, kurtulmamaksa kokmuş karanlığımızdan,
ben vatan hainiyim.
Yazın üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla:
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.
Sayın Başbakan’a katılmamak mümkün mü?
“... BİZİM ecdadımız Moğol istilasını, Haçlı istilasını atlattı, bütün harflerimiz çalınsa da bizim medeniyetimiz kendi kendini inşa etmeyi her seferinde başardı. Yaşadığımız fetret gelip geçer, maruz kaldığımız ihanetler hiç şüpheniz olmasın milletin engin feraseti karşısında eriyip yok olup gider. Bu medeniyet öyle bir medeniyettir ki yalancı peygamberleri, sahte velileri, içi boş, kalbi boş, zihni boş âlim müsveddelerini bünyenin virüsü reddettiği gibi reddetmiş ve tarihin çöplüğüne mahkûm etmiştir. İlmi, iktidar vasıtası olarak görenleri bu medeniyet yine mahkûm edecektir...” demiş Sayın Başbakan. Harfler konusunda hemfikir olmamız gerekmiyor. Ama yeri gelmişken, buradan, cümlenin geriye kalanı hakkındaki samimi inancımı da açıkca duyurmak isterim: “Bu söylediklerini, ‘hangi harflerle yazarsa yazsın’, altına imzamı atarım...”
Genç bir siyasetçinin mektubundan
SOSYAL medya mizahının “yerel seçim bohçası”ndan, son günlerde enfes bir yakıştırma daha çıktı: “CHP ilçelerdeki adaylarını seçimden sonra açıklayacakmış...” Halkın gülmek için tercih ettiği figürler, hep gülünecek şeyler arasından seçilmez; hattâ genellikle aksi geçerlidir. Onun için, “güleriz ağlanacak halimize” denir. Bu arada, “yine ne varsa gençlerde var” dedirtecek bir okuyucu mektubu aldım. “Mor Menekşe Partisi” günlerinden tanıdığım Suat Bulut, Buca’dan meclis üyeliği aday adaylığını açıklamış. Denk getirdik, bir kahve içtik... “Gözlerinden fışkıran ateş ve samimiyeti, heyecanıyla birleştirince, alkışlamak için taraf olmak mecburiyetiniz kalmıyor zaten.”
“... Gençliğimizin verdiği enerjiyle her taşını tek tek bildiğim Buca’mıza 24 saat hizmet etmek benim için onur olacak... Halkı dinlemesi gereken kişiler belediye meclis üyeleridir. Buca’lıların sorunlarını, üzüntülerini ve sevinçlerini belediyeye taşımak asıl görevimiz. İşte o zaman halkımız ileriye daha umutla bakabilir...”
“Hayırlı olsun” dedim, cân-ı gönülden yol açıklığı diledim. “Umarım güvendiklerin, inandıkların seni yarı yolda bırakmaz; sana köşemden bir siyasetçi şarkısı armağan edeceğim. Yaş tahtaya basmamaya çalış. Kimseye arkanı dönme...” diye de ekledim. CHP’ye gelince... “ilçelerdeki adaylarını seçimden sonra açıklayacakmış...” tebessümüne de çanak tuttunuz ya, “Siz bizleri güldürdünüz, Allah da sizleri güldürsün; daha ne diyeyim?”
Paylaş