Paylaş
Artık Esad’ın yaptığı gibi İran ve Rusya’nın desteği ile ayakta kalma dönemi bittiği gibi, birlik olmak şartıyla ABD ve emperyalist ülkelerin bölge için haritalar çizmesinin de süresi doldu. Elbette bunun yolu, birlik içinde hareket etmek yanında bölücü, ayrılıkçı ve ABD, İsrail, Avrupa ve İran gibi ülkelerin planlarının parçası olan örgütleri yok etmekten geçiyor. Bunların başında PKK terör örgütünün Suriye kolu PKK-PYD-YPG geliyor. PKK; Rusya, İran, ABD, İsrail ve bazı Avrupa ülkelerinin emperyalist planlarının işbirlikçisi ve onlar adına baskı ve şiddet uygulayan bir terör örgütüdür. “Kürtlerin hakkını savunuyorum” yalanı ile en fazla zulüm ettiği grupların başında Kürtler gelmektedir.
PKK, ESAD’IN 45 YILLIK İŞBİRLİKÇİSİ
PKK terör örgütünün Suriye’deki varlığı, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’ın 1979 yılında Şam’a gitmesiyle başlar. Türkiye düşmanı olan Hafız Esad sadece ülkesinin değil terör eğitimi yapacağı Bekaa Kampı’nın kapısını da PKK’lı teröristlere açtı. Hatta 15 Ağustos 1984 tarihinde PKK’nın devlete ilk kurşun sıktığı Şemdinli ve Eruh baskınlarının kadrosunu burada kurdu ve eğitti. Suriye yönetimi ülkede yaşayan Kürt aşiret ve gruplara her türlü baskıyı uygular hatta kimlik vermez iken, Öcalan, Türkiye’nin baskısıyla 1998’de çıkana kadar Esad yönetiminden her türlü desteği aldı. PKK terör örgütü, Esad’ın emri ile rejim tarafından hedef alınan Kürt aşiret ve gruplara, hatta parti ve örgütlenmelere karşı baskıda görev aldı.
Ne PKK ne de 2003’te kurulan Suriye kolu PYD/YPG rejimin devrilmesinden sonra “baskıcı-totaliter” dediği Esad yönetimine karşı durmadığı gibi açıkça işbirlikçiliği yaptı.
Öyle ki Beşar Esad, muhaliflerin hedef aldığı bölgeleri PKK/PYD’ye terk etti. PKK’lı teröristler sadece bir ya da iki gün kontrol altına aldıkları bölgeleri de terk ederek kaçtı. Bunların başında Tel Rıfat ve Fırat nehrinin batısında 2016’dan beri elinde tuttuğu Menbiç geliyor. Nitekim, Suriye Milli Ordusu, Menbiç merkezine girdi ve bölgenin yüzde 80’ini kontrol altına aldı. Yakında sadece Fırat’ın doğusunda bir terör yapılanmasından bahsedeceğiz. Ama burada da uzun süre kalamayacaklar. Suriye yönetimini devralan muhalif grupların ve Suriye Geçici Ulusal Konseyi’nin 1 numaralı bildirgesinin ilk maddesi “Suriye topraklarının birliği ve egemenliğini korumak”.
PKK, PETROLÜ KONTROL EDİYOR
Dolayısıyla şu andan itibaren çok parçalı Suriye haritası yok. PKK/YPG sadece Türkiye sınırındaki bir alanı kontrol etmiyor, aynı zamanda Suriye petrollerinin büyük bölümünün çıkarıldığı alanı da kontrol ediyor. Dolayısıyla Suriye Geçici Ulusal Konseyi ve muhaliflerden oluşan yönetim kısa süre içinde PKK/YPG’yi hâkim olduğu bu alandan çıkarmak için kolları sıvayacaktır. Bir yandan Türkiye’nin güney sınırındaki terör yapılanması ortadan kalkacak diğer yandan PKK/YPG’nin hâkim olduğu petrol çıkartılan bölgelerden uzaklaştırılacak, belki de imha edilecek.
ABD DE YALNIZ BIRAKACAK
Gün gelip Rusya’ya, gün gelip İran’a sırtını dayayan PKK/YPG’nin bu konuda güvendiği tek ülke ABD kaldı. ABD yönetimi de desteğini “DEAŞ ile mücadele” gerekçesine dayandırıyor.
Ancak DEAŞ ile mücadele Suriye’nin yeni yönetiminin de meselesi olduğuna göre ABD’nin PKK/YPG’ye desteğinin sahte gerekçesi de ortadan kalkmış oluyor.
Dolayısıyla PKK/YPG kısa süre içinde ABD’nin de desteğini kaybedecek. Bu konularda Türkiye’nin politika, strateji, taktik ve operasyonel kabiliyetinin etkili olduğunu bilmek gerekiyor.
FİDAN: SURİYE GELECEĞİNDE PKK’YA YER YOK
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Doha’da yaptığı şu açıklama geleceğe dair perspektifi de çiziyor: “Aslında son derece meşru Kürt tarafları var Suriye’de. Onlar çok uzun süredir muhalif güçlerin bir parçası oldular. Ancak herhangi bir PKK uzantısı Suriye’deki görüşmelerde herhangi bir meşru taraf olarak değerlendirilemez; Türkiye’den, İran’dan, Irak’tan PKK kadroları Suriyeli değiller. Suriyeli olmayanlar SDG’yi yönetiyor, bu da herkesin bildiği açık bir sır.”
Suriye’nin geleceğinde elbette Kürtler de olacak ama PKK’lı ve PKK/YPG’li teröristler olmayacak.”
TRUMP: KARIŞMAYIN
ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Sullivan, “Suriye’deki çatışmaların IŞİD’in yeniden canlanmasına yol açmamasına özellikle odaklanmalıyız. Bunun olmamasını sağlamak için kendimiz doğrudan adımlar atacağız ve Suriye Demokratik Güçleri, Kürtlerle birlikte çalışacağız” dese de PKK/YPG’nin tek güvendiği ABD’nin 21 Ocak 2025’te göreve başlayacak “Seçilmiş ABD Başkanı” Trump’ın “Suriye karmaşık bir durumda, ama bizim dostumuz değil ve ABD’nin bununla hiçbir alakası olmamalı. Bu bizim mücadelemiz değil. Bırakın olaylar gelişsin. Karışmayın!” cümlesiyle biten mesajı 2025’in ilk aylarında önemli değişikliklerin olabileceğini gösteriyor. Böyle bir durumda tıpkı Afganistan’da olduğu gibi ABD’liler geldikleri uçaklarla Suriye’den çıkarken PKK/YPG’liler sarılacakları uçak tekerleği bile bulamayacaklar.
Paylaş