KODA ve 3 sayısının büyüsü

“ÜÇLEME” romanda ve şiirde “eksiği tamamlamak” içindir.

Haberin Devamı

Sinemada devam filmleriyle iz bırakırken, “İsis, Osiris ve Horus” tadında mitolojide, “hat trick” vurgusuyla futbolda kullanılır.

Hattâ inanç sistemleri gözlüğünden “omne bonum trium” (üçlü olan her şey iyidir) anlamına gelen Lâtince bir deyiş bile vardır.
Astor Piazzolla’nın “Libertango”su bir “üçleme” ile başlamasa da ilk 3 notanın “müzikal yorumları” arasında bendeniz “ilk seferin kazara, ikincisinin alışkanlıktan” yapıldığını, sonuncusunun ise “halinden emin olma”yı simgelediğini söyleyen “şakacı” (?!) yaklaşımı seviyorum.
Kişisel tercihim ise “bu 3 nota”da “dün, bugün ve yarın”ı görebilmekten yanadır.
KODA’nın (Karşıyaka Belediyesi Oda Orkestrası) sezon açılışında da aynı şeyi hissettim. “Merhaba” konserinin repertuvarındaki ilk eser geçmişten getirdiklerinizi hatırlatabilmeli, üstüne ânı yaşatabilmeli, dahası, dinleyiciye gelecek ayların bütün enerjisini yükleyebilmeli, sanatçılara da bütün yılın yükünü çekecek bir şeyler katabilmeliydi. Salondakilerin kulağına kaçırılan o ilk “3 nota” işte bunu başardı diyebilirim.
“3 sayısının büyüsü” burada bitmedi. Çünkü KODA sahneyi “Kerem Görsev Trio” ile paylaştı bu konserde. Orkestra Şefi Oğuzhan Kavruk’un bagetinde topluluğun çok başarılı bir “Gösteri Orkestrası”na dönüşebildiğini gördük. “Jalousie Tango”da Başkemancı Deniz Toygür Conus’un “titreten” yay çekişi, seyirciye “Bu salonda bizi dinlerken artık beklentilerinize gem vurmayın” mesajı veriyordu.
Orkestra ve “Trio”nun başarılı birlikteliğinde Kerem Görsev’in farklı albümlerinden “özlenmiş” bir seçki dinledik. “A Morning in New York, Simple Life, I Remember Your Face, Storyteller, Meeting Point, Sunday, Painter, Jumping to the Void ve Expectations”un arasına serpiştirilmiş “doğaçlamalar” nefesleri kesti. Konrtabasta Kağan Yıldız’ı, davulda Ferit Odman’ı İzmir’de tekrar dinlemek ayrıcalıklıydı. Kerem Görsev’in koltuk değneği ile önüne oturduğu piyanosuyla olan “ilişkisi”ni tarif etmek ise her zaman olduğu gibi hayli zor. Tuşlara yer yer dokunmaya kıyamadığını, yer yer de kavgacı bir yorumla onları hırpalamaktan geri kalmadığını yazmakla yetinelim; meraklısı için, tek kelime ile “doyumsuz”du.
Bis olarak tekrarlanan “Simple Life”ın son turunda araya ustaca ve belli belirsiz serpiştirilmiş “alaturka geçkiler” ise “finalin sürprizi oldu” diyebilirim. Hikmet Şimşek Sanat Merkezi, Karşıyaka’da “bir nefes” olmaya devam ediyor. Yürüme mesafesindeki bu “fırsat”ı ıskalamamanızı öneririm. KODA, Rengim Gökmen ve Teyfik Rodos’un eli değdikçe “odalara sığmayacak” gibi görünüyor.

Yazarın Tüm Yazıları