Festival’de Perşembenin Gelişi…

31. Uluslararası İzmir Festivali, bu Perşembe, Ahmed Adnan Saygun’un “Yunus Emre Oratoryo”su ile başlıyor.

Haberin Devamı

Dile kolay; “31 sene…”

Yani “ilk nota” ile doğmuş olanlar, bugün 31 yaşında.

Araya yeni bir kuşak karışmış bile…

İzmir’in sanat hayatında, kuşkusuz önemli bir lokomotif bu Festival.

Üzerine, diğer sanat etkinliklerini de ekleyince;

Bu kadar yıl içinde, kentte yetiştirdiğimiz “festival izleyicisi”nin,

çoktan “sanat izleyicisi”ne dönüşmüş olduğunu görüyorsunuz.

Bunu nereden anlıyoruz ?

 

Çünkü, öncelikle, İzmir’deki sanat etkinliklerinde;

Konserlere artık zamanında geliniyor.

Konserlere, artık “davetiye ya da biletin üzerinde yazan saatten itibaren” gelinmiyor.

Artık gecikenler, büyük bir pişkinlikle, konser devam ederken,

yerlerine ulaşmak için ortalığı birbirine katmıyor.

Protokol ve sponsorlara ayrılan ön sıralar boş kalmıyor artık…

Haberin Devamı

Artık, yumurta kapıdayken, arka sıralardan ön sıralara geçişler yaşanmıyor.

Artık, konserden önce mutlaka birisi konuşma yapmıyor.

Artık birinci konuşmacı, sunucunun söylediklerini tekrar etmiyor.

Artık, ikinci konuşmacı, sunucu ve birinci konuşmacının söylediklerini tekrar etmiyor.

 

“En az birkaç seyirci”, bilmediği eserin bölüm aralarında alkışlamıyor.

“En az birkaç seyirci”, uyarı yapıldıktan sonra bile “flaşla resim çekmiyor.”

“En az birkaç seyirci”, öksürüğünü, eserin “piyano” bölümünde patlatmıyor.

“En az birkaç seyirci”, pet su şişelerini açıp-kapayarak, şişeyi hışırdatmıyor.

“En az birkaç seyirci”, ”baş hizasına kaldırdığı akıllı telefonu ile” konseri kaydetmiyor.

“En az birkaç seyirci”, bununla yetinmeyip, “Fazıl Say konserindeydik” diyebilmek

ve facebook’a, instagram’a ulaşmak için o telefonu kurcalamaya devam etmiyor.

Dolayısıyla, karanlıkta, yanınızdaki koltuk “ışık topu”na dönüşmüyor.

“En az birkaç seyirci”nin telefonu çalmıyor.

“En az birkaç seyirci”, telefona cevap vermiyor; “Konserdeyim, ararım” demiyor.

Konser devam ederken, “en az birkaç seyirci”, salona girip–çıkmıyor.

Konser devam ederken, “en az birkaç seyirci” salonun kapısını çarpmıyor.

 

Ve artık hamdolsun,

Haberin Devamı

“önceki kuşaklardan el almış olan sonrakiler”;

“demek ki bir konsere böyle geliniyor...” ile başlayıp,

“…demek ki, böyle yerleşiliyor,

demek ki, böyle oturuluyor,

demek ki, böyle dinleniyor,

demek ki, böyle alkışlanıyor,

demek ki, böyle öksürülüyor,

demek ki, böyle su içiliyor…” diye devam eden

benzeri çıkarımlar ile çoktan donanmış olduğu için,

“Perşembe’nin gelişi, Çarşamba’dan belli” yani.

Perşembe’den sonrası merak ediyorsanız, hatırlatalım;

Festival’in kapıları, 04 Temmuz Salı gününe kadar açık…

Yazarın Tüm Yazıları