Paylaş
Bu kez kamu çalışanları, aradaki iki gün idari izinli sayılmadıkları için tatil 9 güne uzamadı. Haaa, yine de özellikle sahillerdeki tatil yerleri doldu taştı... Bu tatil yazın tam da ortasına denk gelince, öncesinde yine 60-70 liralık lahmacun, 40 liralık ayran, bilmem ne kadarlık hamburger haberleri konuşuldu.
BAŞKANLARIN YAKINMASI
Hatta Çeşme ve Bodrum başta olmak üzere, bazı belediye başkanları bu haberlerden duydukları rahatsızlıkları dile getirdi, “Bizde her bütçeye uygun kalacak, karın doyuracak yerler var” gibi açıklamalar paylaştı. Bilemiyorum, başkanlar tatilcilerin ilçelerine gelmemelerinden mi çekindi, bu haberlerin turizm geleceği açısından sakıncalı olduğunu mu düşündü? Oysa beş günlük tatilde beklenen oldu, tatil merkezleri kalabalıktan geçilmez oldu, uzun araç kuyrukları görüntülendi.
KİMSENİN HIZINI KESMEDİ
Bu kalabalıktan esnaf, turistik işletmeler de umduklarını bulmuştur herhalde. Düşledikleri parayı kazanmış olmalarını dilerim. Nitekim bazı turizm sözcüleri, “Doluluk oranı yüzde 100 oldu, bayram tatili iyi geçti” gibi görüşler dile getirdi. Dedim ya, umarım beklentiler karşılanmıştır. Çünkü Çeşme, Bodrum, Marmaris gibi ünlü tatil merkezlerine gidenler, kalabalığı anlata anlata bitiremedi, araç park edecek yer bulamadıklarını söyleyenler oldu. Hatta Edremit Akçay’da yoğunluk yüzünden zaman zaman araç girişi durdurulmuş. Yani, “Şu kadara lahmacun, bu kadara ayran” gibi söylentiler kimsenin hızını kesmiyor.
ORAYA GİDEN FİYATI BİLİR
Pahalı lahmacun, hamburger, ayran satılan yerler boş mu kaldı? Oralar da dolup taşmıştır. “Bilmem ne beach” gibi yerlere gidenler, buralardaki fiyatları herkesten iyi bilir. Zaten bu yerler kurtarılmış bölgeler gibidir, fiyatlarına karışan görüşen var mıdır, bilemem. Ayrıca, buralara akın edenler, genelde, “Herkesle birlikte olmak istemiyoruz, farkımız belli olsun” diye düşünür ve de fiyatlara itiraz etmez. İtiraz eden ya da yakınanların da biraz medyada yer almak istediklerini düşünüyorum.
DİLEYEN 100 LİRAYA YESİN
Değerli belediye başkanlarının vatandaşın yoğun olduğu, herkese açık yerlerde özellikle yiyecek ve içecek fiyatlarıyla kaliteyi denetlettirmeleri, “Kimsenin kazıklanmamasını” sağlamaları bana göre yeterlidir. Örneğin, yiyecek-içecek listelerinin fiyatlarıyla birlikte görünen yerlerde bulundurulması gibi önlemler bile herkesi rahatlatır. Bu tür tatil yerlerinde sürekli oturanlarla geçici gelenlerin rahat ettirilmesidir önemli olan. Yoksa dileyen lahmacunu 100 liraya da yiyebilir. Önemli olan 7,5 - 10 - 15 liraya da bulabilmek. Herkese afiyet olsun...
-----
BİR YAKINMA BİR UYGULAMA
Çekirdek-çiğdem çitleyenler
kabuklarınızı yere atmayın
GEÇENLERDE resimli bir mesaj aldım: “Bu kişiye bir ceza gerekmez mi? Bütün Kordon çimleri çekirdek kabuklarıyla dolu. Merak ettim, evlerinde de kabukları yere mi atıyorlar?” (Erdoğan Bilgi Yergin)
KIZMAYANIMIZ VAR MI
Ben de çekirdek-çiğdem çitleyenlerin kabuklarını yere atmalarına öteden beri takarım. Çünkü, bir parça kağıt bükülerek bile külah yapılır, kabuklar içine atılır, ortalık da kirlilikten kurtulur.
KESE KAĞIDI DAĞITIMI
Tam da Yergin’e hak verip, ortalığı kirletenlere saydırırken bir haber geldi. Karşıyaka Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay’la İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Buğra Gökçe, sahilde çekirdek kabuklarının yerlere atılmasını önlemek ve temiz çevre için farkındalık yaratmak amacıyla vatandaşlara kese kağıtları dağıtmış.
ÖNCE UYARI SONRA CEZA
Daha temiz bir çevre için her bireye sorumluluk düştüğünü vurgulayan Başkan Tugay, “Çevre bilincini güçlendirmek amacıyla düzenlediğimiz bu etkinliği, gelecek hafta da sürdüreceğiz. Bir yandan da sosyal medya üzerinden, sahilimizin ve çevremizin temiz tutulması için çağrılarımızı sürdüreceğiz. Bir sonraki aşamada ceza yaptırımlarımız olacak” demiş. Gökçe de daha sağlıklı bir kent ve temiz çevre için çalışmaların süreceğini söylemiş. Bu çalışma İzmir için oldukça önemli, “Ara vermeden her yerde devam” diyor, çekirdek-çiğdem kabuklarının yerlere atılmamasını diliyorum.
-----
BİR ALINTI
Barış Kaşıkçı’dan: Hayatta hiç hata yapmamış birisi zaten hiçbir işe başlamamış demektir. (Henry Ford)
Paylaş