Paylaş
Ya da Amerikan Kongresi’nde ya da Fransa’da, öldürülen IŞİD Lideri Ebu Bekir el Bağdadi’yi övebilir misiniz, barışın elçisi ilan edebilir misiniz?
Bırakın kanlı terör örgütlerinin elebaşını övmeyi, teröristlerin yaptığı saldırıyı, doğru tarif etmediğinizde başınıza nelerin gelebileceğini öğrenmek için ABD’li siyahi Müslüman senatör Ilhan Omar’ın yaşadıklarını hatırlamanız yeterli.
‘BİRİLERİ BİR ŞEYLER YAPTI’
Amerika Birleşik Devletleri Kongresi’nin Müslüman üyesi Ilhan Omar, 2019’da Amerika İslam İlişkileri Konseyi’nin (CAIR) kuruluşu nedeniyle düzenlenen bir toplantıda yaptığı konuşmasında, “CAIR, 11 Eylül sonrasında kuruldu. Çünkü onlar, birileri bir şeyler yaptığı için bizim de sivil özgürlüklere erişimimizin engelleneceğini fark ettiler” dedi.
Omar’ın konuşmasında “Birileri bir şeyler yaptı” ifadesi ülkede çok büyük bir tartışmaya yol açtı. El Kaide terör örgütünün 3 bin kişinin ölümüne sebep olduğu 11 Eylül saldırıları konusunda yeterli sert tepkiyi vermediğini iddia eden basın ve siyasetçiler, Ilhan Omar’ı linç etti.
ALIN SİZE ÖZGÜRLÜKLER ÜLKESİ AMERİKA
Terörün ya da teröristlerin propagandasını yapmadı, terör örgütünün elebaşından söz etmedi, ya da o teröristlerin örgütü ile doğrudan ya da dolaylı bir ilişkisi yoktu, sadece ve sadece, “Birileri bir şeyler yaptı” dediği için kongre üyeliğinin düşürülmesi bile tartışıldı.
New York Post gazetesi, El Kaide’nin uçakla intihar dalışı yaparak 3 bin kişinin ölümüne sebep olduğu ikiz kulelerin vurulma anının fotoğrafını “Alın size birilerinin yaptığı bir şeyler” manşetiyle paylaştı. Kongre üyelerinden bazıları, Omar’ı canlı bombaya bile benzetti.
Tüm bunlar, “özgürlüklerin simgesi, hukuk ülkesi, ifade özgürlüğü şampiyonu!!!” Amerika Birleşik Devletleri’nde yaşandı.
TBMM’DE TERÖR PROPAGANDASI
O günden sonra Ilhan Omar’ın sesini duyan oldu mu? Siyaseten “sessiz moda” geçti adeta...
Dediğim gibi tüm bunlar sadece “Birileri bir şeyler yaptı” dediği için oldu.
Peki biz Türkiye’de ne tartışıyoruz?
PKK elebaşı Öcalan’ın talimatıyla kurulduğu, ilk Eş Başkanı Selahattin Demirtaş’ın, “Sayın Öcalan’ın 20 yıllık hayali” dediği HDP’nin terör örgütüyle ilişkisini...
Bilmiyorum daha nasıl bir kanıt ortaya çıkmalı? Partinin, örgütten talimat aldığı, partinin yönetiminin, milletvekili adaylarının, belediye başkan adaylarının, meclis üyeleri adaylarının dağdaki terörist kadro tarafından belirlendiğini duymayan, bilmeyen kalmadı.
Terör örgütü PKK’ya yaptıkları yardım ve yataklık olaylarını, yazarak buraya sığdırmak mümkün değil. Şimdi ise HDP Milletvekilli Semra Güzel’in, 2017’de öldürülen bir PKK’lı teröristle fotoğraflarını tartışıyoruz. Peki, birkaç gün önce HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş’ın, Paris’te öldürülen üç PKK’lı teröristin anısı önünde saygıyla eğildiğini söylediği konuşmasını nereye koyacağız. Yazımın girişindeki soruya dönersek; dünyanın hangi ülkesinde, ülkeyi bölmeyi amaçlayan, sivilleri ve resmi görevliler dahil 15 bine yakın insanı katleden bir terör örgütünün üyeleri o ülkenin meclisinde anılabilir?
