Paylaş
10 BİN YILLIK GEÇMİŞİ VAR
“Anadolu coğrafyasındaki en eski zanaatlardan birisi tabaklık, ya da diğer adlarıyla debbağlık, sepicilik, göncülüktür. Yani hayvandan bir biçimde yüzülmüş deriyi işleme zanaatıdır. Zanaatın geçmişi 10 bin yıl öncesine gider ve Çatalhöyük Kaya Resimleri, bize o yıllarda yüzülmüş derinin işlendiğinin örneklerini gösterir.
BELGELENME TÖRENİ
Anadolu’da deri işleyen zanaatkarlar, döneminde Ahilik adı verilen bir meslek örgütlenmesini de gerçekleştirmişlerdir. Ahilik örgütlenmesi meslekle ilgili kurallar getirdiği gibi bir takım törenleri de söz konusudur. Zanaatta çıraklıktan kalfalığa, ardından ustalığa geçişte, kişinin artık işinde usta olduğunun belgelenmesidir peştamal kuşatma töreni.
DÜNYADAKİ İLK KADINLAR
Bergama ile ilgili değerli kitaplar yazmış olan Osman Bayatlı, ilçede en son 1910 yılında peştamal töreni düzenlendiğini yazar. ‘Anadolu’nun Son Karatabağı’ unvanlı, İzmir Büyükşehir Belediyesi ile cumhurbaşkanlığından ayrı ayrı ‘Yaşayan İnsan Hazinesi’ ödüllerini almış olan İsmail Araç, daha önce yine çıraklıktan yetiştirdiği Bergamalı Demet Sağlam Tokbay ve Nesrin Ermiş’e, ardından Meltem Demirel’e , peştamal kuşatma törenlerinde ustalık belgelerini geleneğe uygun vermişti. 22 Haziran’da yine İsmail Araç, bir diğer Bergamalı Harika Geldi’ye aynı gelenek çerçevesinde ustalık peştemalını kuşattı. Şunu hemen vurgulayayım; dünyada ilk kadın karatabaklar bizden çıkmış oluyor. Çünkü zanaat ağır olduğu için bin yıllar boyu erkek işi olarak bilinir.
KOL VE BEDEN GÜCÜYLE
Bergamalı karatabaklar, yani deriyi makine ve kimyasal madde kullanmadan, tümüyle kol ve beden gücüyle işleyen karatabaklar uzun yıllar ayakkabı yüzlük-astarlık, saraciyelik deri işledi. Endüstrileşme bu alanda pazar paylarını ortadan kaldırınca davulluk deri ve parşömen işlemeye yöneldiler. Parşömen, hem Bergama, hem de Anadolu açısından önemli. Çünkü bu üzerine yazı yazılabilen inceltilmiş deri, adını Bergama’dan alıyor. Bu adı veren de Romalılar. Zamanında Antik Dönem’in ünlü kütüphanesinde 200 bin parşömen kitap bulunduğunu kaynaklardan öğreniyoruz.
MARKALAŞARAK TANITIM
Bugüne geldiğimizde ise parşömen, ana malzeme olarak hediyelik eşya satıcıları tarafından resim ya da yazı malzemesi olarak değerlendiriliyor. Ama parşömenden kalkarak Bergama’nın, İzmir’in markalaşması gerekiyor. Bunun için Bergama’da restore edilmiş eski taş tabakhane binası bir an önce parşömen müzesi olarak açılmalı. Yine İzmir merkezdeki Kültür Fabrikası bünyesindeki Arkeoloji Müzesi içerisinde geniş bir salon parşömene ayrılırsa tanıtım açısından son derece işlevsel olacaktır.
Deri ve parşömen, özellikle üniversitelerin tasarım bölümleri öğrencileri için ana malzeme olmalı ve öğrenciler bu müzelerde tasarımlar yapmalı, kendi ekonomilerine katkı sağlamalı.”
İlginç bir konuyu iletme fırsatı buldum... Önerilerin dikkate alınmasını, bu ilginç gelenekle sanatın yaşatılmasını umuyor ve diliyorum... Kolay gelsin!
Paylaş