Vatandaş çok mutlu
GEÇEN salı günü Erdal İzgi konuğumdu burada. Narlıdere Sahil Evleri’yle ilgili yaşadıklarını dile getirdi, “vatandaş” olarak. Bir hafta sonra yine İzgi’de söz:
Nedim Abi,
Öncelikle ve özellikle şükranımı dile getiririm.
Vatandaş olmanın mutluluğunu yaşattığın için, coşkum zirvede.
Ne mutlu ki; bir İzmirli vatandaş olarak sayende aylardır uğraştığımız soruna el atıldı.
Atıldı ne demek, adeta seferberlik ilan edildi.
Narlıdere Sahil Evleri bölgesinin aylardır çökmüş kanalizasyon sistemi tümüyle ele alındı.
Vidanjörler ardı arda geldi.
Ancak çare olamadı.
“Sistemde körfezin yarısı kadar lağım atığı ve su var” dediler.
Herhalde bir yerlerden kazacaklar. Ve bölgeyi toplayan ana hattı denize şırınga edecekler.
İnşallah gece yarısı yapılır da yürekler sızlamaz.
Neyse...
Vatandaş İzgi’ye gösterilen ilgiye devam edelim.
Koku malum... Hava sıcaklığının bir derece artması, kokuyu doğru orantılı katlıyor.
Bölge halkı muzdarip, “Rüzgar duasına çıkalım” önerisi getiren bile var.
Rüzgar esecek, koku dağılacak.
Belki karşı kıyılara, belki üzerlerine, ama yeter ki rüzgar essin, dağılsın.
Lağım akan açık kanalların üstü, sac levhalarla kapatıldı.
Herhangi bir koku sızmasına karşı da yere kaynaklandı.
Büyükşehir Belediye Meclisi’nin duyarlı üyeleri geldi.
“Neymiş, nasılmış” diye sordular, rögar kapaklarını açtırdılar, içinden fırlayanların fotoğraflarını çektiler.
“Olmaz böyle şey” diyerek gittiler.
Galiba meclis toplantısından önce grupta konuşacaklarmış.
Ve galiba İZSU Genel Müdürü’ne göstereceklermiş.
Durum böyle Nedim Abi...
Fiziksel ve sosyal yönden değişen bir şey yok. Görseller için teşekkür.
Moral yönünden iyiyiz.
Vatandaş olarak hatırlanmanın havasındayız, bu göğüs kabarıklığı bölgedeki ağır havayı bile unutturuyor.
Tabii sayende. İnşallah sorunlar köklü hallolur, o güzelim sahilde oturanlar işkenceden kurtulur.
Çok içtenlikle belirteyim, vatandaş olarak umutluyuz.
Bakarsın, bu yazıdan sonra belki yetkililer, genel müdür, meraklanan diğer yöneticiler de gelir.
Bekleriz.
Özlemle, dört gözle... Çaylar hazır.
AYNI BÖLGE YAKINMALARI
İzmir’in göbeğinde ‘kene’ tehlikesi
BAYRAKLI’da, Örnekköy ve Onur Mahallesi arasında kalan, İzmir Çevre Yolu civarındaki bölgede koyun, keçi sürüleri eksik olmuyor. Salıverilen hayvanlar, çocuk oyun parklarında, yeşil alanlarda otlatılıyor. Hem fidanlara ve çiçeklere zarar veriliyor, hem de ‘kene’ tehlikesi herkesi korkutuyor. Özellikle parklarda oynayan çocuklarımız için endişeliyiz. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığının, havaların ısınmaya başladığı aylarda ortaya çıktığı göz önüne alınıp lütfen müdahale edilsin. Halk sağlığını yakından ilgilendiren bu duruma ilişkin başta Bayraklı Kaymakamlığı olmak üzere ilgili tüm kurumları göreve davet ediyoruz.
Çevre sakinleri
Mikrop saçıyor
İzmir Çevre Yolu’nun Onur Mahallesi girişinde ağzı açık kanalizasyon borularından pis sular akıyor. Neden olduğu kötü görüntüsü ve çevreye yaydığı pis kokularıyla rahatsız ediyor, aynı zamanda bulaşıcı hastalık tehlikesi de ortaya çıkarıyor. Havaların ısınmasıyla birlikte hastalık riski daha da arttı. Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İZSU ekiplerinin acil müdahale etmesini, bu mikrop yuvasını kurutmasını istiyoruz.
BİRAZ GÜLÜMSEYELİM
* Milli içkimiz ayranmış ya. Bornova Anadolu Lisesi (BAL) mezunları arasında hoş sohbet konusu oldu. BAL’ın, (60’lı yılların sonlarına doğru, o dönemin İzmir Koleji’nden başlayan) bir geleneksel günü vardır: ‘Ayran Günü. Ayranın bu denli terfi edeceği, o günlerden mi tahmin edilmiş? Bu ileri görüşlülük nereden geliyormuş?’ gibi soruları pas geçelim. Şimdi söylenen şu: Ayran madem milli içkimiz oldu. Bizim de Ayran Günü’müz var. Bu mantıkla bizim Ayran Günü de, milli bayram ilan edilir mi acaba?
* İzmir’de, Ege’de keyifli bir üçleme vardır öteden beri: Rakı-Roka-Balık. Yanı RRB. Acaba şimdi bu üçleme, (Ayran-Roka-Balık) diye mi değişecek? Rokadan vazgeçtik. (Ayran-Balık) ne iş?
* Torbalı Ayrancılar beldesindeki halkın havasından geçilmez artık. Ne de olsa onlar artık doğal milli. Hatta Ayrancılar, “En milli belde” de ilan edilebilir.
* Bir yere yemeğe gidildi. İçki içenler geçmişte, “Hangi rakılar/şaraplar var” diye sorardı. Şimdi garsondan öncelikle, “ayran mönüsü” istenecek herhalde.
