Paylaş
İl Başkanı, “metrakareye düşen başkan” sayısının çokluğundan yakınırken, odaya tesadüfen giren “koltuk tamircisi” ile arasında geçen konuşmada, herkes, sıkıntıya “kendi gözlüğü”nden bakmaktadır: (Kısaltarak, paylaşıyorum...)
KOLTUKÇU - Burada bir koltuk kavgası, pardon koltuk fazlası var galiba…
İL BAŞKANI - Evet öyle de denilebilir.
KOLTUKÇU - Hallederiz Başkanım. Siz takmayın kafanıza. Ben senelerdir bu işin içindeyim.
İL BAŞKANI - Öyle mi ? Çok sevinirim; nasıl olacak bu yardım ?
KOLTUKÇU - Önce bir saymak ve gruplara ayırmak gerekir. Sayıları epeyce fazla çünkü…
İL BAŞKANI - Oooo, ne demezsin ?
KOLTUKÇU - Farkındaysanız, Içlerinde, eskimişler, yıpranmışlar, hattâ yırtıklar var.
İL BAŞKANI - Yırtıklar?
KOLTUKÇU - Var var… Buna rağmen, hiç değilse önemli bir kısmı tamir edilebilir…
İL BAŞKANI - Tam anlayamadım…
KOLTUKÇU - Fazla masraf yapmadan, çoğunu tekrar kullanılabilir hale getiririz.
İL BAŞKANI - Memleket için kaç tanesini kurtarabilirsek kârdır.
KOLTUKÇU - Millî servet diyorsunuz yani… Bazıları dengesiz… Onlar zor düzelir.
İL BAŞKANI - Amacını aşan bir lâf etmeyelim. Fazla kırıp dökmemek lâzım.
KOLTUKÇU - Anladım da Başkanım, bazılarının zaten modası geçmiş.
İL BAŞKANI - Hâtırası olanlara pek dokunmayın derim.
KOLTUKÇU - Zamanında kıymetliymiş, sonra gözden düşmüş, bugün yüzüne bakılmıyor.
İL BAŞKANI - Onlara da bir şeyler ayarlayabiliriz belki…
KOLTUKÇU - Zor, çok zor Başkanım! Örneğin bazısının boyu kısa…
İL BAŞKANI - Olsun canım, boyu kısa diye gözden çıkartılır mı?
KOLTUKÇU - Öylesi adamın uykusunu getirir. Dibi yere yakın olandan uzak duracaksınız.
İL BAŞKANI - Kumaşı iyiyse şans tanımak lâzım; bir yerlerde bir işe yarar bakarsınız…
KOLTUKÇU - Kumaş iyi ama, rengi kaçmış, kendine faydası yok.
İL BAŞKANI - Canım kim bilir neler gördü geçirdi ? Bir işe yaramıyor ama zararı da yok.
KOLTUKÇU - Çoğu ikinci sınıf da ondan! Başından beri öyle…
İL BAŞKANI - Neyse çok ağır lâflar etmeyelim.
KOLTUKÇU - Desteksiz, bir tarafa yaslanmadan ayakta duramayanlar var.
İL BAŞKANI - Hallederim dediniz. Ben dinliyorum sadece…
KOLTUKÇU - Şaibeli olanlara el sürmem. Onlar adamın elinde kalır. Dokununca dağılıyor.
İL BAŞKANI - Şaibeliler ?!
KOLTUKÇU - Bir sürü adamın günahını taşımaktan yorgun düşmüş itibar yorgunları var.
İL BAŞKANI - (Karışıklığın anlaşıldığı andır... Gülerek sorar) Siz neden bahsediyorsunuz?
KOLTUKÇU - Artık sizin koltuğunuzu da değiştirelim. Yeni dönem, yeni heyecan, değişim...
İL BAŞKANI - Tamam, vaziyet anlaşıldı. Hangilerini almanız gerekiyorsa alın götürün.
KOLTUKÇU - Götüremem !
İL BAŞKANI - Neden ?
KOLTUKÇU - Çünkü her zaman olduğu gibi, o koltuklarda oturanlar var.
İL BAŞKANI - Söyleyin kalksınlar…
KOLTUKÇU - Kalkmıyorlar, kalkmazlar. Koltuğunu kaptırmamak için burada yatanlar, var.
İL BAŞKANI - Koltuğuyla beraber al götür; hepimizin menfaatine…
KOLTUKÇU - Yüzlerini değiştiririm, kumaşı iyi olanlara dokunmam. Tekerlekleri ne yapayım?
İL BAŞKANI - Genel Merkez’in elinde çok tekerlek varmış. Bize gönderecekler. Onları takarız.
Yeni bir “yerel seçim”e doğru, “geri sayım” devam ediyor...
Bu satırlar yazılalı 10 seneden fazla geçmiş, hâlâ herkes koltuğunda oturuyor !
Paylaş