Karaburun’un yeni yolu ne durumdadır
Geçenlerde Balıklıova’ya doğru gittim. Yeni yapılan yol dikkatimi çekti. Çok virajlı olduğundan yakınılan şimdiki yola alternatif olacak. Ama bir de yeni yapılan yolun, şimdi kullanılanla adeta paralel olduğu da dikkat çekiyor. Peki, adeta paralel olursa virajlar nasıl kalkacak? Bir süre sonra İzmir Life dergisinin eylül sayısını okurken Lütfü Dağtaş’ın da bu yolu yazdığını gördüm ve bazı yerlerini aldım:
“Yeni yol, ‘1 A standardında sathi kaplamalı tek yol’ olarak yapılacak, 313 virajın çoğunu ortadan kaldıracak, güvenli sürüş sağlayacak, ulaşım yönüyle zaman kazandıracaktı.
Yolun ihalesi 14 Haziran 2010’da yapıldı. Maliyetin 24 milyon TL olduğu belirtilen 54 kilometre uzunluğundaki yol ihalesini Ankaralı bir firma aldı. İş makinalarıyla, maki bitki örtüsü arasına ivedi girildi. Gülbahçe’den başlayan 5 ile 30. kilometreler arasında toprak tesviye, sanat yapıları ve kısmen üstyapıya dönük çalışmalara geçildi. Hedef yolun 2012’de hizmete açılmasıydı. Balıklıova’ya gelindiğinde çalışmalara zorunlu nokta konuldu. O noktada bir, iki iş makinasıyla bir bekçi bırakıldı ve yol yarım kaldı.
Karayolları Genel Müdürü Mehmet Cahit Turhan, ‘yol ne zaman biter’ sorumuzu, ‘Yolun bazı kesimlerinde sürdürülen kamulaştırma çalışmalarından sonra yapım çalışmalarına devam edilecektir’ biçiminde yanıtlasa da iş hayli uzayacağa benziyor.
Peki, halen kullanılan yolun iyileştirilmesi niye düşünülmedi. Üstelik eski yol üzerinde pek çok işyerinin mağduriyetine yol açılmasa olmaz mıydı? Turhan, ‘Mevcut yolun kullanılması teknik açıdan uygun bulunmamıştır’ dedi.”
Bu yol Karaburun’a uzanana kadar daha çok konuşulacak gibi.
Sokaklar isimli mi numaralı mı olsun
İzmir’in sokaklarına 1940’lı yılların başında numaralar verilmiş, bu bütünlük uzun süre korunmuştur. Ancak, 90’lı yıllardan başlayarak özelllikle Karşıyaka’da numaralar iptal edilmiş ve isimler verilmeye başlanmıştır.
Bir sokağa örneğin Samim Kocagöz, Hüseyin Yurttaş, Yaşar Aksoy ve benzeri isimlerin verilmesine karşı çıkılacağını sanmıyorum. Bu isimler sembolik olarak verilebilir, sokak başlarına da plaketler yerleştirilebirdi. Olmadı, furya sürüp gidiyor. Kırk yıllık sokağın numarası kaldırılıyor, örneğin Dominik Sokağı oluveriyor.
Başı sonu farklı yerlerde
Bir diğer önemli nokta da numaralamadaki bütünlüğün kalkmasıdır. 2000 numaralı sokakların bir kısmı Bostanlı’da, bir kısmı Işıkkent’te, bir kısmı da Çamdibi’nde olabiliyor. Bu uygulamanın da 2009’lu yıllarda başladığını sanıyorum. Eski belediyelerce verilmiş numaralar merkez şehirdeki numaralarca çakışınca işin kolay yolu seçiliverdi.
Ayrıca, dahası da var... Bir sokak numarasına bağlı onlarca numarayı da görebiliyoruz. Örnek mi istersiniz: 177’nci sokağın 177/20, 52’nci sokağın 52/120 gibi bağlantıları da bulunmaktadır.
Bu uygulamalar hep işin kolaycılığına kaçmaktan kaynaklanıyor. İnanın böyledir.
Peki, ne yapalım? Benim de naçizane bir önerim olacak.
Şehir, gelişme konumuna göre 10 bölüme ya da fazlasına ayrılmalı. Her bölümdeki sokaklar kendi içlerinde yeniden numaralanmalıdır. İsim verilmiş sokaklar bir anı olarak kalmalıdır.
C. Şefik KOLDAŞ
Urla Belediyesi bizi de görsün
Çeşmealtı Denizli Mahallesi 66 Sokak’ta oturuyorum. Senelerdir Urla Belediyesi’ne müracat etmemize rağmen sokağımız yaz, kış bu durumda. Hele kışın çamurdan evlerimize giremiyoruz. Sokağımızda çöp tenekesi bile yok. Hatta çöp arabası bile uğramıyor. Biz de çevre temizlik vergisi ödüyoruz. Bize de destek lütfen.
Sema SELAM
