CHP için İsrail de İsral’in kullandığı PKK/YPG de tehdit değil

“’İsrail: Kaos’un Bakanları’ isimli belgeselde konuşan Bakan Smotrich, İsrail’in egemen olduğu sınırların mevcut haliyle sınırlı kalmayacağını söyledi.

‘Bir Yahudi devleti istiyorum’ diyen Smotrich, belgesel sunucusunun ‘Bu ne demek?’ sorusuna, ‘Yahudi devleti. Bu, oldukça karışık. Yahudi halkının değerlerine göre yönetilen bir devlet’ cevabını verdi. Bakan Smotrich, sunucunun ‘İsrail’in egemenliği denizden Ürdün’e kadar mı? Hepsi bu mu? Yoksa sonrasında Ürdün Nehri’nin diğer yakası mı fethedilecek?’ sorusunu ise ‘Yavaş yavaş’ şeklinde yanıtladı.

Smotrich, ‘Bilgelerimizin kitaplarına göre, Kudüs’ün geleceği Şam’a kadar uzanacaktır ve Kudüs tek başına Şam’a kadar uzanır’ ifadesini kullanarak, ‘Büyük İsrail’ politikasını tasvir etti.”

Konuyla ilgili haber metinlerinde Smotrich’in “Çok açık söylüyorum; Ürdün’ü, Suudi Arabistan’ı, Mısır’ı, Irak’ı, Suriye’yi ve Lübnan’ı kapsayan bir Yahudi devleti istiyoruz’” sözlerini okuduğumda ülke isimlerini tek tek saymış mı diye belgeseli daha çok merak ettim.

BİLİNEN PLAN YAKIN TEHDİT

Aslında Smotrich’in açıkça söylemesine gerek yok, zaten askerleri kollarına taktıkları peçlerde bu ülkeleri hatta Türkiye topraklarını da kapsayan haritaları taşıyorlar.

Soykırımcı Siyonist İsrail’in “Vaat edilmiş topraklar” diye bir hezeyanları, ütopyaları varsa bu planın Anadolu toprakları olmadan gerçekleşmesi mümkün değil. O yüzden Türkiye’nin adını saymasa da Türkiye de İsrail’in hedefinde.

Yıllardır etnik ve mezhepsel olarak bölünmesine katkı sağladıkları Ortadoğu ülkelerinden hangisini hedefe koysa dağıtabiliyor. Ancak Türkiye ve Türkleri karşılarına almaya cesaretleri yok.

İSRAİL’İN ARACI PKK TERÖR ÖRGÜTÜ

O yüzden Irak ve Suriye’nin Türkiye’ye sınır bölgelerinde varlığını sürdüren PKK ve PKK/YPG terör örgütünü araç olarak kullanıyorlar.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM’nin açılış töreninde “Vaat edilmiş topraklar” hezeyanı ile İsrail’in hedefinin Türkiye ve Anadolu toprakları olduğunu, Irak’ın ve Suriye’nin kuzeyinde, bölücü örgütü maşa olarak kullanmak suretiyle birer küçük uydu yapı kurmak istediğini söyledi. Bu sözleri üzerine CHP’nin talebi üzerine TBMM’de salı günü kapalı oturum düzenlendi.

Kapalı oturum çıkışında CHP Genel Başkanı Özgür Özel yapılan görüşmeye dair düşüncelerini şöyle açıkladı: “Türkiye, Erdoğan’ın söylediği sözden endişe etmesin. Altını dolduracak bir kelime yok. Bilmediğiniz bir şey yok. Bugünden yarına Türkiye’ye saldıracaklarına dair hiçbir şey yok. Cumhurbaşkanı eliyle yapılmış manipülasyon ana muhalefet partisi eliyle samimiyet tartısına çıkarılmıştır. Ve vurulan mihenk taşında maalesef iktidarın bu konuda kötü niyeti ortaya çıkmıştır. İktidar partisi tarafından yapılan manipülasyonu milletimize şikâyet ediyoruz.”

