Havamız nasıl

Hava kirliliği her zaman gündemdedir ve bunca doğalgaz kullanımına karşın çözüldüğünü de sanmıyorum.

Haberin Devamı

Geçen Aralık başında çıkan haberler de bu kanımı destekliyordu, ben de konuyu dile getirmiştim. Çünkü kirliliğin, sağlıksız havanın bir alt kademesi olan ‘hassas’ düzeyde olduğu iletilmişti. Mevzuat gereği metreküp başına hava kirletici partikül maddenin en fazla 90 olması gerekiyormuş. Ve bu miktar Güzelyalı’da 265, Gaziemir’de 263, Bayraklı’da 261, Şirinyer’de 208’di.

Temiz yakıt kullanılmıyor
Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Selahattin Varan, kirliliğin ısınma için kullanılan yakıtların kalitesizliğinden kaynaklandığını vurgulamış, “İzmir’in en büyük sorunlarından birisi, doğalgaz gibi temiz yakıt kullanılmıyor. Sebebi, İzmir’deki yoğun gecekondulaşma. Bu yapıların kentsel dönüşümle yenilenmemesi neticesinde her kış bu tür sıkıntıları yaşıyoruz. Bakanlık olarak temiz yakıt konusunda kararlar aldık. Biri doğalgaza geçilmesi konusu. Diğeri ise kömürün kalitesi. 2017’de temiz hava ve ölçüm istasyonlarının hizmete girmesiyle hava kalitesini online izleme fırsatımız olacak” demişti.

Haberin Devamı

Sanayinin de payı önemli
TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Halil Kınay da Aliağa’daki ağır sanayi tesislerinden kaynaklı hava kirliliğinin yıl boyunca sürdüğünü, kışın ısınma kaynaklı kirlenme de eklendiğinde sorunun büyüdüğünü söylemiş, şöyle demişti:
“Kent içerisindeki ve çevresindeki sanayi tesisleri, taş ocaklarıyla ilgili sorunu çözmeden doğalgaz ve daha az kirletici yakıt kullanımının teşvik edildiği önlemler kalıcı olmaktan uzak. Üstelik kentin farklı ve gelir seviyesi düşük bölgelerinde kullanılan yakıtlarla ilgili sorunun sosyal boyutunun da çözülmesi gerekiyor.”



Asbest var mı, yok mu

Bu gelişmeler sürerken CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan önemli bir konuyu TBMM’ye taşıdı. Bakan, Fransa ve Malta’nın tehlikeli madde içerdiği gerekçesiyle sökümünü kabul etmediği bir geminin adı değiştirilerek Aliağa’ya getirildiğini anımsattı. Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün ‘tehlikeli madde olmadığı’ raporu verdiği geminin, çevrecilerin açtığı yürütmeyi durdurma davasına karşın söküldüğü iddialarını da anımsatan Bakan, Gemi Geri Dönüşüm Sanayicileri Derneği’nin (GEMİSANDER) zehirli asbest miktarını 405 kilogram olarak açıkladığını bildirdi.

Haberin Devamı

Vatandaşlar tedirgin
“İlgili zehirli maddenin havaya karışması halinde insanların akciğer ya da gırtlak kanseri olma riski altında olduğu söyleniyor. Zehirli atıkların akıbeti hakkındaki şüpheler nedeniyle gemi söküm bölgesinde yaşayan insanlar başta olmak üzere tüm İzmirli vatandaşlar tedirgin” diyen Bakan, TBMM Başkanlığı’na verdiği önergede, Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki’ye şu soruları sordu:
“Geminin sökümü tamamlanmış mıdır? Tamamlandıysa veya devam etmekteyse, geminin sökümünde zehirli maddeler nasıl tespit edilmektedir? Zehirli maddelerin arındırılması nasıl, hangi sıklıkta ve ne süreyle yapılmıştır? Atıklar hangi yöntemlerle nasıl ve ne sıklıkla bertaraf edilmektedir? Söküm esnasında 405 kilogram asbest çıkmışsa gemide zehirli madde olmadığına ilişkin rapor kim tarafından nasıl verilmiştir?”
Son günlerdeki rüzgar ve yağışın havayı temizlediğini umuyorum ve doğal olarak yürekten diliyorum.


