Paylaş
Bas bas bağırıyoruz
“6 kilo domat 5 lira... Yerli domat.” Ne demektir? Masum bir satış sloganı. Peki, bu slogan bir hoparlör, megafon aracılığıyla evin içinde bangır bangır duyuluyorsa? Ve de satıcı mesleğinde iddialı, üstelik sesi davudi veya tizse... Ben birkaç kez boş bulunup, yerimden zıpladım. İlk şoktan sonra düşündüm. Tamam, insanları aşırı rahatsız ediyor olsa da ekmek parasıydı amaç.
YA O SOKAK ARALARI
Ardından düşünceme ek yaptım hemen. Sokak aralarındaki susturucusuz motosikletler. (Üstelik sürücüleri birbirlerini gördüğünde, klaksonlarıyla ‘diit, diit’ diye selamlaşmayı da ihmal etmez.) Devam edelim... Ya müziğinin sesini, değil sokağı, tüm semti inletecek kadar açan araç sürücüleri? Hele de egzozlar da bas bas bağırıyorsa... Değmeyin gitsin. Yine de olumlu düşünmeye çabaladım, ama nafile... Bu arada bazı belediyelerin, “Sınırlarımız dahilinde elektronik cihaz aracılığıyla bağırılıp satış yapılamaz” gibisinden yazılar koyduğunu anımsadım. Neyse...
----
Hangi özgürlük
TAM gürültü düşünürken, sosyal medyada sevgili Hüseyin Tanılmış’ın bir yakınmasını gördüm, hoşgörüsüne sığınarak paylaşıyorum:
“Bu memleketin gürültü kirliliğinden illallah ettik. Yerel yönetimler, yasa olmasına rağmen görmezden geliyor. Sokak kapatıp geç saatlere kadar düğün yapmak. Kornalarla sünnet çocuğu, gelin, asker uğurlamak. Megafonla sokak sokak, bağıra bağıra bir şeyler pazarlamak. Araçlarda, dükkanlarda yüksek sesle müzik çalmak. Bunlar gibi, daha neler özgürlük? Peki bebeklerin, hastaların, gece çalışanların, çarşı-pazar içinde oturanların hiç mi hakkı, özgürlüğü yok?”
----
ÇEŞME-ALAÇATI’DA YAKINMA DEVAM
Müziğe değil sınırsız
gürültüye karşıyız
ÇEŞME ve Alaçatı’da gürültü, daha doğrusu yüksek sesli müzik, öteden beri gündemde. Bu tarz müziğe karşı yığınla şikayet dilekçesi verildi, neredeyse kampanyalar açıldı. Sonunda İl Mahalli Çevre Kurulu bir düzenleme getirdi. Müzik süresi bazı yerlerde saat 01.00, bazı yerlerde de 03.00’le sınırlandı. Ama tartışma sona ermedi. Çeşme Gürültüyle Mücadele ve Çevre Koruma Derneği Başkanı Olcay Cengiz Turan, yeterince denetim olmadığını öne sürdü. Müziğe değil gürültüye karşı olduklarını özellikle vurgulayan, bunun dozunu da araçların “hız sınırına” benzeten Turan’ın bazı görüşleri ve itirazları, özetle şöyle:
ÖZEL EĞLENCE BÖLGESİ
* Binlerce şikayet dilekçesi verilmesine, işletmelerin çoğunun canlı müzik ruhsatı olmamasına karşın kurul süreyi nasıl uzatıyor?
* Ayrıca bizler saatin uzatılmasına değil, gürültüye karşıyız. Çünkü, aşırı gürültüyle toplumun huzuru yok sayılmaktadır.
* Evimizin bahçesinde gündüz gürültüden oturamıyoruz, geceleri uyuyamıyoruz.
* Ayayorgi’deki işletmeler Boyalık’ı bile gürültüye boğuyor. Alaçatı’da gürültü Hacımemiş, Kemalpaşa ve Port bölgelerinde yoğunlaşıyor.
* Tekrar vurguluyoruz. Müziğe karşı değiliz, herhangi bir mekandan şikayetçi değiliz. Gürültüden şikayetçiyiz. Gürültünün durdurulmaması aile ve özel hayatımıza, sağlıklı çevrede yaşama hakkımıza, mülkiyet haklarımıza müdahaledir.
* Eğlence konut alanları, oturulan bölgelerin dışına taşınmalı. Özel eğlence alanı oluşturularak, Türkiye’ye örnek olunmalıdır.
----
BİR ALINTI
Nezih Öztüre’den:
Dostun üzüntüsüne acı duyabilirsin, bu kolaydır. Ama dostun başarısına sevinebilmek, sağlam bir karakter gerektirir. Oscar Wilde
----
OKUYUCUDAN
BİR TAŞLAMA
Bu köşede şiire yer vermeyi düşünmüyorum. İşin içine Didim ve de yarım asırlık emek girince, bir ayrıcalık yapayım dedim.
50 yıldır çeşitli gazete ve dergilerde yazıları çıkan bir şair yazarım. Didim’de tatildeyim. Köşenizde yayınlanması dileğiyle bir taşlamamı yolluyorum.
KİRLİ RUHLAR
Doğanın mavisini, yeşilini
demir beton bloklarla çer çöple
kirletenlerin ve de fabrika bacalarıyla
duman edenlerin
karanlıktır özleri
şiir pınarları kuru
güzelliklere kördür gözleri
Erhan TIĞLI
Paylaş