Paylaş
Kimileri FETÖ’cülerin tam göbeğinde olduğu kumpasın üzerini bilerek ya da bilmeyerek ya da ‘mevzu büyümesin’ düşüncesiyle örtme gayretinde galiba...
7 Şubat 2012 MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın tutuklanması girişimi, 17/25 Aralık 2013 kumpasları, 15 Temmuz darbe girişimleri bize “unutulan her ihanetin tekrar ettiği” gerçeğini göstermedi mi?
Devletin içine, emniyetine, yargısına yerleşmiş ve artık kimsenin de “Hayır yok” demediği; Nurcusundan Menzilcisine, Süleymancısından Hakyolcusuna tarikat ve cemaatçilerin gruplaşmasını, birbirleriyle savaşını, siyasete kumpas kurmasını engellemek yerine algı operasyonlarıyla gerçeğin üzeri örtülüyor.
“Hükümete emniyet-yargı kumpası yok, mafya hükümete operasyon çekiyor” diyeni mi ararsın “Hükümete değil, emniyete darbe” diyeni mi? “İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya hedef alınıyor” diyeni mi ararsın, “Hedef Emniyet Genel Müdürü” diyeni mi? İşin ucu kendisine gelir endişesiyle kimse gerçeğin tam olarak ortaya çıkmasına uğraşmıyor. Çok mu zor sadece “devlet adamı olmak” ve yalnızca gerçeği ortaya çıkarmak.
KUMPAS BAŞINDA BELİRLENDİ
Henüz başındayken ortaya çıkarıldığı için yok sayılmaya çalışılan tehlikenin büyüklüğünü; Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı, Organize Şube Müdürü ve yardımcısının önce görevden alınıp sonra tutuklanmaları gösterdi sanırım.
Buna karşın hâlâ gerçek tam olarak ortaya konmadı.
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, 15 Mayıs’ta sosyal medyadan mülkiye müfettişlerini görevlendirdiğini ve hazırlayacakları raporu, tüm gerçeği halka açıklayacaklarını söyledi. Rapor bitti, üzerinden bir hafta geçti ama bir açıklama yok. Dahası, basına yansıyan haberlere göre müfettişler, emniyet ve yargı eliyle Cumhur İttifakı ortaklarına bir kumpas kurulup kurulmadığını tespit edememiş. Raporda üç konu araştırılmış; birinci Serdar Sertçelik’in baskı ve tehditle gizli tanık yapılması ve ifadesinin yönlendirilmesi, ikincisi Organize Şube Müdürü Şevket Demircan ile sosyal medyaya yansıyan telefon görüşmeleri, üçüncüsü ise elektronik kelepçe ve ev hapsi cezasına rağmen yurtdışına firar etme süreci incelenmiş. Müfettişler bu konularda emniyet mensuplarını kusurlu bulurken kumpas boyutu dahil dosyayı yargıya havale etmiş.
Artık top yargıda....
FETÖ KUMPASIN GÖBEĞİNDE
Eğer yargı gerçeği ortaya çıkarmak isteniyorsa yalnızca müfettiş raporları ve sanıkların ifadelerine değil çok daha geniş bakılmalı. Hatta 7 Eylül 2023’te Ayhan Bora Kaplan’ın gözaltına alınmasıyla gelişen süreç ortaya konmalı. Filmleri aratmayacak biçimde gözaltına alınan Ayhan Bora Kaplan’ın Ankara Emniyet’inde nezarethanede değil de emniyet amirleri ile masa başında çay içmesinden başlanabilir.
Aynı şekilde suç örgütü elebaşı Ayhan Bora Kaplan’ın 7 Eylül 2023 günü gözaltına alınması ve birkaç günlük gözaltı sonrası alınan ifadesinin 20 Eylül 2023 günü Ankara Emniyeti Narkotik Şube’de görevli Serkan Dinçer isimli polis memuru tarafından FETÖ’cü firari Cevheri Güven’e ortak kullandıkları e-posta üzerinden göndermesiyle devam edilebilir.
NARKOTİK’TEKİ İLGİNÇ POLİS
FETÖ’cü Cevheri Güven bu konudaki yazım üzerine, “O evrakları bizatihi Kaplan’ın çetesinin elemanlarından aldım. Onlara verenler de ülkücü polisler. Bütün çetede elden ele dolaşıyor, herkes kendi ismi var mı diye kontrol ediyor...” diyerek aklı sıra Ankara Emniyet’inden Serkan Dinçer ile ilişkisini perdelemeye çalışıyor.
