Paylaş
50-60 ton yakıt için çok geçti, Paşa Limanı ile Ilıca Yıldız Burnu arasında sahile kadar geldi. Ve de denize karıştı. Temizleme çalışmaları başlatıldı. Turizmciler doğal olarak tedirgin oldu. Kirlilik konusu yargıya da taşındı.
SABIRSIZLIKLA YANIT BEKLİYORUM
Son olarak 7 Mart’ta bir dizi soru sıraladım. Özetleyip etkililerden, yetkililerden yanıt beklediğimi yineliyorum:
* Sızan yakıtın miktarı ne kadardır? Çeşme kıyılarının nereden nereye kadarını etkilemiştir?
* Temizleme çalışmaları ne aşamadadır? Kıyıya vurup da çıkarılan yakıtın miktarı nedir?
* Denize karışan yakıt miktarı nedir? Ya da ne kadar yakıt karıştığı tahmin edilmektedir?
* Deniz ve sahil temizlenmiş midir?
* İlçeye gelen ya da gelecek olanların içi rahat olmalı mıdır? Evi, yazlığı olanlar, ilçenin cennet sahiline ve denizine güvenmeli midir?
* Çeşme’deki deniz ve kıyı kirliliğiyle ilgili açıklama yapılacak mı? Kim ya da kimler, “Kimse merak etmesin Çeşme’nin denizi tertemiz. Asla tehlike yok. Huzurla yüzebilirsiniz” diyebilecek?
(Dilerim ve umutla bekliyorum, herkese rahat soluk aldıracak bir yanıt alırım. Ve de bu köşede mutlulukla duyururum. Bu olayın kötü bir anı olarak kalmasını, Çeşme’nin deniziyle, sahiliyle ‘pırıl pırıl bir cennet’ olarak anılmasını, çok ve de çok iyi turizm sezonu geçirmesini diliyorum.)
BİLİRKİŞİ RAPORU AÇIKLANDI
İç açıcı değil
BU yazıyı hazırlamıştım ki, önceki gün gazetelerde bir haber yayımlandı. Ana Yaşam Vakfı (AYVA) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Refik Soyer’in Çeşme’de evi olan bir vatandaş olarak zarar gördüğü gerekçesiyle açtığı davada mahkemenin görevlendirdiği bilirkişi heyetinin raporu tamamlanmış. Raporun sonuç bölümünde şu görüşlere yer verilmiş:
“Kazaya geç ve yetersiz müdahale yapılmıştır. Temizlik çalışmaları geç başlamış ve yetersiz teknoloji uygulanmıştır. Bu nedenle ekosistemin tüm unsurlarında telafi edilemeyecek zararlar meydana gelmiş ve etkileri önümüzdeki onlarca yıl devam edecektir.”
(Artık yanıtı hak ettik değil mi?)
-----
BİR KİTAP İMZASI
Soğan Öldü
Yaşasın Yemek
SUNAR Kural Aytuna’nın yemek kitabının adı bu. Ben yazmakta oldukça geç kaldım. Geçen pazar günü Kitap Fuarı’nda buluşma fırsatı yakaladık. Kitapla ilgili fazla bir şey demiyorum. Teşekkür faslında eşi Aydın Aytuna’ya yazdıkları, sanırım kitap için fikir verir:
“İnsan yalnız yaşarken daha az yemek pişiriyor ve de yaptığı yemeklerin nasıl olduğunu sadece kendisi yediği için çok fazla değerlendiremiyor. Oysa hayat paylaşıma dönünce her şey gibi yemek pişirmek ve yemek de şölene dönüşüyor.
YARIN 14.00’TE FUAR’DA
Her sofraya oturduğumuzda bana yemeklerimin harika olduğunu söylediğin için, beni daha güzel yemek yapmaya teşvik ettiğin için, kendimi bir şey sanıp bir de yemek yazdığım için sevgili kocam Aydın Aytuna, sana çok teşekkür ediyorum. Hayat arkadaşı lafına bayılırım. Şu koca hayatı seninle yaşadığım için çok mutluyum. Teşekkürler arkadaşım.”
Sunar Kural Aytuna, yarın yine TÜYAP Kitap Fuarı’nda. Yitik Ülke Yayınları’nın 2. Salon 310 B’deki standında saat 14.00’te kitabı imzalatabilirsiniz. Hatta, “kitabı alıp imzalatın” derim.
-----
BİR SERGİ
İki sanatçının resimleri
FOÇA Belediyesi Reha Midilli Kültür Merkezi’nde 2 Mayıs Salı günü saat 18.00’de ikili resim sergisi açılıyor. 8 Mayıs’a kadar açık kalacak serginin ressamlarından birisi Bornova Anadolu Lisesi (BAL) mezunu Zeynep Atik. Diğeri ise 93 yaşındaki Güzin Aksu. Sanatseverlere duyurulur.
-----
BİR KONSER
AÇIK Stüdyo’da bugün 20.00-21.00 saatleri arasında Onur Duygulu’nun solo müzik performansı var. Bilgi için: (0535 366 03 41) bahar@acikstudyo.com
-----
BİR ALINTI
Engin Yavuz’dan: Gözden uzak olursan, yürekten de uzak olursun. Sonra zaman geçer, hiç olursun... (Halk deyişi)
Paylaş