Paylaş
2017 yılında bir FETÖ mahrem imamının itiraflarıyla tespit edilen yönteme göre örgüt “mahrem yapı” adını verdiği, Türk Silahlı Kuvvetleri, Yargı, Emniyet Müdürlüğü, MİT, TÜBİTAK gibi kurumlardaki kripto elemanlarıyla, ankesörlü hatlar üzerinden irtibat kurdu. FETÖ, bu irtibat yöntemi kısmen 15 Temmuz 2016 darbe girişiminden sonra da devam ettirdi.
11 BİN HAT BELİRLENDİ
FETÖ mahrem imamlarının devlet kurumlarındaki örgüt üyeleri ile irtibat kurduğu 11 bin “büfe, bakkal, market, şans oyunları bayisi ve ankesörlü hatlara” ait telefon numarası tespit edildi. Yargıtay tarafından da onanmış olan, ardışık arama, konuşma süresi, görüşme sıklığı gibi “arama kriterlerine” uyan 25 bini aşan FETÖ mensubu tespit edildi.
Bunlara yönelik yapılan operasyonlarda ise 29 Eylül 2021 itibarıyla 24 bin 277’si TSK, 306’sı Emniyet mensubu, 309’u hâkim ve savcı, 37’si akademisyen, 124’ü TÜBİTAK, 8’i maliye çalışanı olmak üzere toplam 25 bin 61 FETÖ üyesi tespit edilerek operasyon yapıldı.
YÜZDE 40’I İTİRAFÇI OLDU
Bunlardan 22 bin 296’sı gözaltına alındı. 12 bini hakkında adli kontrol kararı alındı, 2 bin 218’i serbest bırakıldı. 8 bin 475’i tutuklanırken, 2 bin 92’si ise firari.
Gözaltına alınan TSK mensuplarından yüzde 37’si, Emniyet mensubu ve akademisyenlerin yüzde 40’ı, hâkim ve savcıların yüzde 76’sı etkin pişmanlıktan yararlanarak itirafçı oldu.
MİT’TEN YENİ YÖNTEM
FETÖ ile mücadelede yeni yöntemler geliştiren Milli İstihbarat Teşkilatı, elde ettiği istihbarat ve sahip olduğu teknolojik imkânlarla, ankesörlü hat araştırmalarında yeni bir yöntem geliştirdi. Böylece devlet içindeki en kripto FETÖ elemanlarına da ulaşılmaya başlandı.
Mevcut ankesörlü hat soruşturmaları, büfe, bakkal, market, şans oyunları bayisi ve ankesörlü telefon numaraları takip edilerek yürütülüyordu. Mahrem imam tarafından, aynı telefondan aynı zaman dilimi içinde kısa aralıklarla aranan kamu görevlilerinin cep telefonları tespit ediliyor ve şüpheli kişiler hakkında işlem yapılıyordu.
Örgütün mahrem yapıya verdiği talimata göre, bir telefondan yalnız bir örgüt üyesinin aranması gerekiyordu. Ama mahrem imamların birçoğu bu kurala uymadı ve aynı telefondan kısa aralıklarla kendilerine bağlı örgüt üyelerini aradı. Böylece “ardışık arama” yaptığı için aynı imama bağlı örgüt elamanları kolayca tespit edilebildi.
ÖRGÜT TALİMATINA UYAN KRİPTOLAR
Bir de örgütün verdiği talimata sıkı sıkıya uyan mahrem imamlar ve örgüt üyesi kamu görevlileri vardı. FETÖ’nün gizlilik kuralına bağlı olan bu mahrem imamlar, bir ankesörlü hattan bir örgüt üyesini ararken, diğer örgüt üyesini ya hemen yanındaki ya da başka bir bölgedeki ankesörlü hattan arıyordu. Böylece, kendisine bağlı örgüt üyelerini aynı telefondan art arda aramadığı için de mevcut bilgi sisteminde “ardışık” arama olarak tespit edilemiyordu.
Ama İstanbul Bölge Başkanlığı’nın çalışmasıyla MİT, FETÖ’cülerin bu yöntemini de çözdü.
Uzun süredir ankesör-büfe cihazları üzerinden yürütülen çalışmalara ek olarak, kamu görevlilerinin arandığı ankesör kartları da incelemeye aldı. Böylece, mahrem imamların bir kısmının, FETÖ’cü örgüt üyesini farklı ankesörlü telefondan arasa da aynı kartı kullandığını tespit etti. Bu yolla, tedbir amacıyla farklı ankesör cihazları üzerinden yapılan aramalar ile aynı mahrem imama bağlı örgüt mensupları belirlendi. Milli İstihbarat Teşkilatı, bunun için önce, FETÖ mahrem imamlarının, kamu görevlisi örgüt üyeleri ile irtibat kurduğu ankesörlü telefonlarda kullanılan kart numaralarını belirledi.
150 MAHREM BULUNDU, DEVAMI GELECEK
MİT’in, milyonlarca satır veriyi incelemesi sonucunda, Türk Silahlı Kuvvetleri, Emniyet Genel Müdürlüğü, Adalet Bakanlığı personellerine yapılan operasyonlarla 150 kişi gözaltına alındı.
Gözaltına alınan FETÖ mahrem imamları ile mahrem imamların irtibat kurduğu kamu görevlisi FETÖ üyeleri, MİT’in üzerinde çalıştığı ankesör kart çalışmasını teyit eden itiraflarda bulundular. Dün, İstanbul Cumhuriyet Savcılığı tarafından, 21 ilde yürütülen ve aralarında muvazzaf ve ihraç edilmiş asker, memur ve öğretmenlerin de bulunduğu 46 şüphelinin gözaltına alındığı operasyon da bunlardan birisiydi.
MİT, sabit hat operasyonlarında, telefon numarası üzerinden yürütülen çalışmaya farklı bir bakış açısı getirdi. Önce kart numarasını sonra irtibat kurduğu örgüt üyesini belirledi ve onun üzerinden “mahrem imama” ulaşarak “tersine mühendislik” yaptı.
Böylece FETÖ’nün
mahremin de mahremine, kriptonun da kriptosuna ulaşıldı. Peki bu son nokta mı? Hayır, devlet bitti demeden FETÖ ile mücadele bitmez, bazı siyasetçiler onlara boşuna umut verse de...
Paylaş