DÜNYA KONUŞUYOR YA CHP

Özgür Özel, Cumhurbaşkanı’nın açıklamasını “manipülasyon”, “kötü niyet” diye yorumladıktan sonra İsrail’in tehdit olarak ilan edilmesinin sebebi hakkında şunları söyledi: “Erdoğan’ın da bir türlü partisini toparlayamadığı için Türkiye yoksulluğu, işsizliği, enflasyonu, hayat pahalılığını konuşmasın diye ortaya ‘İsrail Türkiye’ye saldıracak’ lafını attı ve televizyonlara bunu konuşturuyor, gazetelere bunu konuşturuyor.”

Tüm dünyanın siyasetiyle, kurumlarıyla, medyasıyla, akademisiyle konuştuğu İsrail’in Gazze’den sonra Lübnan’a saldırısı ve her an bölgesel bir savaşa dönüşebilecek hatta dünyada birçok siyasetçinin “Üçüncü Dünya Savaşı” olasılığından bahsettiği bir dönemde Özgür Özel’in siyaseti ne kadar ciddi yaptığının bir göstergesi.

NAMIK TAN FAKTÖRÜ

Kimsenin ekonomi, yoksulluk ya da diğer sorunları konuşmasına engel bir durum yok. Ancak yıllar öncesinden açıkça ortaya konmuş hedeflere yönelik saldırıların adım adım gerçekleştiği böyle bir süreçte İsrail’in Türkiye için tehdit olmadığını söylemek aslında tehdidin ne kadar yakın olduğunu gösteriyor. Kaldı ki CHP’nin bu konudaki düşüncesini kapalı oturumdan bir gün önce emekli büyükelçi CHP Milletvekili Namık Tan sosyal medya hesabından paylaşmıştı. Dolayısıyla onlar için bölgede yayılan çatışmaların, TBMM’de anlatılanların değil Namık Tan’ın önceden yazdığı Özgür Özel’in de dillendirdiği sözlerin önemi var.

CHP, PKK İLE MÜCADELE TEZKERESİNE ‘HAYIR’ DEDİ

Bir an için Namık Tan ve Özgür Özel’in dediğini; İsrail’in Türkiye için tehdit olmadığını kabul edelim. O zaman CHP yönetimine şunu soralım: “Peki Irak’ta terör örgütü PKK, Suriye’deki uzantısı PKK/YPG bir tehdit mi?”

CHP, Amerika, İsrail ve Avrupa ülkeleri tarafından desteklenen ve yardım edilen PKK ve PKK/YPG’yi tehdit olarak görmediğini, 2021 ve 2023 yılında Irak ve Suriye’de terörle mücadele için gerekli tezkereye TBMM’de ‘hayır’ oyu vererek gösterdi. Daha önceki yıllarda ‘evet’ oyu verdikleri tezkereye 2021 ve 2023’te PKK/DEM’lilerle birlikte “hayır” oyu verdi.

CHP’NİN TEK UMUDU PKK/DEM İLE İŞBİRLİĞİ

Eğer, 2023 seçimlerinde TBMM’de çoğunluğu elde etmiş olsalardı, Türkiye 2023 yılı Ekim ayında tezkerenin süresi dolduğu için Irak ve Suriye’deki tüm askeri varlığını geriye çekmek zorunda kalacaktı. Böylece “güvenli bölgeler” dahil tüm Irak’la 378 km Suriye ile 877 km uzunluğundaki güney sınırımız terör örgütüne bırakılacaktı. Peki “CHP böylesine bir dönüşümü neden yaptı?” Çünkü PKK’nın siyasi kolu ile seçim ve TBMM’deki işbirliğinin gereği olarak bunu yaptı. 2028 seçimlerinde de tüm umudunu bu işbirliğine bağladığı için daha fazlasını beklememek gerekiyor. Dolayısıyla hemen sınırımızdaki ABD ve İsrail destekli PKK ve PKK/YPG tehlikesini görmekten aciz CHP’den coğrafi olarak daha uzakta olan bir tehlikeyi görmesini beklemek gereksiz.