Paylaş
‘BEYAZ ALTIN’ GÖRÜLÜRDÜ
“Söke’den Didim, Milas ve Bodrum’a gidenler, Aşağı Büyük Menderes Ovası’nı ortadan ikiye ayıran 30 kilometre boyunca tarlalarla çevrili karayolundan geçer. Büyük Menderes’in binlerce yıldır getirdiği alüvyonlarla oluşan tarlalarda hemen her yıl bu mevsimde ‘beyaz altın’ denilen pamuk görülür. Büyük Menderes Nehri, en kurak yıllarından birini yaşadı.
ÜRÜN DESENİ DEĞİŞTİ
Kuraklık nedeniyle, Söke Ovası’ndaki tarlalarda pamukla birlikte, yoğun ayçiçek ekildiği görüldü.
Görsel şölen yaratan sarı ayçiçeklerini görenler, araçlarını durdurarak fotoğraf çekiyor. Hoşa giden durum aslında iklim değişikliğinin önemli göstergelerinden biridir. Bu yıl yeterli yağmur yağmadı, havzadaki barajlar yeteri kadar dolmadı, tarımda kısıtlı sulama programına geçildi. Yeterli su gelmemesi, Söke Ovası’ndaki ürün deseninin değişmesine yol açtı.
DAHA AZ SU İSTİYOR
İlk üründe buğday eken çiftçi, ikincide yeteri kadar su alamayacağını bildiği için, pamuk ve mısır yerine daha az su isteyen ayçiçeği ekmek zorunda kaldı. Susuzluğun da etkisiyle Menderes’te binlerce balık öldü, biyolojik çeşitlilik önemli zarar gördü ve geçim kaynağı tarım olan çiftçiler alternatif çözümler düşünmeye başladı.
SIKINTI DAHA DA ARTABİLİR
Susuzluk hem insanları, hem de doğal hayatta yaşayan tüm canlıları olumsuz etkiledi. Damla sulama yöntemi gibi tasarruf sağlayan modern yöntemlere geçilmezse, önümüzdeki yıllarda daha da sıkıntılı günlerin geleceği kaçınılmazdır. Sulak alanlarımızı çevresiyle bütüncül olarak korumak, su tüketimini azaltmak ve tasarruflu kullanmak zorundayız.”
Sanırım fazla yoruma gerek yok, hepimize kolay gelsin!
------------------------------
SÖZ SİZİN
BİR YAKINMA
Son görev için
gelenlerin kabusu
KİTVAK (Kemik İliği Transplantasyon ve Onkoloji Merkezi Kurma ve Geliştirme Vakfı) Yönetim Kurulu üyesi Yıldızay İçerler, amcasını yitirdi. Merhum huzurla uyusun, kalanların başı sağ olsun. İçerler’in paylaşımını özetliyorum:
İNANILIR GİBİ DEĞİLDİ
“Amcam Ekrem İçerler’i 03.10.2021 günü kaybettik. Kore Gazisi, vatansever bir subay, iyi bir kardeş, iyi bir baba, dünya iyisi bir dedeydi. 04.10.2021 günü toprağa verdik amcamızı. Mezarlıklar Müdürlüğü’nde yapılan işlemler sonrası, defin için Doğançay Mezarlığı’na yönlendirdiler. Mezar yerinin hazır olduğu teyit edildi. Mezarlığa cenaze aracı önde, bizler arkada girdik. Sonunda mezarlık bitti ve cenaze aracı çıkış tabelasından çıktı.
DAĞIN BAŞINDA ÇUKURLAR
Stabilize, tek şeritlik bir dağ yoluna doğru cenaze arabası ilerledi. Virajlı, toprak yoldan epeyce yukarı çıktık. Dağın başında, kısmen tel örgü ile çevrili bir yerde cenaze aracı durdu. Yolu, güvenliği, binası, çeşmesi, aydınlatması, tek görevlisi olmayan, neredeyse bitişik çukurların açıldığı, toprak kümeleri ve bir kepçenin olduğu yeni bir mezarlığa gelmiştik. Mezarların içi örülü de değildi.
DOĞANÇAY DOLUNCA AÇILMIŞ
Doğançay Mezarlığı dolunca, 4 gün önce burasını açmışlar, 60 kadar da defin yapılmış. Bir mezarlığın pandemi koşulları da olsa ne zaman dolacağı, yenisine ihtiyaç duyulacağı öngörülemez mi? Ulaşım için toplu taşım aracı da yok. Özel aracı olmayan, temin edecek gücü olmayan, kaybettiği canını ziyarete gidemeyecek. Yağmur yağınca o mezarlığa girmek mümkün değil.
SAYGI VE ÖZEN GEREKMEZ Mİ
Amcamın dönem arkadaşlarına tahsis edilen otobüsün yolu çıkamadığını, son görev için gelen büyüklerimizin, bunu yapamadıklarını, defin sonrası öğrendik. Mezarlıklar; kaybettikleri ile yaşayanlar için derin anlam taşır. Mezarlıklar Müdürlüğü’nü de aradık, verilen cevap sadece ‘haklısınız’ oldu.”
Geçmişte yine yaslı bir ağızdan, yitirdikleri annelerinin Aydın’a götürülmesinde Mezarlık Müdürlüğü’nün ne denli duyarlı ve becerikli çabaladığını duyurmuştum. Bu kez de yine acılı bir ağızdan yakınma iletiyorum. Yersizlikten kaynaklandığını sandığım sıkıntıyı, etkililerin, yetkililerin bilgisine sunarım.
Paylaş