Paylaş
Kalkınma Yolu Projesi’nin önemine geçmeden önce Ulaştırma Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nun paylaştığı ve bugünlerde medyada sık sık karşımıza çıkan dünya haritasına dikkatinizi çekmek istiyorum.
Doğudan batıya mal akışını sağlayan ticaret yollarının gösterildiği bu harita hem tarihi hem bugünü hem de geleceği yansıtıyor.
Tarihte olduğu gibi bugün de doğuda üretilen malların batı ülkelerine taşınmasını gösteren harita, bugün bölgemizde yaşanan savaşların, katliamların sebebini de anlatıyor. Tüm bu katliam ve savaşlar batının doğu üzerine kurduğu hegemonyasını kaybetmemek, doğuda üretilen malların ve enerji kaynaklarının batıya taşınması için. Yani her şey, enerji zengini doğunun kaynaklarının ve üretiminin batının refahı için taşınmasından ibaret. Tarihte işgal ve sömürge düzeni ile yaptıklarını bugün kendi belirledikleri kurallar ve fiyatlarla belirlenmiş ticaret ile gerçekleştiriyorlar. Tarihte olduğu gibi batı tüm üstünlüğünü Afrika dahil doğuyu sömürerek devam ettiriyor.
Geçmişi, bugünü ve geleceği bir araya getiren bu haritaya baktığımda Türkiye, Irak, BAE ve Katar arasında imzalanan “Kalkınma Yolu Projesi” için sadece tarihi değil tarihi değiştirecek anlaşma diyebiliyorum. Hayata geçirilebilirse tarihi değiştirecek bir proje olacak.
DOĞUDAN BATIYA DÖRT YOL
Çin ve Hindistan gibi Asya ülkelerinde üretilen ürünlerin, Ortadoğu’da çıkartılan petrol ve doğalgazın batı pazarlarına ve taşınması için dört hat var.
Büyük bölümü deniz yoluyla yapılan taşımada en çok kullanılan hat Kızıldeniz’i ve Süveyş Kanalı’nı geçerek Akdeniz’den Batı ülkelerine ulaşan Güney Koridoru’dur.Ancak İsrail’in Gazze’de uyguladığı soykırım nedeniyle bölgede yaşanan çatışma ve gerilim nedeniyle deniz yoluyla ticaret “Pekin-Londra hattı” ile Çin’den başlayarak Afrika kıtasının en güneyinden Ümit Burnu’nu geçerek Londra başta Avrupa ülkelerine yönelmiş durumda.
Doğudan başlayan ticaret yolu için bir başka alternatif plan ise Çin’den başlayarak Rusya toprakları üzerinden batıya ulaşan Kuzey Koridoru. Ancak bunun tam olarak hayata geçmesi oldukça zor.
Türkiye’den başlayarak Kafkaslar bölgesine, buradan da Hazar Denizi’ni aşarak Türkmenistan ve Kazakistan’ı takiben Orta Asya ve Çin’e ulaşan Hazar Geçişli Doğu-Batı Orta Koridor (Orta Koridor), tarihi İpek Yolu’nun canlandırılması projesinin en önemli bileşenlerinden birini oluşturuyor.
EN AVANTAJLI KORİDOR
Türkiye’nin Irak, Birleşik Arap Emirlikleri ve Katar ile birlikte anlaşmasını imzaladığı Kalkınma Yolu Projesi ise uygulaması en kolay ve en kazançlı olan hat. Asya’nın üretim merkezlerinden çıkacak ürünlerin deniz yoluyla Basra Körfezi’ni geçerek Irak ve Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaşmasını sağlayacak yol hem zaman hem mesafe açısından tüm koridorlardan daha avantajlı.
Tüm hatlardan daha kısa ve verimli olan Kalkınma Yolu Projesi ile Irak’ın Basra vilayetinde inşası devam eden Al-Fav Limanı’nın, yaklaşık bin 200 km uzunluğundaki çift yönlü otoban ve demiryolu ile Türkiye’ye bağlanmasını öngörüyor.
MALİYETİ 17 MİLYAR DOLAR
Bu yolla Körfez ülkeleri ile Asya’dan gelen malları Avrupa’ya taşıyacak. 17 milyar dolara mal olacak Al-Fav limanının 2025 yılında kısmen faaliyete geçmesi ve 2028 yılında tamamlanması hedefleniyor. Proje kapsamında Türkiye ile Irak arasında belirlenecek sınır bağlantısı için, Ovaköy/Fişhabur noktası üzerinde duruluyor. Türkiye demiryolu ağının Irak’ta inşa edilecek yeni hatta bağlanabilmesi için yurtiçinde 133 km’lik ilave bir hat inşası gerekiyor. Projeler hazır ve hattın ülkemizdeki kısmı kısa sürede tamamlanabilecek. Kalkınma Yolu Projesi, tüm bölgenin refah ve istikrarına katkıda bulunacak stratejik bir proje. Orta Koridor gibi projelerle beraber değerlendirildiğinde, Kalkınma Yolu Projesi Türkiye’nin uluslararası ulaşım ve ticaret merkezi konumunu pekiştirecek.
EN BÜYÜK ENGEL ABD
Evet tarihi bir anlaşma ve uygulanırsa bölge ülkelerinin kaderini değiştirecek tarihi bir proje. Ancak önünde bir engel var; başta ABD olmak üzere emperyalist batı ülkeleri. Nitekim bu projeler gündeme geldiğinde ABD, 2023’te Yeni Delhi’de düzenlenen son G20 zirvesinde, Güney Asya ile Avrupa’yı Arap Körfezi ve Ortadoğu üzerinden birbirine bağlayacak “Baharat Yolu” adı verilen koridor projesini başlattı. ABD’nin projesinde Akdeniz’e çıkış noktası İsrail olarak belirlenirken Türkiye dışarıda bırakılıyor. Türkiye’nin öncülük ettiği plan ve ABD’nin girişimi sadece projelerin yarışması değil aynı zamanda bir güç savaşı. ABD bu savaş için bir proje ortaya atsa da Kalkınma Yolu Projesi’nin hayata geçmemesi için her yolu deneyecek; taraf ülkeleri ikna, zorlama, gerekirse yönetim değişiklikleri, darbe girişimleri, DEAŞ ve PKK gibi terör örgütlerinin kullanılması sabotaj, suikast hatta işgal olmak üzere her kötülüğü yapacak. Hatta geçmişte olduğu gibi ülke içinde siyasetçiler, bürokratlar, yargı, akademisyen, medya mensubu gibi etki ajanları dahil ne varsa kullanacak.
Paylaş