Paylaş
20’nci yılını kutlamaya hazırlanıyor. Bir İzmir sevdalısı, gönüllüsü... Köşe bugün, “Derginin her şeyi” diye tanımladığım Hakkı Kesirli’nin. Yalnız İzmir’in değil, bölgedeki tüm başkanları renge çağırıyor:
“Bugün dünyanın bütün kentleri, insanlarına iş yaratmak ve ekonomilerini düzlüğe çıkarmak için turizmi hedefliyor. Bizim kentimiz güzel İzmir’in de temel hedeflerinden biri turizm. Ama ne yazık ki yıllardır bir ilerleme kaydettiğimiz yok.
20 YILLIK ROTAYA BAK
İzmir Life’ın ilk yayın yıllarında, kentin yöneticilerine rehber olsun diye uzmanların önerileri çerçevesinde bir turist rotası çizmiştik. Rota şöyleydi; turizmde yükselmiş her kentte ‘şehir turu’ için konuklar önce en yüksek noktaya taşınır ve kentin manzarasına karşı fotoğraf çekmeleri sağlanır ya, biz de onları Kadifekale’ye çıkarmıştık. Varyant’tan kıvrıla kıvrıla tırmanan otobüsler; Bayramyeri, Eşrefpaşa istikametinde Rakım Elkutlu Caddesi’ne dönüyor ve o yıllarda -üstünden yaklaşık 20 yıl geçti- eski dokunun nispeten korunduğu caddeden geçerek Kadifekale’ye ulaşıyordu. Bu güzergahta otobüsün içindeki rehber olsanız neler anlatırsınız bir düşünün...
ANTİK ROMA TİYATROSU
2001 yılında Antik Roma Tiyatrosu ile dikkat çekmişti dergimiz. Hayali bile güzeldi! İzmir’in konukları Kadifekale’den sonra Antik Roma Tiyatrosu’nda fotoğraf çekeceklerdi. Tiyatroda kazılar sürüyordu, önemli olan başlamaktı, bu kent elbette bir değerine daha sahip çıkacak ve turist grupları tiyatronun içinden de İzmir’e hayran kalacaklardı. Sonrasında grup sağlı sollu iyileştirilmiş bir sokaktan aşağıya süzülüp Agora’ya varacaktı. Bu iniş sırasında küçük kafeler, hediyelik eşya dükkanları, İkiçeşmelikli müzisyenlerin gösterileri grubun ilgisini çekecek ve ertesi gün de buraya gelmeye karar vereceklerdi. Rehberimiz Agora çevresindeki butik müzeler, Basmane hakkında bilgi vererek grubu hızlı geçişle Havra Sokağı, Kemeraltı’ndan Konak’a getirecek, meydanda bekleyen otobüsleri onları otellerine götürecekti.
MÜCEVHERİMIZ KEMERALTI
Kentin mücevheri Kemeraltı, Agora ve diğer alanlar turun diğer günlerinde görülecekti. Hatta o aralar limana gelip yolcularını Efes’e götüren ve kente pek faydası olmayan kruvaziyer gemilerini de ele almış, İzmir’in en az üç günlük konaklamalı bir turizm hedefinin olması gerektiği üzerinde durmuştuk. İzmir Life ekibi daha sonra pek çok kez kentin turizm hedefleri ile ilgili haberler hazırladı. Bunlardan biri, ‘Bu kentin 8500 yıllık geçmişi olduğu nereden anlaşılacak mı?’ sorusunu sormuştuk kendimize. Sanatçılar ile tartışmış ve kentin meydanlarına müzelerimizde sergilenen antik değere sahip heykellerin mükemmel kopyalarının konulabileceği sonucuna varmıştık. Ama bu önerimiz de başkanlarımız ve ekipleri tarafından pek kabul görmemiş olacak ki, daha çok modern yapıtlar sardı dört bir yanı...
HOMEROS’U SAHİPLENMEK
Homeros’u sahiplenemedi bu kent... Meles Deltası’na bir Homeros heykeli yapıldı ama bana göre çok iddiasız ve yapıldığı günden bu yana kaç kişi gördü merak ediyorum. Bu kentin meydanlarından birisine Homeros adı verilmeli ve orada çok iddialı, kentin Homeros’a sahip çıktığını anlatan bir heykel yer almalı. Bir de bu ülkenin en ünlü şairinin mükemmel bir heykelinin Kültürpark’ın derinliklerinde saklı kalmasına gönlüm hiç razı değil. Nazım heykelinin en kısa zamanda bu kentin ziyaretçilerinin önünde fotoğraf çektirebilecekleri bir konuma taşınması lazım.
TMO KULELERİ GÜZEL OLMUŞTU
TMO kulelerinin gri görüntüsünün geride kalması için yapılan boya çalışmasının devamını bekliyorduk ama gelmedi. Şimdilerde duvarlar boyanıyor ve seviniyoruz. Eli desen tutan bir kadının, evlerin duvarlarına çizdiği yerel desenlerle köyünü nasıl cazip hale getirdiğini düşünüyor ve yine seviniyoruz.
Gelin, bir dünya turuna çıkalım ve bazı kentlerin renkli davetlerine tanık olalım ve umalım ki İzmir’de birileri çıkar da konuya ilgi duyar. Agora’dan yukarı doğru tırmanmaya başlayın... İşte hazine orada duruyor. Düşük gelirli göçmenlerin, Suriyelilerin kullanımında olsa da buralar İzmir’in hazinesi, hatırası...
MEYDANLAR DA ÖNEMLİ
İzmir’in bir eksiği de küçük meydanlar... Kentte yayalaştırılmış yollar var. Bunu anladık. Kıbrıs Şehitleri’ni ele alalım... Burada bir ya da iki küçük meydan düzenlemesi yapılamaz mı? Birinin ortasında Efesli Artemis’in ya da bir başka heykelin olduğunu düşünün... Arzu edenlere yerlerini de tarif edebilir, tasarımını profesyonellere bırakırız. Gelelim İzmir’e... Belediyelerin çoğu semtlerini güzelleştirmeleri için bir takım yarışmalar yapıyor. Jüriler balkonları, bahçeleri geziyor ve kazananları belirliyor. Peki, dahası var mı? Yok! Evini, sokakları güzelleştirmek isteyen yüzlerce İzmirli var. Sellukaları, sakız sardunyaları hazır bu insanların. Biraz el verin kardeşim... Çağırın bu insanları, ‘Gelin, şu sokağı örnek olacak şekilde güzelleştirelim’ deyin. Bak bakalım kaç kişi gelecek?
SON SÖZ
Her kentin ve her semtin birden fazla hikayesi olabilir. Bunlar ister efsane kaynaklı olsun, ister yerel halk tarafından günümüzde yaratılmış olsun kente büyük zenginlikler katabilir. Orada yaşayanları ve ziyaretçileri mutlu kılabilir. İzmir’in çeşitli semtlerinde hala var olan eski dokunun korunması biraz da o bölgelerin ekonomik kalkınmasına bağlıdır. Yapıcıoğlu, Kako, Yağhaneler, Ballıkuyu gibi eski mahalleler yeni hikayeler yaratılarak turizm açısından cazip hale getirilebilir. Bu semtlerin başlarına yeni hikayeler yazarak talih kuşu kondurmak belediye başkanlarının ve çalışanlarının en temel görevi değil midir?”
Paylaş