Paylaş
Hemen konuya gireyim; PKK terör örgütü 26 Eylül 2022 günü Mersin Mezitli Polis karakoluna bir saldırı gerçekleştirdi. Saldırıda adı geçen PKK’lı teröristlerden “Zozan Tolan” kod adlı Dilşah Ercan’ın, CHP’nin 2013’te hazırladığı raporda “tutuklu gazeteci” olarak yer alması büyük bir tartışma yaratmıştı.
CHP’li Özgür Özel, Veli Ağbaba ve Nurettin Demir’in 2013 yılında yayınladığı “Tutuklu Gazeteciler Raporu”nda PKK’lı teröristlerin isminin bulunduğu ortaya çıkması üzerine Özgür Özel, kendisini temize çıkarmak için benim adımı kullanarak üç kez “Nedim Şener’le de görüşülmüş” yalanını söyledi. Aynı gün rapor kapsamında benimle görüşme yapılmadığını, bu yanlışı benim üzerimden aklayamayacağını söyledim.
Çünkü ben 12 Mart 2012’de cezaevinden tahliye olmuştum, rapor ise 2012 Aralık-2013 Ocak döneminde hazırlanmış, 2013 yılı Temmuz ayında ise kamuoyuna açıklanmıştı.
Yani ne hazırlık ne de yazım aşamasında tutuklu olmadığım gibi benimle bir görüşme de yapılmamıştı. Her zaman olduğu gibi tartışmayı bir yalanla çarpıtıp çirkin bir iftira attı.
FETÖ’CÜLERİN BİLE ATMADIĞI İFTİRAYI ATTI
29 Mayıs 2022 günü yaptığı basın toplantısında Özgür Özel, 9 Ağustos 2011’de Silivri Cezaevi’nde “Cezaevi Komisyonu üyesi” sıfatıyla yaptığımız görüşmeyi hatırlatıp, “Benim cemaatle Fethullah Gülen’le bir sorunum yok, bir problemim yok, özellikle yurtdışındaki eğitim çalışmalarını önemsiyorum hatta kendi çocuğumu bile okullarına verebilirim, yaz bunu dedin mi demedin mi?” şeklinde çirkin bir iftira attı.
O görüşmede, yemeklerin yağlı olmasından, kitapların eksik olmasından şikayetimi not alan Özgür Özel nedense benim “bunu da yazın” dediğimi iddia ettiği cümleleri not defterine bile kaydetmemiş. Sözleri bir anda CHP’yi yakın sosyal medya hesaplarında ve internet sitelerinde, televizyonlarında yer buldu.
Bense tek başıma X medya platformundan bunun yalan ve iftira olduğunu belirterek sert ifadelerle tepki gösterirken, “dokunulmazlığa sığınmadan” mahkemede iddiasını ispatlaması için aynı gün hakkında suç duyurusunda bulundum.
DOKUNULMAZLIĞA SIĞINDI
Özgür Özel 30 Mayıs 2022 günü yine TBMM kürsüsünden, “Aaaa diyor ki; ‘Dokunulmazlığa sığınma’. Başımla beraber. Sen beni mahkemeye ver biz de vereceğiz. Ayrıca bizim seni vereceğimiz mahkemede dokunulmazlık yok, hukuk mahkemesinde dokunulmazlık yok. Sen de ver ben sana hakaret ettiysem, iftira ettiysem. Haa ceza davası açılmasını sağlarsan, buraya gelirse bir fezleke hemen komisyona bir dilekçe benden hodri meydan. Kaldırın dokunulmazlığımı Nedim Şener’le yüzleşelim” dedi.
Ama öyle olmadı Özgür Özel “dokunulmazlık” zırhı nedeniyle ceza davasından “takipsizlikle” kurtuldu. İftiralarına karşılık sarf ettiğim “Yalancı, iftiracı, şerefsiz, şeref yoksunu...” gibi ifadelerim nedeniyle 100 bin TL’lik tazminat davası açtı. İftiralarına karşılık olarak sarf ettiğim sözlerimden dolayı talep ettiği 100 bin TL’lik tazminatın küçük de olsa bir kısmı yani 15 bin TL’lik kısmı kabul edildi.
