O madde çok tartışıldı
Sanayinin Geliştirilmesi ve Üretimin Desteklenmesi Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’ndaki zeytinliklerle ilgili, “Zeytinliklere üç kilometre uzaklıkta kimyasal atık oluşturacak, toz ve duman çıkaran tesis yapılamayacak. Ancak alternatif alan bulunamaması ve kamu yararı kararı alınması halinde, Tarım Bakanlığı’nca konut, konaklama ve turizm tesisi hariç, maden dahil her türlü yatırım yapılabilecek” maddesi tepki çekti, tartışma yarattı.
Toplumsal fırsattı sanki
Bunun üzerine tasarı TBMM Genel Kurulu’ndan yeniden komisyona çekildi. Bir umut sardı herkesi... Ben de, “Komisyonda umarım tarafların görüşleri değerlendirilir, belki de bu madde çıkarılır. Böylelikle toplumsal uzlaşmada önemli bir aşama sağlanır. Dilerim bu fırsat kaçmaz” dedim. Ve beklenen oldu. AK parti, CHP ve MHP’li milletvekilleri, zeytinle ilgili o maddeyi tasarıdan tamamen çıkardı. Ve yukarıdaki başlıklar yer aldı gazetelerde. Doğal olarak ben de sevindim, umutlandım... Ama Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, şöyle demiş komisyonda:
“İzmir Kuşcenneti. İzmir’in içinde ama fark edilmeyen bir cennet. Bugünlerde kurumlar arası sahiplik tartışmalarıyla gündemde. İzmir Kuşcenneti Koruma Geliştirme Birliği (İZKUŞ) ülkemizde ilk kez kurulmuş, yerel yönetim ve bakanlıkla ortaklaşa bir alanın korunmasıyla ilgili örnek çaba. Arkasından Kızılırmak Deltası geldi. Ülkemizdeki örneğin seçilmiş ilk başkanı olarak sulak alanlarımızda, koruma alanlarımızda birlik kardeşliklerinin oluşturulması dileğim.
YALI ÇAPKINI HAYALİ
Bir hayalim var. İzmir’in sembolü, adına hikayeler üretilen yalıçapkınının bir gün İzmir’e dönmesi. Aslında bencilce, kendim istiyorum, yalıçapkınının İzmir’e dönmesini. Çünkü, yalıçapkını temiz toprak, temiz su, kısacası sağlıklı çevre istiyor. Kanser olmak istemiyor. Çok basit, ben de istemiyorum.
O KARTALIN DÖNÜŞÜ
Gazeller oldu
Bulut indi yeryüzüne
Sevdalı oldu
Bir avuntu biraz keder
Böyle bize neler oldu
Bu ayrılık bir de hasret
Çekilmez oldu
“İçim rahat değil doğrusu” demiş, Sanayinin Geliştirilmesi ve Üretimin Desteklenmesi Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nda zeytinliklerle ilgili bölüme değinmiştim. Özetle, komisyonda zeytinliklere konut, konaklama ve turizm tesisi yapılabilmesinin önü kapanmıştı şimdilik.
İÇİM RAHAT DEĞİLDİ
Ama, “Zeytinliklere üç kilometre uzaklıkta kimyasal atık oluşturacak, toz ve duman çıkaran tesis yapılamayacak. Ancak alternatif alan bulunamaması ve kamu yararı kararı alınması halinde, Tarım Bakanlığı’nca konut, konaklama ve turizm tesisi hariç, maden dahil her türlü yatırım yapılabilecek” denilmişti. “Alan bulunamaması, kamu yararı ve maden dahil” sözcüklerinin içimi rahatlatmadığını söylemiş, “Zeytinin kabusu sona ermedi gibi” diye noktalamıştım.
BAKALIM NE OLACAK
Tartışmalar sürdü, “Zeytin mi, sanayi tesisi mi” aşamasına gelindi. Zeytinle ilgili tüm kuruluşlar, muhalefet adeta ayaklandı. Sonunda o maddenin yeniden ele alınması kararlaştırıldı. Taraflar bir anlamda zeytin dalı uzattı birbirlerine. Bundan sonra ne olur bilemem...
Bakanlık, “Birliğin 3 kuruş bile harcamadığını, şeffaf olmadığını” iddia ederek protokolü sonlandırdı, demirbaşlar bugün bakanlığa devredilecek.
Birlik ve Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, iddiaya büyük tepki gösterdi, 26 milyon lira harcandığını açıkladı, yapılanları sıraladı. Sonunda İZKUŞ’un tüzel kişiliği donduruldu, Kocaoğlu’nun olağanüstü genel kuruldaki şu sözleri dikkatimi çekti:
İMARA AÇMA ÇALIŞMASI GİBİ
“Daha önce yaptığım bir konuşmada ‘Belki biz görmeyiz ama İzmir Kuşcenneti’nde gençler ne yapılacağını iyice takip etsin. Önümüzdeki süreçlerde farklı şeyler olabilir’ demiştim. Akabinde bize gelen yazı ile buradaki koruma derecelerinin düşürülmesi ve bakanlığın yetkisine bırakılması, doğal sit alanlarının birinci, ikinci ve üçüncü dereceye oturtulması, koruma sisteminin başka isimler altında adlandırılması, Kuşcenneti’nin imara açılmasının, çeşitli amaçlarla kullanılmasının yolunu belirlemek için yapılan bir çalışmalar manzumesidir. Söylediklerimin 15 gün içinde tescil edildiğini üzülerek görüyorum.
