Paylaş
İtiraf etmeliyim ki, davetiyedeki bu ifadeyi merak ediyor insan... Bizim çocukluğumuzda “hiperaktif” filân bilinmezdi de, “bunun poposunda kurt var” diye sataşırlardı; biraz yerinde duramayan, “hareketli çocuklar”a... Üzerinden yıllar geçmiş, “hareket”, kabul edilir, doğal, üstelik doğru yönlendirilmesi için üstünde düşünülen bir kavram olmuş anlaşılan.
“Muzipo Kids”in web sayfasına baktığınızda, “biz kimiz?” sorusuna verilen yanıtlar, “2-12 yaş aralığındaki çocukların hareket edebileceği alanlar oluşturmak ve toplumda erken yaşta egzersiz ve oyunun önemi ile ilgili farkındalık yaratmak” misyonu ile hizmet veren, ‘hareket eğitimi’ ile fiziksel gelişime katkıda bulunmanın yanı sıra çocukların yaratıcılıklarını artırıcı oyun ve atölye çalışmaları ile de hem eğlendirmeyi, hem de her açıdan gelişimlerini sağlamayı hedefleyen...” diye başlıyor, “hareketsizlik sonucunda oluşmuş sorunlara çözüm üretmeye çalışan, sokakta oynadığımız, en güzel arkadaşlıkları paylaştığımız günleri yasatmak için...” diye devam ediyor.
“Hareket Üssü” fikrine, bir yetişkin olarak imrenmenin ötesinde bir ruh haliyle yaklaşıyorum. Giderek yaşanmaz bir hale gelen bu ülkede, çocuk yetiştirenlerin çok yönlü açmazları aklıma geliyor ister istemez. Anne babalarına, “outdoor eğitimler”i konusunda yıllardır destek veren bir eğitmen olarak, bazı “farkındalıklar”a daha çocuk yaşlarda yatırım yapılmasını önemsiyorum.
“Çocuğunuzun enerjisini daha faydalı kullanmasını mı istiyorsunuz? Ya da çocuğunuzun haraketli ve enerjik kalmasını mı istiyorsunuz? Vücudunu daha güvenli taşımasının özgüvenini artıracağına inanıyor musunuz? Daha dışa dönük ve sosyal olmasını mı istiyorsunuz? Çocuğumun daha çok arkadaşı mı olsun diyorsunuz? Oyunlarla öğrenmenin kalıcı ve zevkli bir öğrenme tekniği olduğunu mu düşünüyorsunuz? Çocuğunuzun okul başarısının artmasını mı ister misiniz? Liderlik, etkin iletişim ve problem çözme becerilerini kazanmasını ister misiniz? Çocuğunuzu ‘yatmak bilmiyor, kalkmak bilmiyor’ diye tanımladığınız oluyor mu? Sizin için çocuğunuzda dürüstlük, yardımseverlik, iyilik gibi değerlerimizin gelişmesi önemli mi?”
Bu sorulara, “hayır” demek mümkün değil! Üstelik, çocukları fiziksel, zihinsel ve duygusal zekâ gelişimlerine olumlu katkılar sağlayan etkinlik ve oyunlarla eğlenirken, ebeveynlerinin de kendilerine vakit ayırabilmesi (?!) modelleniyor. En az çocuklarımız kadar, “boşa çıkmış bu anne – babalar”ın ruh sağlığı ve kişisel gelişimleri de çok yakından ilgilendiriyor beni. Çünkü onlarla, sonra ben ve meslektaşlarım uğraşıyoruz... Çocuklarının çektiklerini hiç konuşmayalım.
Türkiye’nin bu “ilk çocuk hareket üslerinden biri”, artık İzmir’de, Bornova’da hizmet vermeye başlıyor. Ben “hareket” sözcüğünü, “doğru, yerinde, zamanında, ölçüsünde ve oyunlarla bezenmiş bir eğitim” olarak algılıyorum. Benim gibi, “oyun oynamayı çok seven, kazanmak ve kaybetmeyi önemsemeyen, oyunu ciddiye almayı, oyunu yaşamayı ve yaşamı iyi oynamayı önemseyen biri” için, anlamlı ve heyecan verici bir davetti zarftan çıkan. Ama yarın İzmir’de değilim. Tek sorun, açılışa gidemeyecek olmam değil, kaydolmak için yaşım da tutmuyor...
Bernard SHAW bu işe ne derdi?
İhtiyarladığımız için oyun oynamaktan vazgeçmeyiz, aksine oyun oynamaktan vazgeçtiğimiz için ihtiyarlarız...
Paylaş