Paylaş
6 milyon seçmeni;
HDP yöneticilerine milletvekillerine ve belediye başkanlarına, araçlarıyla PKK’lı teröristleri taşısın, onlara silah götürsün, para yardımı yapsın diye mi oy verdi?
6 milyon seçmeni;
HDP’li yöneticilere, milletvekilleri ve belediye başkanlarına, belediye araçlarını şehir merkezlerine hendek açan PKK’lı teröristlere vererek yerleşim yerlerini çatışma alanına çevirsin diye mi oy verdi?
6 milyon seçmeni;
HDP’li yöneticilere, milletvekilleri ve belediye başkanlarına, terör örgütü PKK, Türk-Kürt demeden, asker, polis, korucu, öğretmen, hemşire, doktor şehit ederken, ekmek parası için çalışan işçileri vururken, köylü ve çobanları “ajan, işbirlikçi” diye elektrik direklerine asıp infaz ederken, şehir merkezlerinde evine gitmek için durakta bekleyen öğrencileri, işçileri, memurları bombayla havaya uçururken sessiz kalsınlar diye mi oy verdi?
6 milyon seçmeni;
HDP’li yöneticilere, milletvekilleri ve belediye başkanlarına Tunceli Ovacık’ta Kürt kökenli 8 yaşındaki Ayaz ile 4 yaşındaki Nupelda ve asker eşini ziyaretten dönerken el yapımı patlayıcıyla şehit edilen Nurcan Karakaya ile 11 aylık bebeği Bedirhan Mustafa’nın katledilmesini kınamak bir yana, gerekçe üretsinler diye mi oy verdi?
6 milyon seçmeni;
HDP’li yöneticilere, milletvekilleri ve belediye başkanlarına terörist PKK’lılar ormanları, fabrikaları kundaklarken sessiz kalsınlar diye mi oy verdi?
6 milyon seçmeni;
HDP yöneticilerine, milletvekillerine ve belediye başkanlarına, Avrupa’dan Amerika’ya, dünyanın bütün ülkeleri tarafından terör örgütü olarak tanınan PKK’ya bir kez dahi “terör örgütü” demesinler diye mi oy verdi?
6 milyon seçmeni;
HDP’li yöneticilere, milletvekilleri ve belediye başkanlarına, 40 yılda binlerce Türk ve Kürt hakkında ölüm emri veren, Türkiye’yi bölmek için yabancı ülkelerle işbirliği yapmış PKK elebaşı hakkında konuşurken, “sayın Öcalan” desinler diye mi oy verdi?
6 milyon seçmeni;
HDP’li yöneticilere, milletvekilleri ve belediye başkanlarına Diyarbakır’daki il binasını, terör örgütü PKK’ya eleman devşiren istasyon haline getirsinler diye mi oy verdi?
6 milyon seçmeni;
HDP yöneticilere, milletvekilleri ve belediye başkanlarına, il binası önünde dağa götürülen çocukları için eylem yapan ‘Diyarbakır Anneleri’ne hakaret etsinler, tartaklasınlar diye mi oy verdi?
6 milyon seçmeni;
HDP’li yöneticilere, milletvekilleri ve belediye başkanlarına, sokakta yüksek sesle müzik dinledikleri için uyardığı şahıslar tarafından hunharca bıçaklanan Barış Çakan’ın “Kürtçe müzik dinlediği için öldürüldüğü” yalanını yayarak “ırkçılık” tartışması üzerinden çatışma çıkarsınlar diye mi oy verdi?
6 milyon seçmeni;
HDP’li yöneticiler, milletvekilleri, belediye başkanlarına eski eşbaşkan Selahattin Demirtaş, “HDP Öcalan’ın 20 yıllık projesidir” dediğinde, PKK elebaşlarından Cemil Bayık, “PKK olmasa HDP yüzde 5 oy alamaz” dediğinde sessiz kalsınlar diye mi oy verdi?
6 milyon seçmeni;
HDP’li milletvekili “Kürt sorunu devam ettikçe, gerillaya da katılımlar olacak, savaşlar da olacak” diyerek gençlere dağı adres göstersin diye mi, Musa Farisoğlu’na 15 yaşındaki Eren Bülbül’ü katleden PKK’lı teröristlerin cenazesine katılsın diye mi oy verdi?
6 milyon seçmeni;
HDP, terör örgütünün siyasi uzantısı olarak görev yapsın diye mi oy verdi?
Bu soruların tamamına ya da birisine “Evet” yanıtını verebilecek kimse var mı?
TBMM’de CHP’li Enis Berberoğlu ile HDP’li Leyla Güven ve Musa Farisoğlu’nun milletvekilliklerinin düşürülmesinden sonra özellikle HDP etrafında yürütülen tartışmalarda hiç kimse bu soruları sormuyor.
ÇARPITILMIŞ SORU
BUnların yerine, HDP’nin PKK ile arasına mesafe koymamasına tepki gösterenlere, “HDP, PKK’nın siyasi uzantısıysa oy veren 6 milyon seçmene de terörist mi diyorsunuz?” gibi çarpıtılmış bir soru dillerde dolaşıp duruyor.
Kimsenin seçmeni suçlamak gibi bir düşüncesi yok. Elbette, seçmenin de HDP’ye PKK’nın siyasi sözcülüğünü yapsın, onu desteklesin diye oy verdiğini söylemek mümkün değil.
HDP yöneticileri “Yanılıyorsun” diyene kadar da bu düşünce böyle kalacaktır.
Ancak milyonlarca seçmenin oyunu alan siyasetçiler, yasalar çerçevesinde kurulmuş, TBMM gibi yasal ve meşru bir zeminde kendilerine oy verenlerin hakkını, hukukunu koruyacağına terör örgütü PKK ile içli dışlı olmayı seçiyor.
“PKK’ya/YPG’ye sırtını dayamadan” siyaset yapmak mümkün değil mi?
Yani sorun seçmende değil, PKK ile arasına mesafe koymayan HDP yönetiminde.
Başta demokrasiye inanmış HDP seçmen olmak üzere tüm millet, HDP’den yasalar çerçevesinde siyaset yapmasını bekler; terörist cenazesine katılmasını, PKK’nın terör faaliyetlerini kınamasını, karşı çıkmasını, siyaset yaparken gençlere “dağı ve terör örgütünü” adres göstermesini beklemez. Dünyanın tüm hukuk sistemleri tarafından “terör örgütü PKK’nın elebaşı” olarak tanınan Öcalan hakkında “sayın” ifadesini kullanmasını kabul etmez.
PKK’YA ‘TERÖRİST’ DİYEMEYENLER
Hukuka, demokrasiye azıcık inanan birisi, terör örgütü PKK ve PKK ile yakın olanlarla arasına mesafe koyar. Aksini yapanların, ağızlarına insan hakları, demokrasi, hukuk, adalet gibi kelimeleri almaması gerekir.
Binlerce şehidimizin, Türk-Kürt sivil yurttaşların, kadın, çocuk ve bebekleri katleden PKK’ya “terör örgütü” diyemeyenlerin bırakın milletvekilliği yapmasını; “aydın, demokrat” etiketiyle ortalıkta dolaşan akademisyen ve gazetecilerin de bu millet nezdinde hiçbir hükmü yoktur.
Hakikate, toplumsal uzlaşıya gerçek sorulara verilecek cevaplarla ulaşılır.
Paylaş