FETÖ’cü Cevheri Güven’e Ayhan Bora Kaplan’ın ifadesini ve dosyasını yollayan ve 13 Kasım 2023 günü gözaltına alınıp tutuklanan Serkan Dinçer sıradan bir polis değil. Ankara Emniyet Müdürü Engin Dinç’in Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü olduğu zamandan yakın ilişkisi var. Öyle ki Engin Dinç 2013 yılında İstihbarat Dairesi Başkanı olduğu dönemde, Trabzon’dan getirip İstihbarat Siber Şube’de görev verdi. 15 Temmuz 2016 darbe girişimi sonrası FETÖ’cülere bilgi sızdıran Serkan Dinçer, istihbarat hizmetlerinden çıkarılarak Diyarbakır il hizmet kadrosunda görevlendirildi. Sonrasında Ankara’da Tuzluçayır karakolunda görevli iken, 1 Ağustos 2023’te Ankara Emniyet Müdürü olan Engin Dinç’in talimatıyla Narkotik Şube’ye atandı. Böylece gizli bilgilere erişimi olan bir şubede görev yapma fırsatı buldu. Burada da FETÖ’cü Cevheri Güven’e bilgi ve belge sızdırdığı belirlendi. 13 Kasım 2023 günü gözaltına alındığında telefon ve dijital materyalleri Ankara Emniyeti’nde incelemeye alındı.
EMNİYET ÖRTTÜ BİLİRKİŞİ BULDU
Ne ilginçtir Ankara Emniyeti bir suç unsuru bulamadı. Belli ki Ankara Emniyeti, FETÖ’ye bilgi sızdıran Serkan Dinçer’in arkasındaydı. Soruşturma savcısı bunun üzerine bilirkişi görevlendirdi. Bilirkişiler cep telefonunda, Serkan Dinçer’in telefon hafızasının iki alana bölündüğünü, ilk alanın şifresiz, 2.kısmın özel şifreli olduğunu, ilk bakışta içerik hakkında bilgi edilememesi için kullanıcı tarafından önlemler alındığını, maskeleme yapıldığını belirledi. Birçok e-posta üzerinden hesap açıldığı, farklı isimlerle Instagram/Twitter(X) hesaplarının bulunduğu belirlendi. Mesajlaşma uygulamaları ile FETÖ üyesi Cevheri Güven’in yayınlandığı videoların linklerinin paylaşıldığı, etki alanının arttırılmaya çalışıldığı görüldü. Özellikle FETÖ üyeleri tarafından gizlilik için kullanılan Proton Mail kullanıldığı ortaya çıkarıldı. Belirli bir isim üzerine olmayan, sahte isimlerle açılmış, çoğunlukla Proton ya da Tutanota gibi çift katmanlı şifreleme sistemine sahip e-posta adreslerine gönderilmiş, farklı içeriklere sahip iddiaların bulunduğu belirlendi. Serkan Dinçer’in aynı zamanda farklı e-posta adreslerini aynı şifre ile girilen mesajlaşma kutusu gibi kullandığı ve bilgi ve belgeleri bu yolla da paylaştığı tespit edildi.
FETÖ’cü Cevheri Güven’in sosyal medyada emniyet mensupları hakkında yaptığı paylaşımlarla, Serkan Dinçer’in Güven’e yolladığı belge ve bilgiler karşılaştırıldığında, Güven’in paylaşımlarının kaynağının Serkan Dinçer’in yolladığı bilgi ve belgeler olduğu ortaya kondu.
ORGANİZENİN BELGELERİ NARKOTİK POLİSİNDE
Kendisi tutuklu olan ve Ankara Cumhuriyet Savcılığı tarafından hâlâ soruşturması devam eden Serkan Dinçer’in, FETÖ’cü Cevheri Güven’e Ayhan Bora Kaplan’ın gözaltına alınmasından sadece 13 gün sonra, 20 Eylül 2023 günü ifadesini yolladığı da bilirkişi raporuyla tespit edildi. Daha da ilginci, Nakrotik Şube’de görevli Serkan Dinçer’in Ankara Organize Şube tarafından alınan ifadeyi dijital ortamdan kopyalayıp Cevheri Güven’e yollaması. Kim ona Ankara Emniyeti’nin tüm şubelerindeki bilgi ve belgelere erişme yetkisi verdi acaba?
FETÖ’cü Güven’in yalanla gerçeği birbirine katarak başını çektiği algı operasyonunu görmek isteyenler sosyal medyada yaptığı sayısız paylaşıma da bakabilir. Ayhan Bora Kaplan dosyası tüm suç boyutlarıyla ortaya konmalı ama bu dosya üzerinden siyasetçilere kumpas kurulup kurulmadığı ise ancak Serkan Dinçer hakkındaki soruşturmaya bu konu çerçevesinde bakılmasıyla mümkün gibi görünüyor.
Paylaş