Kuşcenneti’nde müjdeli uçuş

BUGÜN kapatılan Seyrek Belediyesi’nin eski başkanı, gazeteci arkadaşım, Kuşcenneti gönüllüsü Nurgül Uçar’ı konuk ediyorum. İşte Nurgül’ün, içinde müjde de barındıran (ama protokol iptaliyle falan ilgisi yok) Kuşcenneti yazısı:

Haberin Devamı


“İzmir Kuşcenneti. İzmir’in içinde ama fark edilmeyen bir cennet. Bugünlerde kurumlar arası sahiplik tartışmalarıyla gündemde. İzmir Kuşcenneti Koruma Geliştirme Birliği (İZKUŞ) ülkemizde ilk kez kurulmuş, yerel yönetim ve bakanlıkla ortaklaşa bir alanın korunmasıyla ilgili örnek çaba. Arkasından Kızılırmak Deltası geldi. Ülkemizdeki örneğin seçilmiş ilk başkanı olarak sulak alanlarımızda, koruma alanlarımızda birlik kardeşliklerinin oluşturulması dileğim.

Kuşcenneti’nde müjdeli uçuş


YALI ÇAPKINI HAYALİ
Bir hayalim var. İzmir’in sembolü, adına hikayeler üretilen yalıçapkınının bir gün İzmir’e dönmesi. Aslında bencilce, kendim istiyorum, yalıçapkınının İzmir’e dönmesini. Çünkü, yalıçapkını temiz toprak, temiz su, kısacası sağlıklı çevre istiyor. Kanser olmak istemiyor. Çok basit, ben de istemiyorum.
O KARTALIN DÖNÜŞÜ
Hayalim sürerken, geçenlerde alanın gönüllülerinden Zafer Hocamız, (Zafer Kurnuç) akkuyruklu kartalın resmini çekti. Ne var bunda, bizim alanımızda 300’e yakın kuş türü var. Öyle değil işte. Akkuyruklu kartalımız 110 yıl sonra İzmir’e döndü. Ülkemizde görülen en büyük kartal... Benim için ise yine bencilce, kendime pay çıkarayım. Bir Beşiktaşlı olarak kartalımızın da İzmir’e güvendiğini görmek ayrı bir mutluluk. Tam 110 yıl önce bizi terk eden kartalımız yuvaya döndü. Ama bizim kartalımızın Beşiktaş kartalından farkı, sadece kuyruğu beyaz, kafası siyah.
KUĞULARIMIZ DA ÜRÜYOR
Kartalımızın dönüş nedeni, sazlıkların, tatlı suyun alanımıza yeterli miktarda ulaşması. Ayrıca, 1978 yılından son üç yıla kadar alanımızda üremeyen kuğularımız üremeye başladı. 130 kuğu ailemiz var. Bekleriz, çocuklarınıza gösterin. Alanlarının kıymetini bilsinler. Başka? Bahrilerimiz var. Bebeklerini sırtında taşıyorlar, tüm analar gibi. Onlar da üç yıldır alanda ürüyorlar. Balabanlarımız da alanı güvenli bulup üremeye başladı. Yavrularını İzmir’e emanet ediyorlar.
ÇABALARIM SÜRECEK
Eee, birliğin kurucu ve yaşadığı sürece gönüllüsü olarak daha ne isteyeyim? Bize güvenen tüm kuşlarımız sağ olun. Güveninize layık olmak için üzerimizde elbiseye gerek yok. Daima sizin için gönüllü çabalarımızı sürdüreceğim. Ve yine bencilce... İzmirliler sevinin. Galiba simgemiz yalıçapkınının dönüşü yakın.”

