Paylaş
Son yılların en başarılı afişindeki, “tiyatro mask’ı takmış balık” tebessümüyle “efeleniyor” çünkü; İzmir’e de çok yakışmış! Önce, henüz göz atma fırsatı bulamamışlar için, web sitelerindeki (http://www.izmirtiyatrofestivali.org/index.php) küçük “tarihçe” notunu paylaşayım:
“...İzmir; Antik Romalıların 16 bin kişilik açık hava tiyatrosu inşa ettiği, büyük yazar Victor Hugo’nun onu hiç görmeden adına şiir yazıp bir ‘prenses’e benzettiği; farklı kültürlerin, yaşam tarzlarının, inançların binlerce yıldır bir arada, barış içinde yaşadığı kent; tiyatro tarihimizin öncü kenti... / ...İzmir’in 16. yüzyıldan beri genlerinde taşıdığı tiyatro sanatını yeniden canlandırmak, geçmişte olduğu gibi uluslararası düzeye taşımak, farklı halkların kültürlerini, inanç ve dillerini paylaşabildikleri, bir arada sanat üretebildikleri, seslerini, sözlerini izleyicilerine duyurabildikleri bir şenlik ortamı oluşturmayı hedefleyen TAKSAV (Toplumsal Araştırmalar Kültür ve Sanat İçin Vakıf), tarih boyunca “tiyatrolar kenti” olarak bilinen, asırlardır tiyatroyu yaşayan ve yaşatan kentimiz İzmir’de tiyatro ateşini yeniden alevlendirmek için, yıllardır Ankara’da gerçekleştirdiği Tiyatro Festivali deneyimini 2012’de İzmir’in yerel değerleriyle bir potada eritilerek İzmir’in ilk Uluslararası Tiyatro Festivali’nin organizasyonuna başlandı. Festivalimizde sanatsal estetiğin, dostluk ve paylaşımla ortaklaşabildiği bir buluşmayı gerçekleştirmeyi hedefliyoruz...”
CESARET TEMASI
Yukarıdaki paragrafın taşıdığı “heyecan ve büyü”, 6. Kez İzmir’de... Geçen 5 yıl boyunca, İzmir’in tiyatro salonlarını, yüzde 80 doluluk oranıyla hareketlendiren TAKSAV Uluslararası İzmir Tiyatro Festivali, perdelerin, bu yıl 8-18 Aralık tarihleri arasında, “Cesaret” temasıyla açıyor. İzmir 5’i yurt dışından, 32’si Türkiye’den toplam 37 oyun, atölye ve söyleşiye, 13 farklı mekanda ev sahipliği yapacak. Festivalin yabancı konuk oyunları Fransa, İspanya ve iki ayrı grupla Gürcistan olarak belirlendi. Bir yerli yapımın prömiyeri gerçekleşirken, İspanyolca, Gürcüce ve Kürtçe oyunlar üst yazı ile sunulacak...
Festivale ait haber bülteninin ayrıntılarına, yerel ve sosyal medya üzerinden, festival programına ve sergilenecek oyunların bilgilerine ise www. izmirtiyatrofest.org adresinden ulaşabilirsiniz. Ben asıl, öykünün başlangıcına uzanıp, 2017’nin “Manifestosu”nu taşımak istiyorum köşeme. 2012’de “Merhaba” ile yola çıkılmıştı. Tiyatro, 2013’te “İtiraz”la gezindi sahnelerde. 2014’te “Dayanışma”ydı tema; 2015’te, “Özgürlük...” Geçen yıl, “... Roma mitolojisinde son tanrıça Spes’in adıdır ‘Umut’. Yunan mitolojisinde ise Pandora’nın Kutusu açıldığında ortaya saçılan kötülüklerden geriye kalandır; onu saklı kaldığı yerden çıkartıp alan insanlığa direnme ve mücadele gücü verendir Umut!” diye başlayıp, “...Özgür, aydınlık ve daha güzel bir ülke için umudu diri tutanlar: Birlikte tiyatroya, festivale!” diyerek virgüllenmişti şölen. Bu yıl daha da bir “Cesaret”lenmiş tiyatro. Şöyle kaleme alınmış (hiçbiri tesadüfe bırakılmamış olan) manifestoların sonuncusu:
İHTİYAÇ VAR
“Cesaret, insanın doğru olarak gördüğü bir şeyi yapabilme kararlılığıdır. Ve bu yüzden, bazen bir kişinin sözü, itirazı diğer herkesi kucaklayan özgürlüğün ilk adımı oluverir. Ve her zaman bu ilk adımı atanlar, hayal kurmaktan asla vazgeçmeyenler olarak anılır. Bugün yeniden korumak zorunda kaldığımız bütün güzellikleri cesaretle hayallerinin arkasında duran bu insanlara borçluyuz. Bugün yeniden ve bir kez daha, olanca yalnızlığına ve üzerine çökmüş karanlığın acımasızlığına karşı koyan Afife Jale’nin yaratıcı cesaretine ihtiyacımız var... Söyleyecek sözü ve geleceğe dair savunacak hayalleri olan bizler, tiyatronun iyileştirici gücü ile beslediğimiz cesaretimizi hep birlikte ortaklaştırmayı düşleyerek 6. kez yola çıkıyoruz. İnsanlık güzel olan her şeyi, iktidar olanın zulmüne asla biat etmeyenlerin cesareti sayesinde kuragelmiştir... Karanlığa inat bir aradayız; bilinç ile kararlı ve yaratıcı cesaret ile. Son sözü Goethe’ye bırakarak iyi seyirler diliyoruz: -Cesaret; deha, güç ve büyüyü de içinde saklar... Şimdi, başlayın.”
150’NCİ YIL
Yazının başlığı, bazı okuyucularıma “lâtife” gibi gelmiş olabilir; ben alışığım!
Ama, “siz yine de pek hafife almayın” derim. Neden mi? Anlatayım... “İzmir Büyükşehir Belediyesi (2018’de) 150. kuruluş yılını kutlayacak”mış. (Tesadüfe bakınız ki, 1868, Gedikpaşa Tiyatrosu’nun açıldığı, Musahipzâde Celâl’in doğduğu yıldır.) Pazartesi yazısında dertleşmek için, şimdiden bu doğum günü bahsini seçtim. Bu arada, (vakit var) lütfen sizler de düşünün:
“İzmir’in Belediyesi 150 yaşında olacağına,
İzmir Şehir Tiyatrosu 150 yaşına basmış olsaydı”, böyle mi olurdu, bu kentin hali?
Paylaş