İSPATLAMASI İÇİN TAZMİNAT DAVASI AÇTIM
Ancak ben attığı iftiraları ispatlaması için hukuki yolları kullanmaktan vazgeçmedim.
Bu kez 31 Mayıs 2023 günü 30 bin TL tutarında tazminat davası açarak iddialarını ispatlamasını talep ettim. Tek amacım gerçeğin ortaya çıkmasıydı. Onun basın toplantısında “delil” dediği Silivri Cezaevi’nde görüşme kayıtlarının getirilmesini istedik. Davamız Bakırköy 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görüldü. O görüşmeye milletvekili olarak katıldığı için ne sesli ne görüntülü kayıt tutulmadığını zaten biliyordu.
Söylediğinin yalan ve iftira olduğunu bilen ve sahte de olsa delil bulamayan Özgür Özel dava sürecinde yalanını delillendirmek için bir “tanık” gösterdi.
ÖZEL’İN TANIĞI, GÖRÜŞMEDE OLMAYAN AĞBABA
Bilin bakalım iftirasını desteklemesi için CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in tanığı kimdi? 9 Ağustos 2011 günü Silivri Cezaevinde Özgür Özel ile yaptığımız görüşmede bulunmayan CHP milletvekili Veli Ağbaba.
CHP’de beraber milletvekilliği yapan, yazımın girişinde söz ettiğim “Tutuklu Gazeteciler Raporu”nu beraber yazan, bugün de biri CHP Genel Başkanı diğeri milletvekili olan Özel’in tanık olarak gösterdiği Ağbaba, 12 Kasım 2024 günü verdiği ifadesinde görüşmeye katılmadığını itiraf ederken sadece Özgür Özel’in kendisine anlattığı üzerinden bildiğini şöyle ifade etti; “... Bu konuşmaların olduğu sırada ben davacı ile davalının bizzat yanında değildim, sadece davalının bana söylemesinden biliyorum.”
Veli Ağbaba, “Ben o görüşmede yoktum böyle bir cümle duymadım” diyeceğine Genel Başkanı Özgür Özel’i desteklemek adına, benim o cümleleri söylediğim yalanına ortak oldu. Yandaş ve besleme medyasından bir kişi bile “Nedim Şener 2011’de bunu söylediyse neden 11 yıl beklediniz ve 2022 yılına kadar beklediniz?” diye sormadı. CHP yandaşı ve besleme ve fonlanan sözde gazeteciler bunun yalan olduğunu biliyor iftiraya ortaklık ediyorlardı.
ÖZEL’E DEĞİL CHP’YE ÜZÜLDÜM
Ben “kişilik haklarıma saldırı” nedeniyle açtığım davada beş celse boyunca “Özgür Özel’in iddiasını ispatlaması halinde şu anda mahkeme huzurunda gazetecilik mesleğini bırakacağım” sözünü verdim. Elbette Özgür Özel yalan söylemiş ve bana FETÖ’cülerin bile atmadığı iftirayı atmıştı. Sonunda Bakırköy 4. Asliye Hukuk Mahkemesi 20 Aralık 2024 tarihli duruşmada Özgür Özel’i, attığı iftiralarla kişilik haklarıma saldırı yaptığı için talebimizin tamamını kabul ederek 30 bin TL tazminat ödemeye mahkum etti.
Siyasete girdiği yıllarda Manisa’daki FETÖ’cülerin “parlatması” olduğuna dair hakkında ifade bulunan, kendi kızının FETÖ’nün İzmir Yamanlar Koleji’deki ödül törenine katılan, 2015’te Manisa Emniyeti’nde FETÖ’den gözaltına alınanların yardımına koşan, FETÖ MİT mahrem imamlarının ByLock yazışmalarında bol bol adı geçen Özgür Özel’in benim hakkımda söylediği sözlerin yalan ve iftira olduğu mahkeme kararına bağlandı.
Üzüldüğüm tek nokta, Özgür Özel’in değil, “CHP Genel Başkanı” sıfatını taşıyan birisinin yalana başvurarak attığı iftiralar nedeniyle cezalandırılmış olmasıdır.
Paylaş