Yanıt bekleyen
sorular yeniden

Haberin Devamı

Murat Bakan sorularına yanıt aldı mı bilmiyorum. Ben de hava kirliliği konusundaki yazımda, etkililere, yetkililere sorular yöneltmiştim, yineliyorum:
* İzmir’de bir zamanlar kömür depoları, satıcıları sıkı denetlenirdi. Şimdi de sıkı denetim var mı?
* Denetim konusunda yetki karmaşası var mıdır? Belediyeler bu konuda devre dışında mıdır, sorumlu mudur?
* İzmir’de gecekonduların tümü kentsel dönüşümle yenilenene kadar hava kirliliği sürecek mi?
* Sözü edilen istasyonlar kurulup, hava kalitesi online izlendiğinde ne olacak? Havayı kirletenler belirlenip cezalandırılacak mı? Hava kalitesinin kötü olduğu belirlenince ne yapılacak?
* Düşük gelir düzeyindeki ailelere bir zamanlar torbalarla kömür yardımı yapılırdı. Bu yardım sürüyor mu? Sürüyorsa, kömürün kalitesi nasıldır?
* Başta Aliağa’dakiler olmak üzere, sanayi kuruluşları, hava kirliliği açısından denetleniyor mu?
* Hava kirliliği ölçümleri sık sık yapılarak, sonuçları vatandaşla paylaşılacak mı?
* Değerler sağlığı tehdit edici boyuta ulaştığında, vatandaş uyarılacak mı? (Maske takın, dışarı çıkmamaya çalışın gibi...)
* Şimdiki değerlerin sağlığa olumsuz etkisi ne boyuttadır?
Rahat soluk almak için etkili ve yetkililerden yanıt bekliyoruz. CHP’li Bakan’ın önergesine verilecek yanıtı da merak ediyorum.

Haberin Devamı

------------------------------------------------

SÖZ SİZİN

KENT ORMANI GÖRÜŞLERİ
Tebrik etmek gerekir

Hürriyet Ege ekindeki yazınızda İzmir Kent Ormanı kenarına çekilen çitten bahsetmiş ve gerekçenin ormanı mangalcılardan korumak olduğunu belirtmişsiniz. Yazınızın genelinde yapılan açıklamayı kuşkuyla karşıladığınızı anlıyorum. Ben geçen hafta yürüyüş yaparken o garabet yapıyı fark etmiş, amacının ne olduğunu çok merak etmiştim. Şimdi içim rahat etti. Sahile tek giriş noktası olan kent ormanı giriş kapılarından giren mangalcı vatandaş çitten atlayarak sahil tarafına geçecek ama tekrar kent ormanına dönemeyecek. Tebrik etmek gerekir. Başka ne denebilir ki.

Yücel Arısoy
-------------------

Çit olumlu olmuştur
Öncelikle kent ormanına değinmiş olmanıza her gün yürüyüş yapan ve de iyi havalarda bir iki saat güneşlenen bir aile olarak teşekkür ederiz. Zira bu değeri kaybetmemek gerekir. Yazınızdaki konulara gelince: Hurda yolcu gemisinin çekilmesi çok iyi oldu.

Haberin Devamı

Denize çöp atılmasın
Tel sete gelince: Yönetim haklı. Özellikle hafta sonlarında 2000-3000 kişi buraya gelmekte ve bunların çoğunluğu da mangalıyla gelmektedir. Nedense temiz hava veya spor yerine öncelik yemeğe verilmektedir. Mangal yakma ayrı bir faciadır. Her yerden her çeşitten kokuların ve de dumanın gelmesi ihtimal dahilindedir. Bu sebeple çit olumlu olmuştur.
Ancak çite her 25-50 metrede bir çıkış verilmesi gerekir. Zira hastalanan olabilir veya WC’lere gitmek isteyenler bulunabilir. Çit ile deniz arasına mutlaka sabit ocaklar yapılmalı, ayrıca musluk ve lavabo da bulunmalı. Çöpler için de bir sistem düşünülmeli ki denize atılmasın.

Tuvalet eleştirisi
Bu günlerde kent ormanına dikilen yeni ağaçlar için yönetime teşekkür etmek isterim. Ayrıca ekli fotoğraflarını gönderdiğim oturma düzenleri de çok şık oldu. Ihlamur parselinin içindeki WC’nin kadın tarafının sadece yaz aylarında ve sadece hafta sonu açılmasını ise anlamam mümkün değil.

Bisiklet alınamıyor
Aşağıda bazı uyarı levhaları var. Bunlardaki ünlem işareti kullanılmasının ne derece doğru olduğu tartışılmalıdır ve en azından edebiyat öğretmenlerine sorulabilir. En alttaki fotoğrafta bisiklet almak isteyen var ama alamıyor.
Gürbüz Yörük (Emekli Öğretmen)

-------------------

SEVGİLİLER GÜNÜ
Sevginiz, aşkınız elbette yalnızca bugüne sığmasın, taşsın. Her gün sevgili olun, aşık olun… Ama illa da bugün sevginizi dile getirmek, aşkınızı bağırmak isterseniz, diyecek bir şey yok. Tüm sevgililere kutlu olsun. (Bu da benden)
-------------------------------------

VE BİR ALINTI
Engin Yavuz’dan
Birlikte hiç gülmediğin birini gerçekten sevemezsin. (DOSTOYEVSKİ)

Yazarın Tüm Yazıları