Paylaş
Yanılmıyorsam, seçim öncesinde de iletmişti : Büyük Kuşadası Plajı Projesi. Mart 2015’te projeyi Ankara’ya ilettiklerini, “sahilleri halka açıp vatandaşa beach club kalitesinde hizmet sunmayı” hedeflediklerini belirten Çerçioğlu, ekledi:
Ekstra para çıkmasın
“Plajlar belediyemize verilirse şezlong, şemsiye vatandaşımıza ücretsiz olacak. Plajlarımızı beach clublardan daha güzel yapacağıma söz veriyorum. 7 Aydın milletvekiline sesleniyorum. Didim ve Kuşadası plajlarına el atalım, büyükşehir belediyemize geçsin. Bir asgari ücretli ailesiyle gelince cebinden ekstra para çıkmasın, gönlünce denize girsin.”
Çerçioğlu’nun çağırısı yanıt bulur da plajlar devredilirse, söz verdiği hizmeti sunma olanağı bulur, büyük olasılıkla Türkiye’de de bir ilk olur. Bence çok da iyi olur…
KARAR İÇİN SANDIK KURULDU
Referandum parkı
Aydın denilince, kamulaştırılan 40 bin metrekarelik alanda düzenlenip açılan, “Aydın Tekstil Parkı” geldi aklıma. Başkan Çerçioğlu, içinde tescilli bin çam ağacının bulunduğu alanı 7 yıl süren bir çaba ve yaklaşık 100 milyon liraya kamulaştırdıklarını bildirdi. Eski fabrika binası fuar alanı olacak, çok amaçlı salonlar oluşturulacak, kafeler ve çay bahçeleri yer alacak. Böylelikle bu alanda AVM, rezidans yapılacağı iddiaları da bu açılışla püskürtülmüş. Bana göre bu parkın çok önemli ve örnek olacak bir yanı var: Temeli 1954’te atılan Aydın Tekstil’in yeşil alan kalmasına vatandaş karar verdi.
İLGİNÇ BİR YASA ÖNERİSİ
Zorunlu yüzme dersi
CHP Genel Başkan Yardımcısı Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, TBMM Başkanlığı’na bir yasa önerisi sundu. Ne mi öngördü? İlköğretim ve liselerde yüzmenin zorunlu ders olmasını. Önce geçenlerde okuduğum bir gazete haberini ileteyim, sonra yasa önerisine geçeyim: 1 Haziran’dan itibaren 80 günde 58 ilde 87’si çocuk 191 kişi deniz, gölet, kanallarda boğularak can vermiş.
Çözüm olabilir
Ağbaba’nın Milli Eğitim Temel Yasası’nda değişiklik yapılarak, ilköğretim okullarıyla lise ve dengi okullarda yüzme eğitiminin zorunlu dersler arasında yer almasını içeren önerisinin gerekçesinde şöyle denilmiş:
“Ülkemizde boğulma vakaları çok ciddi boyutlara ulaşmıştır. Boğulma vakalarının önlenmesinde sorunun köküne inilmeli ve çözüm eğitimle sağlanmaya çalışılmalıdır. Yüzme dersinin zorunlu olarak verilmesi, boğulma vakalarının çözümü olabilecektir.”
BAKIRÇAY VE DEMOKRASİ
ÜNİVERSİTELERİ İÇİN DİLEK
Öğrenciler kendi
okullarında okusun
15 Temmuz sonrası kapatılan Gediz Üniversitesi (Bakırçay), İzmir Üniversitesi de (İzmir Demokrasi) adıyla devlet üniversitelerine dönüştürüldü. İzmir’in 26 milletvekilinin alkışlanacak işbirliğiyle gerçekleştirilen bu dönüşüm, doğal olarak “müjde” olarak yansıdı. İzmir, iki devlet üniversitesi daha kazanmıştı. Doğrusu ben de şöyle düşünmüştüm: Bu üniversitelerdeki öğrenciler yine kendi okullarında öğrenim olanağı bulacak, akademisyenler de görevlerini sürdürecek.
Çok zor bir şey değil
Ancak öyle olmadığı anlaşıldı. YÖK, öğrencilerin başka üniversitelerde öğrenim için tercih yapmaları kararından vaz geçmedi. CHP milletvekilleri öğrencilerin kendi okullarına dönmeleri için çaba gösteriyor. Atila Sertel, “CHP’nin teklifi açık. Çocuklar kendi okullarında okumalı. Akademik kadrolar görevlerine dönmeli. Çabamız sonuç alıncaya kadar sürecek” diyor. Mustafa Balbay ise “İzmir modelinin ölü doğduğunu” savunarak, şu görüşleri dile getiriyor:
İki ay geç açılsın
“ Kapatılan üniversitelerdeki öğrencilerden bazıları başka bir üniversiteyi tercih etme hakkını sevdi. Bu yolla memleketindeki bir üniversitede okuma olanağı buldu. Onlar bu tercihini sürdürebilir. Ancak çok büyük bir kesim mevcut okulunda kalmak istiyor. Bu çok zor bir şey değil. Binaları, kampüsü, altyapısı olan bu üniversiteler yeni isim, yeni yönetim altında devam edebilir. Bu üniversiteler takvime göre iki ay geç açılıp iki ay geç kapanabilir.”
DOĞRU DEĞİL Mİ
Birisi sana bir kez yalan söylerse, sonra söyleyeceği doğrulara zor inanırsın.
Paylaş