Paylaş
“Uzlaşmayacağım” diye yazdıktan yaklaşık dört ay sonra, 29 Haziran 2020 günü de Bursa Cumhuriyet Savcılığı’nın iddianamesi elime geçti. Hakkımda hakaret suçundan ceza isteniyor.
ŞİKÂYETÇİ DEĞİL, MUTLUYUM
FETÖ’nün darbe destekçilerinden birisinin şikâyeti üzerine Bursa Adliyesi’nde yargıç karşısına çıkmaktan şikâyetçi olduğum düşünülmesin; tam tersi, darbeci, darbe destekçisi kim varsa, söylediğim ve yazdığım her şeyi yüzüne söylemek için gün sayıyorum.
Konuyu 6 Nisan’daki yazımdan kısaca hatırlatayım: 28 Ağustos 2018 günü, Levent Özeren, Kurban Bayramı sırasında benim de adımı katarak “9 günlük tatilde en çok canı sıkılanlar” diye bir tweet attı. Tanışmış olmasak da adı bana hiç yabancı gelmedi. 15 Temmuz gecesi darbecileri sosyal medyada destekleyenlerin başındaydı. Sanırım bana düşmanlığı da oradan geliyordu. O tarihte bir yazı için bu konuda araştırma yapıyordum. Dolayısıyla Levent Özeren’in “9 günlük tatilde en çok canı sıkılanlar” sözüne, yine Twitter üzerinden, “Yok hiç canım sıkılmadı, senin gibi FETÖ darbecilerinin y...ları eğlence için yetti” yazıp, altına 15 Temmuz gecesi attığı tweet’leri ekledim. Özeren, daha sonra o tweet’lerden beraat ettiğini söyledi.
DARBE ŞAKŞAKÇISI TWEET’LER
Levent Özeren hakkında “FETÖ’ye bilerek isteyerek yardım” suçlamasıyla iddianame hazırlanmış ve 2015-2016 yıllarında attığı şu tweet ve mesajlara yer verilmişti:
7 Eylül 2015’te, “Artık kesinleşti, iç savaşı engellemenin tek yol onu o saraydan çıkartmak”.
20 Ağustos 2015’te, “Başka bir ülkede Fuat Avni’nin yazdıklarından yüzde 1’i dahi doğru olsa, en tepeden en alta tek bir kişi koltuğunda oturamaz”.
20 Ağustos 2015’te, “Anlamadığım Fuat Avni’nin her dediği çıkmasına rağmen, yeteri kadar önemsenmiyor”.
8 Eylül 2015’te, “Yazın bir kenara, tarihte bir ilk yaşanacak, bir Cumhurbaşkanını bir bilinmeyen (Fuat Avni) devirecek”.
8 Eylül 2015’te, “Asrın lideri, milletin adamı yeni Türkiye, ileri demokrasi, hedef 2023, AKP yapar, veee sonunda iç savaş”.
03 Haziran 2016’da, “TSK SANDIĞINIZ KADAR PASİF DEĞİL”.
15 Temmuz FETÖ darbe gecesi saat 23.44’te de şunları yazmış: “Uzun’un Beylerbeyi Sarayı’nda olduğu ve oradan kaçırıldığı bilgisi var.”
Saat 23.51’de “Polise iş düşüyor, sağduyulu olup askere karşı gelmemeli. Tek dileğimiz kansız olması”.
16 Temmuz 2016 saat 00.37’de, “Uzun kışkırtıyor, kan dökülsün istiyor, sakın sokağa çıkma”.
Saat 02.02’de, “Bu ne yahu, bu saatte camilerde sela veriliyor, tekbir getiriliyor”.
19 Temmuz 2016 günü Facebook hesabından da Fuat Avni’ye ait “Bu hikâyenin sonu asla unutulmayacak. Narsistin düşüşü en tepeden olacak. Ona inananlar onunla aynı kaderi yaşayacak” mesajını paylaşıyor.
ALKOLLÜYMÜŞ!
