Paylaş
Dışarıdan hiçbir güç bunu yapamaz ama içeriden bu tehlike var...
Son birkaç yılda ortaya çıkan değişimden sonra Atatürk’ün kurduğu CHP’nin başında oturan ve Atatürkçü-Kuvayımiliyeci maskesi takmış Kılıçdaroğlu’nun seçim sürecinde yaptıkları ve açıklamaları sonucunda bunu yapabileceğini düşünüyordum.
Bir süredir PKK/HDP’lilerle yalnız seçime yönelik işbirliği değil, amaç birliği yaptığı görülen Kılıçdaroğlu’nun önceki gün “Kürtler” hakkındaki sözlerinden sonra artık bunu yapacağına ve bu tehlikeli yolda ilerlediğine inanıyorum.
Türkiye için PKK ve HDP tehdit, Kılıçdaroğlu ise gerçek bir tehlike.
ATATÜRK’ÜN PARTİSİ DEĞİL
Kılıçdaroğlu, 2021’de genel başkan olduktan sonra CHP’yi yavaş yavaş Atatürk’ün partisi olmaktan uzaklaştırdı. 2012’de FETÖ’cülerle karşılıklı ziyaretler, 17/25 Aralık 2013 sürecinde işbirliği ve 2014’te Birgül Ayman Güler’in açıkladığı gibi, seçimlerdeki destekten sonra partideki Atatürkçüler tek tek temizlendi, yerlerine Fetullahçı Terör Örgütü bağlantılı isimler geldi. Bugün partinin içinde ve milletvekili listelerinde Fetulahçı Terör Örgütü ve PKK sempatizanları cirit atıyor.
AKP’nin eski Başbakanı Davutoğlu ve Bakanı Ali Babacan ile bir masa etrafında oturması, hatta PKK/HDP ile işbirliği, iktidar olma hevesiyle yapılmış hesaplar olarak görülebilir.
Ama Kemal Kılıçdaroğlu artık bundan fazlası!
Tutumu, seçimi kazanmanın ötesinde, Türkiye’yi bölünmeye götürecek adımlar içeriyor. Motivasyonu kişisel mi, siyasal mı, üzerinde durmayacağım ama Kılıçdaroğlu, artık PKK ve siyasi kolu HDP’nin terör örgütüyle ilişkisini eleştiren herkesi, PKK’lıların ve HDP’lilerin ağzıyla suçlamaya başladı.
HDP’LİLERÖNÜNDE YALAN
Cumhurbaşkanı adayı olduktan sonra TBMM’de ziyaret ettiği PKK/HDP’lilerin önünde kameralara baka baka milyonlarca insanın önünde yalan söyledi; TBMM’de İngilizce, Fransızca konuşulduğunda tutanaklara yazıldığını ama Kürtçe konuşulunca “bilinmeyen bir dil” olarak dipnot düşüldüğü yalanını ortaya attı.
Elbette dakikalar içinde bunun yalan olduğu ortaya çıktı.
Bunu, hangi başlıklardan oluştuğunu bir türlü açıklayamadığı “Kürt Sorunu” tartışmasına duygusal zemin hazırlamak, seçmenlerinden gelecek itirazları kesmek için yaptı.
Eğer Kürtçe böyle aşağılanıyorsa elbette Kılıçdaroğlu’nun PKK/HDP ile girdiği işbirliği, seçmenlerinin gözünde haklılık kazanacaktı. Böylece PKK/HDP ile ilişkiye girmesinin seçime yönelik olmadığını, çok daha insani olduğu mesajını vererek itiraz edenlerin sesini kesecekti.
‘KÜRT DÜŞMANI’ YAFTASI
Ama önceki akşam yayınladığı “Kürtler” başlıklı video, amacı için rahatça yalan söyleyen Kılıçdaroğlu’nun artık PKK’lı teröristler ve siyasi kolu HDP yöneticileri gibi konuşmaya başladığı gösterdi.
Terör örgütü PKK ve siyasi kolu HDP’yi eleştiren kim varsa, herkesi “Kürtlere terörist muamelesi yapıyorlar” diyerek şu sözlerle suçladı:
“Son zamanlarda ne zaman seçim konuşsak, saray ne zaman seçimi kaybedeceğini görse Kürtlere toplu bir yaftalama, terörist muamelesi yapma durumu başlıyor. Utanç verici, gerçekten de utanç verici. Şu anda milyonlarca Kürt’e terörist muamelesi yapılıyor, her gün, durmadan. Her gün milyonlarca lirayı sosyal medya trollerine harcıyorlar. O troller bana hakaret edebilmek adına Kürtlere terörist muamelesi yapıyorlar. İnsanımızı devlete yabancılaştırıyorlar. Ne için? Üç beş oy için. Utanmıyorlar, gerçekten de utanmıyorlar. Bay Kemal’e iftira atacaklar diye milyonlarca insanın haysiyetiyle oynanır mı? Allah aşkına söyleyin bana, milyonlarca insanın haysiyetiyle oynanır mı?”
KÜRT KATİLİ PKK
Kılıçdaroğlu, PKK’nın siyasi kolu HDP ile girdiği ilişkinin olumsuz sonuçlarını gördükçe bunu örtmek için konuyu çarpıtıyor.
Kendi tabanına bile PKK/HDP ile ilişkisini anlatamayan Kılıçdaroğlu, PKK/HDP ile girdiği ilişkiyi normalleştirmek için, kendisine iftira atacaklar diye HDP seçmenlerine terörist denildiği yalanını söylüyor.
Oysa Türkiye’de hiç kimse PKK ve HDP eleştirisi yaparken “Kürt” kelimesini kullanmıyor. Çünkü Amerika’nın paralı uşağı PKK ve siyasi kolu HDP’nin Kürtleri temsil etmediğini herkes biliyor. Aksine, PKK kurulduğu ilk günden beri 15 bin dolayında resmi ve sivil insanımızı şehit etti. Siviller arasında en fazla Kürtleri katletti. Ama Kılıçdaroğlu’nun sığındığı bu söylemi PKK ve siyasi kolu yıllardır kullanır.
PKK ve siyasi kolu HDP’liler cümlenin içinde “Kürt” kelimesi geçmese dahi ne zaman eleştiri yapılsa, yapanı “Kürt düşmanı” olmakla suçlarlar.
HDP YOKTUR PKK VARDIR
Bu 1990’lı yıllardan beri böyledir. Denemesi bedava, sosyal medya hesabınıza PKK ve HDP ilişkisi ile ilgili bir şey yazın, ilk tepki “Kürt düşmanı” olur. Akılda tutulması gereken bir örnek vereyim; 1993 yılında katledilen gazeteci Uğur Mumcu, PKK terörü ile ilgili ciddi araştırma ve eleştiriler yapardı. PKK’nın ABD ile ilişkisini yazardı. PKK’lılar, PKK’ya yakın siyasetçiler ve medya organları onu “Kürt düşmanı” ilan etmişlerdi.
Şimdi Kılıçdaroğlu aynı şeyi yapıyor; PKK’nın siyasi kolu HDP ile işbirliği eleştirilmesin diye, herkesi “Milyonlarca insanı terörist yerine koyuyorlar” diyerek susturmaya çalışıyor.
Kılıçdaroğlu’na buradan söyleyelim; Kürtler terörist değildir, Kürtlerin tamamı da HDP seçmeni değildir ve HDP seçmeni de terörist değildir.
Ama şu açık; Kılıçdaroğlu’nun işbirliği yaptığı HDP yoktur, PKK terör örgütü ve onun talepleri vardır.
Paylaş