-----

Haberin Devamı

 
KUŞÇU HOCA’DAN CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’A MEKTUP

Milli park
ilan edilsin

Haberin Devamı

“Kuşçu Hoca” Prof. Dr. Mehmet Sıkı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a Kuşcenneti’yle ilgili mektup yazdı, yardım istedi. Kuşcenneti’nin su sorununun çözümü ve milli park ilan edilmesi için destek veren Erdoğan’a teşekkür eden Sıkı, bölgede yine kuraklık tehlikesi olduğunu bildirdi.
Süzbeyli iletim hattı değişim ihalesinin yapıldığını, ancak onay beklediğini belirten Prof. Sıkı, milli park ilanının da henüz gerçekleşmediğini, gecikmenin sürmesi halinde Orman ve Su İşleri Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar (DKMP) Genel Müdürlüğü hakkında suç duyurusunda bulunacağını bildirdi.
35 YILDIR ÇABALIYORUM
DKMP Genel Müdürlüğü’nün bölgeye 26 milyon liralık yatırım yapan İzmir Kuşcennetini Koruma ve Geliştirme Birliği (İZKUŞ) ile Gediz Deltası Yönetimi işbirliği protokolünü imzalamayıp feshettiğini anlatan Prof. Mehmet Sıkı, bu kararın iptali için de yargıya başvurduğunu anımsattı. Kuşcenneti için 35 yıldır çabaladığını vurgulayan Sıkı, şöyle dedi:
3 MİLYON LİRALIK KAYIP
“DKMP Genel Müdürlüğü’nün tek taraflı feshinden dolayı Kuşcenneti her yıl 3 milyon TL yatırımdan mahrum, üç kadrolu ve 19 hizmetli personeli de işsiz kalacaktır. Uluslararası platformda T.C. Devleti prestij kaybedecektir.”
Mektubunda bürokratlardan yakınan Sıkı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı Kuşcenneti’ne davet etti.

-----

Haberin Devamı

SÖZ
SİZİN

Çok katlı binalarda
facia önlemi soruları

AŞAĞIDA detaylarını verdiğim konunun önemine binaen dikkatinizi çekmek istedim.
Daha geçen gün Hürriyet’in sayfalarında, Londra’da 27 katlı bir binanın yanması faciasının resimleri yayınlandı.
DENEYİME RAĞMEN YAŞANDI
12 kişinin öldüğü, 40 kişinin yaralandığı bu facia, 1900’lü yılların başından bu yana çok katlı binalarda yangın, deprem gibi afetlere karşı deneyim kazanmış olmalarına rağmen, bugün yaşanabiliyor. Son yıllarda İzmir’de çok katlı iş merkezleri, rezidanslar mantar gibi çoğalırken, yangın tehlikesine karşı Büyükşehir Belediyesi İtfaiyesi’nin ne gibi tedbirleri ve hazırlıkları vardır? 6.2 büyüklüğündeki depremi yeni yaşadığımız ve tarihsel olarak derin fay hatlarında bulunan bölgemizle ilgili şu sorulara yanıt bekliyorum:
İTFAİYE HAZIR MIDIR
1- İtfaiye, böyle yüksek katlı binalara ulaşabilecek yüksek merdivenli araç ve gereçlere sahip midir?
2- İtfaiye, böyle yüksek katlı bina yangın söndürmelerinde hiç tatbikat eğitimi almış mıdır?
3- Böyle bir yangın esnasında özellikle Bayraklı’da trafik yönetimi nasıl koordine edilecektir?
4- Ortaya çıkacak yüksek sayıda yaralı ve ölümlü olaylar için hastanelerle nasıl koordinasyon sağlanacaktır?
5- Çok katlı binalarda oturanları bilgilendirmek üzere denetim ve hatta uygulama tatbikatları yapılmakta mıdır?
Herhangi bir facia yaşanmadan önce HATIRLATMA GÖREVİ olarak, konuyu duyurabilirseniz, Büyükşehir Belediyesi’nin çalışmalarına çok önemli katkılarınız olacaktır.
Nihat GÜNDÜZ

-----

Haberin Devamı

DAVETLİSİNİZ, BUYRUN GELİN

Bostanlı Suat Taşer’de
bugün özel koro konseri

Kuşcenneti’nde müjdeli uçuş

DÜNYADA 40 kişiden oluşan tek örnek olan “İzmir Otizm Korosu” bugün saat 21.00’de Bostanlı Suat Taşer Açıkhava Tiyatrosu’nda konser verecek. Karşıyaka Belediyesi ve Otizm Derneği işbirliğiyle, Pal Radyo ve JCI Genç Girişimciler katkılarıyla gerçekleşecek etkinliğe, 90’lı yılların sevilen sanatçısı Mansur Ark’la DJ Hakan Küfündür de renk katacak.
FARKLI OLMAK NORMALDİR
90’lı yılların parçalarıyla zaman tünelinde yolculuğa herkesin beklendiği etkinlikle ilgili son söz: Amacımız her zaman olduğu gibi aynı! Otizm hastalık değildir. Farklı olmak normaldir!

-----

BİR ALINTI
Engin Yavuz’dan: Hayattaki en büyük pişmanlığımız, sonra pişman olurum diye yapamadıklarımız... (TOLSTOY)

Yazarın Tüm Yazıları