Bursa Cumhuriyet Savcılığı’nın Levent Özeren hakkında 2018 yılında FETÖ’ye bilerek ve isteyerek yardım iddiasıyla açtığı soruşturma kapsamında evinde arama yapılmış, telefonuna el konmuş.
İncelemede, sosyal medyada attığı tweet’lerin konu edilmesinden sonra, bu mesajları silmek için başkalarıyla yaptığı WhatsApp yazışmaları tespit edilmiş.
Levent Özeren 11 Haziran 2018 tarihli iddianamede yer alan savunmasına göre, 15 Temmuz 2017’de eşinin doğum günü olması sebebiyle alkol aldığını, etraftaki masalardan Boğaz Köprüsü’nün kapatıldığını duyunca söz konusu mesajları attığını söylemiş.
Levent Özeren, mahkemede ise FETÖ’cü olmadığını, defalarca Anıtkabir’e gittiğini, Atatürkçü olduğunu söylemiş. Paylaşımları yaptığı saatte darbenin FETÖ tarafından yapıldığına ilişkin açıklama bulunmadığını gerekçe olarak göstermiş.
AVUKATI: ‘İÇ SAVAŞ ZANNETMİŞ!’
Avukatı mahkemede “Levent Özeren olay gecesi alkollü bir mekânda içki içmiş ve alkolün verdiği etkinin bahse konu paylaşımları ülkede iç savaş olduğu düşüncesiyle yapmıştır. Bunun bir FETÖ darbesi olduğunu bilecek bir saat ve durumda değildir” şeklinde savunma yapmış.
Mahkeme 18 Haziran 2019 tarihli gerekçeli kararında, Levent Özeren’in telefonunda ‘Kakao Talk’ isimli mobil uygulamaya ait kalıntılar bulunduğunu, bilirkişi raporuna göre Bank Asya’da hesabının olduğunu ancak hesap hareketine rastlanmadığnı, attığı mesajların destek olup olmadığına dair yeterli delil bulunmadığını belirterek beraat kararı verdi.
Ona bu darbe şakşakçısı tweet’lerinden beraat kararı verenlerin, yargılanacağım davada benim hakkımdaki kararını merak ediyorum aslında.
SAVCI KARARA İTİRAZ ETMEMİŞ
İlginç bir detay daha var: Özeren hakkında ceza isteyen iddianameyi yazan savcılık, her nedense istinafa başvurup kararın bozulmasını talep etmemiş. 7 günlük süre geçtiği için de beraat kararı kesinleşmiş.
İşte şimdi ben, Levent Özeren’e attığı bu tweet’leri hatırlattığım için, ona “darbesever, darbe şakşakçısı” dediğim için Bursa’da hâkim karşısına çıkacağım.
Yalnız, tamamı bir A4 kağıdını doldurmayan ve olayı 150 kelimeyle anlatmaya çalışan ve benim cezalandırılmamı isteyen savcı Mehmet Kulaksız işini eksik yapmış. Çünkü sadece Levent Özeren’e yazdığım ifadelere yer vermiş. Levent Özeren’in benim hakkımda yazdığı, ayrıca benim tepkimi gösterdiğim, Özeren’in 15 Temmuz gecesi attığı tweet’leri iddianameye koymayı unutmuş.
Oysa soruşturma sırasında emniyetteki ifademde hepsini tek tek vermiştim. Verdiğim ifadeyi de “tevilli ikrar”, yani bir anlamda itiraf olarak yazmış. Tevilli ikrar, hukukta “Bu suçu işledim ama başka amaçla yaptım” şeklindeki dolaylı itiraf olarak görülüyor.
Sayın savcı yanılıyor, Levent Özeren bir darbe şakşakçısı, darbeseverdir. Ne “Alkollüydüm”, ne “FETÖ’nün yaptığını bilmiyordum” gerekçeleri bunu değiştirmez. Ona ve onun gibilere darbe şakşakçısı demek vatandaşlık görevi ve 251 şehidimize ve 2 bin 193 gazimize verdiğim sözün gereğidir, nokta.
Paylaş