İzmir düşüne dursun; Barselona İstanbul ile Kardeş Şehir Oldu !

Biliyorum… Başlığı okuyunca bazılarının yüreğine inmiştir. Sevgilisini başkasına kaptırmış gibi hissedenler bile vardır bunların içinde… Telâşlanmayın; yeni bir haber değil bu ! Mutabakat zaptının imzalandığı “02.11.1997” tarihinden beri sürüyor bu kardeşlik…  Başlık ilginizi çektiğine göre, gelelim asıl diyeceklerimize.

Haberin Devamı

Tarihte bunun başka bir örneği yoktur herhalde… Ayıp değil ya, en azından “ben bilmiyorum”. Gün geçmiyor ki, Barselona’nın bir başka özelliğine “imrenmesin”; İzmir medyası, iş dünyası, spor kamuoyu ve diğerleri. Her seyahat, her iletişim fırsatı, her temas imkânı, Bu “rol model”e olan inanılmaz hayranlık ve hasreti depreştiriyor. Leyla’nın Mecnun’u özlediği, Ferhat’ın Şirin’i beklediği,

Kerem’in Aslı’ya yandığı gibi bir mukayese haline geldi bu takıntı.

 

Öykünmenin kanımca iki cephesi var. Birincisi, “görünür – görünmez benzerlikler”i temel alıyor, ikincisi, potansiyel hedefleri, umutları, dilek, temenni ve “keşke”leri… “Görünür görünmez benzerlikler”in “görünür”lerine (coğrafya, iklim vs.) zaten pek kimsenin de itirazı olduğu söylenemez.

Haberin Devamı

“Görünmez”lerin ise, (ki bunların çok da özenilecek bir tarafı yok) konuşulması dahi, hafiften yasaklı bir saha halinde. Çünkü bunlar, Barselona’nın “hayal şehir, rüyalar ülkesi” resmini gölgeleyebilecek

kareler içeriyor. (Gettolar, güvenlik, yankesicilik vs.)

 

Öykünme merakının ikinci gündemini oluşturan “potansiyel hedefler, umutlar, dilek, temenni ve “keşke”lere gelince… Onlar, az buçuk “tabu”. Çünkü, itiraz noktalarınıza verilen yanıt, Hemen “İzmir’i hafife aldığınız” suçlamasına dönüşüyor. “Kavaklarını biliyor musun sen, kavaklarını ?” terslenmesiyle, anında, “ama yakışmaz mı İzmir’e ?” sarmalını kuşanıp ağzınıza tıkılıyor. Oysa ben, çok daha safiyane bir merakın sahibiyim: “Acaba, İzmirle Barselona arasında kuvvetli benzerlikler bulunduğu yönünde yapılmış, “bilimsel, analitik, ölçülebilir” (?!) bir araştırma var mı elimizde ? “Üniversiteler şehri” (?!) değil miyiz bugüne bugün ? 4’ü Devlet 6’sı Vakıf Üniversitesi olan eğitim kurumlarımız, hiç ilgi duymuş mu bu benzerliğe ? Daha kıymetlisi, başta Büyükşehir olmak üzere yerel yönetimler, böyle bir merakın tetikleyicisi olmuş mu ? Yahut, Ticaret ve Sanayi Odaları, her taşı altından çıkan SİAD’lar, “biz bu işe bir bütçe ayıracağız. Siz yeter ki araştırın. Bir öğrenelim; şu işin aslı astarı neymiş ?” demişler mi ? Sanmıyorum; ve yukarıda da yazdığım gibi, ayıp değil ya, en azından “ben bilmiyorum”. Dahası, “mahcup edilebilirliğimin dayanılmaz umudu” ile köşemde bekliyorum.

 

Haberin Devamı

Eylül ayında yazmıştım; “Üniversiteler Şehri” demekle, üniversite şehri olunmuyor… Tıpkı, “Fuarlar Şehri” demekle, fuar şehri olunamadığı gibi ! “Deniz, güneş, tarih, iklim, liman, gastronomi, turizm…”

Şimdi de son benzerliğimiz olarak, “Basketbol Şehri” lâfı ediliyor. En çok ben isterim ! Ama… “Eğer”leri konuşmaktan kaçarsanız bir yere varamazsınız. Daha büyük tehlike; “eğer”leri ısrarla halının altına süpürürseniz, olacağı varsa da, “olmaz ederseniz” hayalleri. “Farkındalık, yüzleşme ve kabul” üçgenine “hazırım” diyemeyen bir İzmir, kedinin ciğere baktığı gibi, “yalanır durur” uzaktan.

 

Değerli okuyucunun sorduğu soruya yanıt vermekle başlar bu yüzleşme. “Fuardaki 60 yıllık kaskatlı havuzu tamir edeceğim diye, havuzun kenarındaki mermerlerin üstüne, ‘taş kaplama’ yapıp, ‘havuzun orijinalliğini yok ederek’ mi , tarihini korumuş Barcelona olacak mışız ?” feryadına elçi olmuştuk son yazımızda. Yine “muhatabı tarafından ciddiye alınmayan bir soru” olarak kaldı arşivlerde. Bitirirken, bir tane daha soralım; o  da tozlu raflarda eskisin !

 

Haberin Devamı

“Barselona, bu kadar benziyor da İzmir’e, neden İzmir’in değil de İstanbul’un kardeş şehri ?” Ya da neden bizim  (21 şehirden oluşan) “kardeşlik tercihimiz”in içinde, “Kırgızistan - Bişkek, Tunus - Sousse, Hindistan – Mumbai, Hırvatistan – Split…” filân var da, Barselona yok ? Merak işte !

Yazarın Tüm Yazıları