Babası bile konuştu üniversite ve YÖK suskun

Haftalardır konu gündemde olmasına rağmen suskun olan İmamoğlu tarafı, 1994 yılında mezun olduğu İstanbul Üniversitesi diplomasının gerçek olduğuna dair açıklamalar yapıyor, tartışmayı saptırmaya uğraşıyor.

Şaşırtıcı biçimde babası Hasan İmamoğlu da tartışmaya katıldı.

Gazeteci Saygı Öztürk’e yaptığı açıklamada, “Yatay geçiş yapan sadece benim oğlum değildi. O zaman aynı fakülteden sanırım bir hafta- 10 gün içinde yaklaşık 11 kişi daha nakil yapmış. Bu nakiller şahsa ait bir durum değil. Yasadışı bir durum söz konusu değil. İki üniversite arasında yapılan bir geçiş. Ayrıca bu oğluma özgü bir durum da değil” dedi.

Hasan İmamoğlu’nun “...Bir hafta-10 gün içinde yaklaşık 11 kişi yatay geçiş yapmış” sözleri dikkatimi çekti. Sayı vererek bu detayı biliyor olması ilginç. Konuyla ilgili bir araştırma yapıldığında bu sayının ortaya çıkması kimseyi şaşırtmaz.

BAŞVURU NASIL KABUL EDİLDİ?

Belli ki babası Türkiye’de üniversite sınavında istediği bölümü kazanamayan Ekrem İmamoğlu’nun KKTC’de bir özel üniversiteye kaydolması ve 1990 yılında da İstanbul Üniversitesi’ne yatay geçiş işlemleri ile yakından ilgilenmiş!

Nitekim Ekrem İmamoğlu bir gün sonra yine Saygı Öztürk’e yaptığı açıklamada, Türkiye’de denkliği olmayan özel Girne Amerikan Üniversitesi’nden bir devlet üniversitesi olan İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi İngilizce bölümüne yatay geçişi bir çırpıda şöyle anlatıyor:

“Başvurum kabul edildi ve İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi İngilizce İşletme’ye geçecektim. Geçişte bir talihsizliğimiz oldu kabul edildik ama iki ders kabul edildi, iki dersin dışındaki bütün dersleri sıfırdan alacağım. Yani ben 2. sınıftan, 20 dersle başladım. Başarılı oldum. Üniversite yaşamım devam ederken yoğun bir iş hayatım da başladı. Babamın işi olan inşaat işiyle haşır neşir oldum.”

Usulsüz denilen yatay geçişin püf noktası da şu cümlede saklı:

“Başvurum kabul edildi.”

‘Peki nasıl kabul edildi’; bu soru sorulmadığı gibi kendisi de bunu açıklama zahmetine girişmemiş.

DENKLİĞİ OLMAYAN ÜNİVERSİTEDEN GEÇİŞ

Oysa Girne Amerikan Üniversitesi özel bir üniversite ve yatay geçiş yaptığı tarih olan 1990’da da Türkiye’de denkliği yok. Yani bu üniversiteden Türkiye’de bir üniversiteye hele hele yüksek bir puanla girilen İstanbul Üniversitesi’ne yatay geçiş yapması hukuken mümkün değil. Yüksek Öğretim Kurumu tarafından Girne Amerikan Üniversitesi’ne 1993 yılında denklik verildiğini düşünürsek, bu yatay geçişin hukuksuz olduğu kendiliğinden ortaya çıkıyor. Bu yatay geçişe imza atan üniversite yöneticilerinin 2 dersi sayması, 20 dersi tekrar aldırması yatay geçişteki hukuksuzluğu ortadan kaldırmıyor.

İlginç olansa, bu konuda Odatv’nin KKTC’de İmamoğlu ile üniversite yıllarından arkadaşı gazeteci Fatih Portakal’a başvurmasıydı. Odatv’ye konuşan Fatih Portakal, o dönem Kıbrıs’ın Gazimağusa ilçesinde bulunan Doğu Akdeniz Üniversitesi’nde okuduğunu ve yatay geçiş hakkıyla İstanbul Üniversitesi’ne geldiğini söylemiş. Evet gerekli şartları taşıması halinde, 1985 yılından beri Türkiye’de denkliği bulunan Doğu Akdeniz Üniversitesi’nden İstanbul Üniversitesi’ne yatay geçişte bir engel yok. Ama Girne Amerikan Üniversitesi’nin, İmamoğlu’nun yatay geçiş yaptığı 1990’de denkliği yok. Tekrar edeyim denkliği 1993 yılında yani İmamoğlu yatay geçiş yaptıktan tam 3 yıl sonra kabul edildi.

DİPLOMA İLE ALGI OYUNU

Ama İmamoğlu ve çevresi ile kendisine yakın medya ve bir kısım gazeteci hukuksuz yatay geçişle elde edilen üniversite diploması ve sonrasında yüksek lisans diplomasının görüntülerini yayınlayarak ortaya çıkmasından endişe ettikleri gerçeği gizlemeye çalışıyorlar.

Tam bu tartışmanın ortasında Saygı Öztürk’ün yazısından ilginç bir detayı öğreniyoruz; Ekrem İmamoğlu her nedense önceki gün, mezun olduğu İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi’ne ziyarete gitmiş.

İMAMOĞLU’NDAN ÜNİVERSİTEYE ZİYARET

Ziyaretin önceden planlandığı ve yatay geçiş konusuyla ilgili olmadığı söylense de ziyaretçinin tartışmaların odağındaki Ekrem İmamoğlu olması şüphe uyandırıyor. Doğrulatamadım İstanbul Üniversitesi’nin konuyla ilgili soruşturma açtığına dair haberlerin çıktığı bir günde İmamoğlu kiminle ne konuştu merak konusu elbette. En azından böyle bir soruşturma olup olmadığını kendisi de merak etmiştir.

ÜNİVERSİTE NEDEN SUSKUN

Tarafların bir süre sessiz kalmasından sonra Ekrem İmamoğlu ve çevresinin telaşla üst üste açıklama yapması da bundan kaynaklanıyor olabilir. Şayet, yatay geçiş hukuksuzsa sonrasında aldığı diploma da hukuksuz yani geçersiz olur. Ekrem İmamoğlu çok iyi bildiği algı operasyonları ve kendisine yakın medyacılarla gerçeği perdelemek isteyebilir ama İstanbul Üniversitesi mevcut yönetimi ya da Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) bu konuyu inceleyip ve kamuoyuna bir açıklama yaparak gerçeği tam boyutlarıyla ortaya koymalı.

“Ekrem İmamoğlu’nu mu, 1990 yılında hukuksuz yatay geçişe imza eden kadroları mı yoksa her ikisini de mi koruyorlar?” sorusu akılları kurcalıyor.

Daha önce de söylediğim ve yazdığım gibi, yatay geçiş işleminde bir usulsüzlük yoksa İmamoğlu’na haksızlık yapılmaması için de bu durumun da açıklığa kavuşması gerekiyor.

Benzer bir konu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın diplomasıyla ilgili gündeme geldiğinde Marmara Üniversitesi tüm belgeleri tarih tarih diplomanın gerçek olduğunu açıklayarak tartışmayı sonlandırmıştı. Babası Hasan İmamoğlu bile konuşurken İstanbul Üniversitesi’nin ve YÖK’ün susması size de tuhaf gelmiyor mu?