Bu rezalet, bu ülkede yaşanıyor. Nasıl oluyor peki?
HDP’NİN ESİRİ OLDULAR
Terör örgütü PKK’nın TBMM şubesi olan HDP ile “herkesin bildiği gizli işbirliği” yapan Millet İttifakı üyesi CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi sayesinde, HDP’nin oylarına olan ihtiyacı bu partileri esir haline getirdi. HDP’liler, PKK elebaşını yanlarında övse de, teröristlere destek verdikleri ortaya çıksa da, TBMM çatısı altında “Kürdistan” lafları etse de, teröristleri ansa da ses çıkarmayacak haldeler. HDP’liler, gıyabında ya da yüzlerine hakaret etse bile görmezden, duymazdan geliyorlar. Tıpkı, HDP Milletvekili Semra Güzel’in 2017’de öldürülen bir PKK’lı teröristle fotoğraflarının çıkması olayındaki tepkisizlikleri gibi.
Nitekim Kemal Kılıçdaroğlu, bu olaya tepkisi sorulduğunda cevabı şu oldu: “Bu fotoğrafı gördüğümde sordum ne zaman çekilmiş diye; İmralı ile açılım (Çözüm) döneminde çekilmiş. Dolayısıyla bu fotoğrafın muhatabı doğrudan doğruya Erdoğan’dır. Bu fotoğraflar çekilirken, ülkede ne oluyordu diye sorulması lazım.”
37 KİŞİNİN ÖLÜMÜNDEN SORUMLU
Evet doğru, Açılım sürecinde AKP hükümeti vardı. Evet o süreçte yaşananların muhatabı Erdoğan’dı. Terör örgütü PKK’nın 2015 yılı temmuz ayında iki polisimizi şehit ederek sonlandırdığı süreci terörle mücadeleye çeviren de Erdoğan oldu.
Bir diğer muhatap HDP idi. HDP yönetimi PKK’nın talimatıyla suçlar işledi. Teröristlere her türlü desteği verdi, bazı il ve ilçelerde özerklik ilan etti, hendek çukur eylemlerini destekledi. Açılım sürecinin en önemli olaylarından birisi de Kobani bahanesiyle 6-8 Ekim 2014 arasında yaşanan olaylarda 37 kişinin yaşamını yitirmesidir. Peki o çağrıyı kim yaptı? Selahattin Demirtaş’ın başkanlığındaki HDP yönetimi. O süreçte hiçbir sorumluluğu olmayan Kılıçdaroğlu ne yapıyor peki? Açılım sürecinde PKK adına her suçu işleyen ve Kobani olayları nedeniyle tutuklu yargılanan “Demirtaş’ın suçu ne?” diye sorup duruyor.
Demirtaş’a her fırsatta sahip çıkan Kılıçdaroğlu, HDP Milletvekili Semra Güzel’in aynı süreçte yani 2014’te çekilen fotoğrafları için, muhatap Erdoğan diyor?
Eğer, Kılıçdaroğlu, gözünü karartarak Demirtaş’ın da içinde olduğu suçları görmezden gelmese, PKK’nın siyasi şubesi olan HDP ile işbirliği uğruna parti ilkelerini çiğnemese “Haklı” diyebiliriz. Ama, PKK’nın siyasi şubesi HDP, gözü kara işbirliği kendi tercihi. Dolayısıyla, “Demirtaş’ın suçu ne?” diyen Kılıçdaroğlu doğal olarak o süreçte çekilen fotoğrafların da muhatabı haline dönüşüyor. Teröristle ve siyasi şubesiyle ilişkiye giren sonucuna katlanır.
Paylaş