Paylaş
Onun için 31 Mart öncesine geri gidelim; PKK ve PKK/DEM, CHP’yi işbirliğine zorlamak için Başak Demirtaş ismini İBB Başkan adayı olarak öne sürdü. PKK/DEM’in desteği olmadan seçimi kazanamayacağın bilen Ekrem İmamoğlu ve Özgür Özel panikle, “Kent uzlaşısı” adını verdikleri, esası “Kandil uzlaşması” olan işbirliğine girişti.
Başak Demirtaş’ın şantaj aracı olarak ortaya sürülmesinden sonra PKK terör örgütü yöneticisi Mustafa Karasu’nun 7 Şubat 2024 günü yaptığı ittifak açıklaması ile PKK/DEM ile CHP arasındaki Kandil uzlaşmasının yolunu açtı. Demirtaş o gün aday olmayacağını açıkladı.
KANDİL UZLAŞMASIYLA CHP’Lİ ADAY ÇEKİLDİ
10 gün sonra da CHP yönetimi, Esenyurt’ta aday gösterdiği Ali Gökmen’i “sağlık sebeplerini” gerekçe göstererek geri çekti, yerine 2015’te PKK/HDP’nin Van milletvekili aday adayı Ahmet Özer’i aday gösterdi.
PKK/DEM ise “Kandil uzlaşması” gereği Esenyurt’ta aday göstermedi. Buna rağmen seçim mitingi yaptı. Mitingde bölücü sloganlar atıldı PKK elebaşının posterleri taşındı.
Her şey herkes gibi CHP yönetiminin gözü önünde gerçekleşti. Bu işbirliğinin sadece İstanbul ve Türkiye için değil CHP için de nasıl bir tehlike yaratacağını tek tek anlattım.
CHP’lilikle uzaktan yakından ilgisi olmayan iliklerine kadar PKK/DEM çizgisinde siyaset yapan Ahmet Özer’in, Esenyurt’u PKK’nın kurtarılmış bölgesi haline çevireceğini kaç kez söyledim, 1 Mart 2024 günü bu köşede de “Terör örgütü PKK’ya ‘hareket’ diyen CHP adayı” başlığı ile anlatmaya çalıştım. Ahmet Özer de PKK/HDP-DEM’liler gibi PKK’ya terör örgütü demeyenlerden. Seçim öncesi, “Ahmet Özer seçilirse Esenyurt’ta kayyum atanmasına sebep olan olaylar nelerse onlar yaşanacak” demiştim.
Sözlerim falcılık değil gerçeğe gözünü kapatmamış olmaktandı. Şimdi Ekrem İmamoğlu ve Özgür Özel başta Ahmet Özer’i “Akademisyen, yazar” diye savunmaya kalkıyor. Gerçeğe gözünü kapatma dışında bir de gerçeği çarpıtmaya kalkıyorlar.
‘ESENYURT’U KASIP KAVURANLAR...’
Cumhurbaşkanı Erdoğan partisinin son grup toplantısında Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in gözaltına alınmasıyla ilgili şunları söyledi: “Coğrafyamız bir ateş çemberine dönüşmüşken, terör örgütünün mensupları Esenyurt’u kasıp kavururken bundan niye rahatsız oluyorsun?”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu sözlerle Esenyurt’ta her geçen gün artan, önlem alınmazsa tehlikeli boyutlara çıkacak PKK siyaset, kent ve gençlik yapılanmasına dikkat çektiğini düşünüyorum. Bu yapılanmanın adı KCK/TDÖ (Türkiye Demokratik Örgütlenmesi)...
DEMOKRASİYİ KULLANARAK BÖLÜCÜLÜK
PKK elebaşı 2005 yılında terör örgütünün çatı yapılanması KCK modelini ortaya atmıştı. Bu yapıda KCK/TM(Türkiye Masası) oluşturuldu. Bu modelle Türkiye’yi bölmeyi amaçlayan PKK/KCK’nın planları suya düştü.
