Paylaş
Bir gün sonra 8 Ocak günü Ankara’da İsrail Büyükelçisi kendisini davet ederek, konu üzerine sohbet ettikten sonra “Öldürülmekten kokmuyor musunuz?” diye sordu.
Eşi Güldal Mumcu, öldürülmeden önce eşinin ulaştığı gerçekleri şöyle anlatıyordu: “Uğur, Türkiye’de yaşanan terör olaylarını, Kürt isyanlarının karmaşık arka planını araştırdıkça, tahmin edilemeyecek birçok ilişkiye, ilginç bağlantılara; CIA, MOSSAD ve MİT ile Emniyet ve askeri istihbarat dahil birçok ülkenin istihbarat örgütünün varlığına ve bu arada Barzani’nin MOSSAD ve CIA ile ilişkilerini ortaya koyan yayınlara ulaşıyordu.”
Ulaştıkça, tehditler çoğalıyordu; PKK yöneticilerinden Yaşar Kaya, örgütün yayın organı Özgür Gündem’de Mumcu’nun infaz emrini yazmıştı adeta. Uğur Mumcu, PKK’lı Yaşar Kaya’nın yazısını gösterip: “Güldal bunlar beni öldürecek” dediğinde, “Nereden çıkarıyorsun?” diye soran eşine, “Uğur Mumcu’nun Kürtler için istediği bir şey var mı? Herkes maskesini çıkarsın!... Yoksa yüzlerindeki maskeyi biz yırtacağız. Biz yırtmazsak bile Kürt halkının dinamiği yırtacak” satırlarını göstererek, “Bundan daha açık söylemezler!” cevabını verdi.
İKİ HAFTA SONRA SUİKAST
Öyle de oldu, İsrail Büyükelçisi’nin uyarısı, PKK’lı Yaşar Kaya’nın tehdidi; iki hafta sonra 24 Ocak 1993’te Uğur Mumcu aracına yerleştirilen bomba ile öldürüldü. Güldal Mumcu tüm bu süreci suikasttan 20 yıl sonra yazdığı “İçimden Geçen Zaman-UMAG Yayınları” kitabında detaylarıyla anlattı. Suikastın üzerinden 30 yıl geçti ve Uğur Mumcu’nun 7 Ocak 1993’te yazdığı gibi, Amerika Birleşik Devletleri ile birlikte, Kuzey Irak’taki Barzani yönetimi ile PKK terör örgütünün arkasındaki güç olan İsrail desteği; Başbakanı Netahyahu’nun oğlu Yair Netahyahu’nun Instagram hesabından “Free Kurdistan!” notu eşliğinde Kuzey Irak yönetiminin bayrağını paylaşması ile bir kez daha açığa çıktı.
İSRAİL İSTİHBARATININ TARİHİ
Uğur Mumcu, kendisini ölüme götüren o yazıda, İngiliz The Guardian Gazetesi’nin Tel-Aviv muhabirliğini yapan Ian Black ve Washington’daki Brooking Enstitüsü’nde çalışan öğretim üyesi Benny Morris’in 1991’de kaleme aldıkları; 2011 yılında ise Pegasus Yayıncılık’tan Türkçesi basılan “Israel’s Secret Wars-A History of Israel’s Intelligence Services” kitabından alıntılar yapmıştı. (Türkçesi: İsrail’in Gizli Savaşları- İsrail İstihbaratının Tarihi)
Kitapta MOSSAD-Barzani ilişkileri, İsrail Dışişleri Bakanlığı ve MOSSAD yazışmalarına dayanılarak açıklanıyor. Önsözde, kitabın yayından önce İsrail ordu yetkilileri tarafından da incelendiği yazılıyor.
MOSSAD-KÜRT İLİŞKİSİ
Kitapta 1967 Arap-İsrail Savaşı’ndan sonra, MOSSAD’ın Kürtlerle ilişki kurduğunu (sh.327), Mısırlı ünlü gazeteci Hasan El-Heykel’in İsrailli subayların Kürtler aracılığıyla Irak’tan radyo bağlantıları kurduğunu 1971 yılında açıkladığı anlatılıyor.