İNŞALLAH YANLIŞ DÜŞÜNCEDİR
Biz tüm samimiyetimizle İzmir Kuşcenneti’nin korunması, kuşların gelmesi için çalıştık. Bunun için mücadele ettik, para harcadık, elimizi taşın altına koyduk. Bu kararı alanlar kuşların buraya gelmesini, Homa Dalyanı’nın kurtarılmasını, burasının sulak alan özelliğinin korunmasını gerçekten istiyorlar mı? Yoksa derece değişikliği ile uzun dönem içinde oradaki binlerce dönüm araziyle ilgili planlar mı var? İnşallah biz yanlış düşünüyoruzdur. İnşallah Kuşcenneti ve kuşlar, İzmir var olduğu müddetçe orada var olur.”
HOCA MAHKEMEYE TAŞIDI
Neydi konu? Sanayinin Geliştirilmesi ve Üretimin Desteklenmesi Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı, zeytinliklerin sökülebilmesi kabusunu yine gündeme getirmişti. Zeytinlikler bir dekar alanda en az 15 ağaç bulunan alan olarak tanımlandı. Yani özetle daha az ağaç bulunan alanlarda her türlü tesis yapılabilecekti.
Konut, turizm tesisi yok ama
Değişiklik girişimi büyük tepki çekti ve TBMM Sanayi Komisyonu’ndaki son görüşmelerde tasarıya yeni şekil verildi. Öncelikle “Bir dekar alanda en az 15 ağaç” tanımı çıkarıldı. Yatırımın önünü açan madde değiştirildi: “Zeytinlikleri üç kilometre uzaklıkta kimyasal atık oluşturacak, toz ve duman çıkaran tesis yapılamayacak. Ancak alternatif alan bulunamaması ve kamu yararı kararı alınması halinde, Tarım Bakanlığı’nca konut, konaklama ve turizm tesisi hariç, maden dahil her türlü yatırım yapılabilecek.”
‘Kamu yararı’ ve ‘maden’ var
Tamam konut, konaklama ve turizm tesisinin önü kapandı şimdilik. Ama, “Alternatif alan bulunmaması ve kamu yararı kararı alınması halinde maden dahil” her türlü yatırımın önü açık. “Alan bulunamaması, kamu yararı ve maden dahil” sözcükleri içimi rahatlatmadı doğrusu. Zeytinin kabusu sona ermedi gibi...
Özetle, “Zeytinlikler bir dekar alanda en az 15 ağaç bulunan alan olarak tanımlandı. Daha az ağaç varsa, orada sanayi tesisi kurulabilir.”
KAMU YARARI OLURSA
Ve de devam ediliyor: “Alternatif alan bulunmaması ve kurulun uygun görmesi şartıyla bakanlıklarca kamu yararı kararı alınmış yatırımlar için zeytinlik sahalarında yatırım yapılmasına Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından izin verilebilir.”
Yanılmıyorsam, zeytinlikleri hedef alan bu girişim 7’nci kez gündeme geldi. Ve tepkiler üzerine Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü komisyonda açıklama yaptı:
ISRARCI OLMAYACAĞIM
“Bu maddeyle zeytinlik sahalarının yağmalanacağı söyleniyor. Böyle bir şey olabilir mi? Aklımızdan bile geçmez böyle bir şey. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile istişare edeceğiz ve ortak bir karar vereceğiz. İlla böyle olsun diye ısrarcı olmayacağım. Zeytincilik konusunda tasarının tümü üzerinde spekülasyon yapılmasından yana değilim. Zeytin sahalarını ya da tarım alanlarını yok etmeden de sanayileşmek mümkün. Çıkarabiliriz o maddeyi sorun değil. Bu madde için paketin tamamına halel gelmesini arzu etmem.”
GÜVENİYORUM, İNANIYORUM AMA
Sonunda Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Selahattin Varan, oldukça ayrıntılı bir yanıt yolladı. Varan, çalışmaları sıralayıp noktayı koydu: “Tüm bu çalışmalar doğrultusunda Çeşme sahillerinin geçmiş yıllardan bir farkı kalmamıştır. Çeşme’nin turizm geleceği ile kimse oynamasın.”
PLAJDA ÖNEMLİ AÇIKLAMA
Ve de Çeşme Turistik Otelciler Birliği (ÇEŞTOB) Başkanı Veysi Öncel, yardımcısı Yakup Demir’le Ilıca Otel’in plajında basın toplantısı düzenledi. İkili, temizliğini kanıtlamak için denize ellerini sokup, parmaklarıyla gösterdi. Öncel, kirlilikten en çok etkilenen plajların bile mavi bayrak taşımayı sürdürdüğünü açıkladı, yüreklerimize su serpti:
KİRLİLİK BULGUSU YOKMUŞ
“Kirlilikten en çok etkilenen ve mavi bayrak taşıyan Sheraton Çeşme Hotel, Ilıca Hotel, Radisson Blue Hotel, Altın Yunus Resort & Thermal Hotel ve Boyalık Beach Hotel plajlarında, yüzey deniz suyu ve derin deniz suyu analizleri yapılmış, sonuçlarında da herhangi bir kirlilik bulgusuna rastlanmadığı rapor edilmiştir.”