PKK/KCK’nın legal görünümlü illegal yapılanmalarına yönelik güvenlik güçlerinin son dönemde gerçekleştirdiği başarılı operasyonlar sonucu çıkmaza giren örgüt, içinde bulunduğu çıkmazdan kurtulmak amacıyla önceki dönemlerde olduğu gibi isim değişikliğine gitti. 2019 yılında örgütün Türkiye’deki çatı yapılanması olan KCK/TM(Türkiye Masası) adını KCK/TDÖ (Türkiye Demokratik Örgütlenmesi) olarak değiştirdi. Örgütün KCK/TDÖ yapılanması beş alandan oluşuyor. Bunlar, İdeolojik Alan Yapılanması, Siyasal Alan Yapılanması, Gençlik Alan Yapılanması, Kadın Alan Yapılanması, Kurumlar Koordinasyon Alan Yapılanması...
KCK/TDÖ’nün hedefi bölücü terör örgütünün amacına siyaseti kullanarak ulaşmak. Bölücü amacını gizlemek için de kullandıkları kelime tıpkı Suriye’de olduğu gibi “demokrasi”...
Suriye’de de PKK/YPG adını SDG(Suriye Demokratik Güçleri) olarak değiştirmişti. PKK/KCK, 2019’dan bu yana Türkiye içinde de “KCK/Türkiye Demokratik Örgütlenmesi” olarak faaliyet gösteriyor. Ancak güvenlik güçleri KCK/TDÖ’ye karşı son dönemde önemli operasyonlar yaptı. Terör örgütünün temel amacı şehirlerde ve ilçelerde KCK/TDÖ yapılanmaları üzerinden günü geldiğinde sokakları karıştırmak.
SAVCILIK: ÖZER TDÖ İLE İRTİBATLI
Peki bu anlattıklarımın Ahmet Özer’in tutuklanmasıyla ilgili ne?
Onu da Savcılığın Ahmet Özer’in tutuklanması istemini içeren sevk yazısından aktarayım; “Şüpheli Ahmet Özer’in İL ve PARTİ isimlerini kullanarak eski adıyla HDP’den ve PKK/KCK silahlı terör örgütü içerisinde faaliyet yürütmekte olan veya örgüt suçlarından cezaevlerinde bulunan ve ‘DEĞER AİLESİ’ olarak tabir edilen Mehmet KAYA(iki kardeşi PKK’nın dağ kadrosunda, bir kardeşi PKK’dan tutuklu) isimli şahıstan yardım almaya çalıştığı, örgüt mensuplarına/ailelerine önem verdiği yapılan görüşme içeriklerinden anlaşılmıştır. Yine şüphelinin Mehmet Kaya isimli şahısla yaptığı telefon görüşmesinde “SİZİN GİBİ DEĞERLİ EVLATLAR YETİŞTİRDİĞİ” dediği ailenin terör örgütü kırsal alanında güvenlik güçlerine karşı eylem yapan terör örgütü mensuplarından oluşması, şüphelinin örgütsel iradesini ortaya koyan bir başka durumdur.
Şüphelinin kolluk ve Cumhuriyet Başsavcılığımızca alınan savunmalarında, terör örgütü ele başlarından Remzi Kartal ile irtibatı, terör örgütü mensuplarıyla telefon görüşmeleri ve yüksek miktarda para transferlerinin hayatın olağan akışına uygun şekilde açıklayamadığı, hatırlamadığını beyan ettiği anlaşılmıştır.
Sonuç olarak soruşturma evrakı kapsamındaki yukarıda ayrıntılı olarak açıklanan bilgi ve belgeler, örgütsel dokümanlar ve raporlaştırılan tespitler bir arada değerlendirildiğinde; şüphelinin terör örgütünün KCK/TDÖ (Türkiye Demokratik Örgütlenmesi) yapılanmasıyla sürekli ve yoğunluk arz edecek şekilde irtibat kurmak suretiyle üzerine atılı suçu işlediği yönünde kuvvetli suç şüphesine ulaşıldığı anlaşılmıştır.”
Paylaş