Paylaş
Evler yanında hastaneler, camiiler, kiliseler vuruluyor. Dünya kamuoyu ayağa kalkmış; ABD, Almanya, İngiltere, Fransa dahil Avrupa ülkelerinin yardım ve desteği ile gerçekleşen soykırıma sessiz kalan Papa Francis ise ancak iki buçuk ay sonra “Bu bir terördür” diyebildi.
Arap ülkelerinin tepkisizliğine karşı Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin çabaları İslam dünyasındaki derin sessizliği yırtarak bir çığlık haline dönüşüyor. “Türkiye” adnı kullananlar dahil bir çok meslek örgütü olan bitene sesini çıkarmazken İstanbul 2 Nolu Barosu sadece Türkiye’nin değil insanlığın yüzünü ağartan bir girişimle, Gazze’de soykırım suçu işleyen İsrail yöneticileri hakkında Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (UCM) suç duyurusunda bulundu. Sadece bu değil Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği’ne de dilekçe vererek soykırımcı İsrail yöneticilerinin yargılanması için uluslararası girişimlerin zeminini oluşturdu.
Bugüne kadar UCM’ye beş ülke İsrail aleyhinde suç duyurusunda bulundu, bunların arasında en detaylı, delilleri sağlam ve etkili başvuruyu İstanbul 2 Nolu Barosu yaptı.
İstanbul 2 Nolu Barosu Başkanı avukat Yasin Şamlı ve Baro yöneticileri, UCM’ye verdikleri dilekçenin kapsamı ile ilgili dün bir basın toplantısı düzenledi.
DELİLLER 5 GRUPTA
Dilekçe, “Maddi olayın izahı”, “Teorik değerlendirme” ve “Deliller” kısmından oluşyor. Elbette en ilgilendiğim bölüm “Deliller” kısmıydı. Deliller beş gruptan oluşuyor;
- Birinci grup deliller, Gazze’de yaşanan soykırımı görüntüleyen gazeteci ve televizyoncuların çektiği fotoğraf ve video görüntülerinden oluşuyor. Bu konuda Anadolu Ajansı’nın Gazze’de İsrail’in işlediği savaş suçlarını ve soykırımı tarihe mal ettiği fotoğraflarına vurgu yapmak gerekiyor. AA bu fotoğrafları “Kanıt” adı altında da basılı yayın haline getirildi.
- İkinci grup deliller, Gazze’den Türkiye’ye getirilen yaralıların noter huzurunda ve görüntülü olarak alınan ifadeleri.
- Üçüncü grup deliller, Türkiye’ye getirilen yaralıların Gazze’de halen ateş altında bulunan yakınları ile yapılan görüntülü ve sesli olarak noter huzurunda alınan ifadeleri ve tanıklıkları.
- Dördüncü grup deliller ise faillerin; başta İsrail Başkanı Netanyahu’nun, İsrail Savunma Bakanı ile suçu işleyen askerlerin kamuoyuna yansıyan beyanları.
- Beşinci grupta ise, İsrail’in Gazze işgaline sebep olarak ortaya attığı iddiaların gerçek dışı ve yalan olduğunu gösteren deliller bulunuyor.
UCM’ye verilen dilekçede “Soykırım”, “İnsanlığa karşı suçlar, “Savaş suçları”, “Saldırı” suçlarından yargılanması istenen İsrailli yetkililer şöyle:
Yitzak Hertzog (İsrail Cumhurbaşkanı) 2- Benjamin Netanyahu (İsrail Başbakanı) 3- Yariv Levin (İsrail Başbakan Yardımcısı) 4- Moşe Arbel (İsrail İçişleri Bakanı) 5- Yoav Gallant (İsrail Savunma Bakanı) 6- Gila Gamliel (İsrail İstihbarat Bakanı) 7- Itamar Ben-Gvir (İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı) 8- Eli Cohen (İsrail Dışişleri Bakanı) 9- Herzi Halevi (İsrail Genelkurmay Başkanı) 10- Kobi Barak (İsrail Kara Kuvvetleri Komutanı) 11- Amir Eshel (İsrail Hava Kuvvetleri Komutanı) 12- Aluf Eli Sharvit (İsrail Deniz Kuvvetleri Komutanı)
DİLEKÇEDE ABD YOK
Toplantıda sordum sonradan dilekçeye de baktım; İsrail’in işlediği bu suçlardaki en büyük ortağı olan Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Biden ve Dışişleri Bakanı Blinken gibi suç ortaklarının ismi dilekçede yok. Oysa Uluslararası Ceza Mahkemesinin kişiler bakımından mahkeme yetkisine giren suçlarla ilgili olarak; suçu bizzat işleyen, işlenmesini emreden, isteyen ya da özendiren, suçun işlenmesine yardımcı ya da ortak olan ya da herhangi bir biçimde suçun işlenmesine ya da teşebbüsüne katılan kişileri yargılama yetkisine sahip.
Bugün İsrail dünyanın gözüne baka baka bu insanlık suçlarını işliyorsa bu sadece ve sadece ABD yönetiminin ABD Başkanı Biden ve Dışişleri Bakanı Blinken gibi suç ortaklarının, politik, madde ve askeri yardımıyla mümkün olmuştur.
BIDEN SUÇUN ORTAĞI
İsrail’in Gazze’yi işgal ve işlediği soykırım için söylediği tüm yalanlar doğruymuş gibi bizzat ABD Başkanı Biden tarafından söylendi. Milyarlarca dolar yardımın yanında onbinlerce top mermisi dahil silah ve mühimmat yolladı. Halen de yollamaya devam ediyor. ABD yönetimi Gazze’de ateşkes ilan edilmesi kararını Güvenlik Konseyi’ndeki oylamada tek başına veto etti.
Yani ABD yönetimi “meşru müdafaa” diye İsrail’in Gazze’deki soykırımı politik olarak, bütçesinden 14 milyar dolar vererek maddi olarak, İsrail’i korumak için uçak gemileri yanında füze sistemlerini bölgeye gönderip, fosfor bombası dahil silah ve mühimmat vererek askeri olarak bu suça ortak oluyor.
Dolayısıyla, ABD yöneticilerinin isimleri de Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde yargılanacaklar listesinde olmalı. Bugün dilekçede isimleri yok ama bir gün mutlaka olacak. Olmasa da insanlığın vicdanında ABD İsrail’in soykırımının suç ortağı olarak yargılanacak.
Paylaş