1969 yılı mart ayında Kerkük petrollerine yapılan saldırının da İsrail tarafından yapıldığı açıklanıyor. 1972 yılında imzalanan Sovyet-Irak Dostluk Antlaşması’ndan sonra İran Şahı, ABD Başkanı Nixon ile gizli görüşme yapıyor; bu gizli görüşmeden sonra CIA tarafından “Kürdistan Demokratik Partisi”ne üç yıl içinde 24 milyon dolar gönderiliyor. Barzani’nin Irak rejimine karşı ayaklandığı yıllarda, ABD-İsrail-İran üçlüsü bu ayaklanmayı destekliyor. Barzani-ABD ilişkileri, ABD Dışişleri eski Bakanı Henry Kissinger eliyle yürütülüyor.
‘CIA VE MOSSAD’IN KÜRTLERLE NE İŞİ VAR’
70’li yıllardaki bu ilişkiler bugün sürüyor mu? Kitaba göre sürüyor. “Körfez Savaşı” sırasında Irak’ın attığı Scud füzelerinin Tel-Aviv’e düşmesi üzerine bu ilişkiler yeniden başladı. (sh.521) Baba Molla Mustafa Barzani ile kurulan ilişkiler, şimdi de oğul Mesud Barzani ile sürüyor. MOSSAD, Barzani’ye Avrupa kahvelerinde çekler vererek bu desteği sürdürüyor.
Kitapta, Mesud Barzani’nin İsrail’e gizlice giderek yardım istediği yazılıyor. “Bu ilişkiler sürüyor ve anlaşılıyor ki daha da sürecek... Gizli yollarla sürecek, açık yollarla sürecek... İlgi belli... İlişki de belli... Kürtler sömürgeciliğe karşı bağımsızlık savaşı yapıyorlarsa ne işi var CIA ve MOSSAD’ın Kürtler arasında? Yoksa CIA ve MOSSAD, antiemperyalist savaş veriyorlar da dünya bu savaşın farkında değil mi? Uğur MUMCU, (Cumhuriyet, 7 Ocak 1993)”
MOSSAD’IN TETİKÇİSİ PKK
2014 yılında Irak’taki bölgesel Kürt Yönetimi’nin “siyasi bağımsızlığı” hak ettiklerini söyleyen Gazze kasabı Binyamin Netanyahu, 2017 yılındaki bağımsızlık referandumu öncesinde, Türkiye, Irak, Suriye ve İran’ın karşı çıkmasına karşın, bağımsız bir Kürt devletini desteklediklerini açıklamıştı. “Evet” çıkan referandum sonrası Kuzey Irak’ta yaşayanların İsrail bayrakları ile yaptıkları kutlamalar hâlâ hafızalarda.
Netanyahu Türkiye’nin, Suriye’nin kuzeyinde PKK/KCK-PYD/YPG terör örgütüne yönelik operasyonları üzerine 2019’da sosyal medya üzerinden, PKK’ya şöyle destek olmuştu; “İsrail, Türkiye’nin Suriye’deki Kürt bölgelerine yönelik işgalini şiddetle kınıyor Türkiye ve onun vekilleri tarafından Kürtlere yönelik etnik temizliğe karşı uyarıda bulunuyor İsrail, kahraman Kürt halkına insani yardımda bulunmaya hazırlanıyor.”
Uğur Mumcu’nun yazısı 30 yıl sonra Gazze’deki soykırım sürecinde bir kez daha kendisini teyit etti. O yazı belki dikkate alınmadı ama Yair Netahyahu’nun Instagram’dan “Free Kurdistan!” mesajını hafife almamak gerekiyor. Çünkü, PKK terörünün arkasında kimin olduğunu gösteriyor. MOSSAD’ın Türkiye’de suikastlar gerçekleştireceği biliniyor. PKK’lı teröristlerin yeniden tetikçi olarak kullanılması kimseyi şaşırtmaz.
Paylaş